11.09.2018 Pazartesi 06.06
"Hayat herkese farklıydı. Bunu fark etmem uzun sürdü. Yaşadığım lanet günler, lanet anılar, lanet insanlar. Bazı şeyleri anlamakta güçlük yaşıyorum. Bir anne neden kızını sevmez? Kendi doğurduğu öz kızını? Neden? Belki de bir evlat istiyordu ama ya kız değil de erkek istemişse? Ya tüm kini bunaysa ve bunu aşamıyorsa? Ya da üçüncü bir çocuk istemedi ama klasik şansa mı oldu? Bir varlığa can vermek ve o candan nefret etmek bu kadar basit miydi? Kesinlikle değildi. Hiç de karşısına geçip sorgulamadım da. Niye bu eziyeti hem ona hem kendime yapayım ki? Zaten benle konuşması için ya benim yeni bir kitap almam gerekiyor ya da yapılacak işler için. Gün benim için sabah saat 04.44 de başlar. Peki niye? Kalkıp klasik sessiz ev işlerini yapmam, kahvaltı hazırlamam, ütü varsa yapmam gerekiyordu. Bunları yaptıktan sonra duş alıp, hazırlanıp kimseye gözükmeden çıkmam lazımdı. Çünkü her görene ayrı hesap vermem gerekiyordu. Bana karşı yumuşak olan biri var mıydı bu evde? Hiç sanmıyorum. Hayallere kapılmamalıyım. Umudumu kesmeliyim. Kestim de zaten. Yani galiba. Bence. Sanırım. Neyse şu an hazırlanmaya başlamam lazım. Ah bu arada kendimi tanıtmayı unuttum. Ben Dilde. Anlamı ise aydınlık, hayret uyandırıcı demek. Bu anneden böyle bir isim çıkmaz zaten ilerde anlarsın. Babam koymuş adımı. Anlamına falan da bakmamış. Bir arkadaşı köpeğinin adını kısaltınca babam da çok ilginç deyip koymuş. Ankara da Keçiören de yaşıyorum evet evim yokuş üstünde. Şu an 17 yaşındayım ama lise 3'e gidiyorum. Meslek Lisesinde Bilişim Teknolojileri Bölümünde okuyorum. Edebiyat, Felsefe, Tarih, Fizik, Kimya' ya bayılırım. Aşırı ilgimi çeker. Neyse daha da uzatmayayım. Daha müsait zamanda uzun uzadıya tanışırız. Daha yolumuz çok uzun. Kendine dikkat et lütfen. Kitaplarını kimseye verme. Gereksiz hareketler yapma. Bu arada yeni saçın çok yakışmış. Önce kendini sonra kitaplarını sev. <3"
Günlüğümün kapağını kapattım hemen. Üstümü çoktan giymiştim sadece çıkarken ceketimi, çantamı ve kitabımı almalıydım. Kitap için bugün son gün Kütüphaneye teslim etmem gerekiyor. Yavaşça odadan çıktım. Ses olmasın diye kapımı bile tam kapatmamıştım. Yavaşça yürümeye başladım koridorda. Kapıya geldiğimde spor ayakkabımı sessizce giydim. Anahtarım zaten çantamdaydı. Kapının kilidini açtım ve yavaşça çıktım, kapıyı da çektim. Büyük bir oh çekip koşarak merdivenlerden inmeye başladım. Her an baba ya da abi bozuntusuyla karşılaşabilirdim. Bunu istemiyorum ama içimde bir huzursuzluk vardı. Sanki bir şeyi unutmuş gibiydim. Evet unutmuştum. Bu evde en unutmamam gereken şeyi unuttum. Günlüğümü. Tekrar yukarı çıkmam lazımdı. Oh diye çıktım evden oflayarak geri giriyordum. Saate baktım. 06.10. Herkesin uyanmasına 5 dakikam vardı. Şanslıysam hiç kimseye denk gelmeden alır çıkardım. Eve girdim ama ses yoktu. Bu demekti ki şanslıy ne odamın kapısı sonuna kadar açıktı. Burada en iyi ihtimal babaydı. Fakat en kötü ihtimal anne değildi. Abi bozuntusu. Yatağıma oturmuş defterimi okşuyordu. Genel olarak küfür etmem ama gerçekten o tüm küfürleri hak ediyordu. Kapıya geldiğimde bana baktı ve o pis erkek gülüşünü yaptı. Bu maymuna hangi kız bakıp tav oluyordu anlamıyordum.
"Ah canım kardeşim ah. Bu aralar çok dalgınsın. Baksana yeni defter almışsın ve burada unutmuşsun. Ya ben olmasaydım ya canım annem bulsaydı ve okusaydı. Emin ol çok üzülürdü. Ah saate bak uyanması yakın. Eğer seni evde görürse cehennem gibi bir sabah olur. Hem..."
"Kısa kes ne istiyorsun?" dedim sert bir tavırla. Ne zaman bir açığımı görse hemen bir şeyler ister çıkarcılık yapardı. Bir keresinde yeni kitap aldığımı görünce anneme söylemekle tehdit etmişti. Söylememek için de bizim okuldan bir kızı ayarlamamı istedi. Sapık herif. Bende tamam deyip okulun belalı oğlanının sevgilisine gidip bunu demiştim kızda okul çıkışı gelsin demişti. Bende bunu ona dedim. Meğerse kız gerçekten beğenmiş ve buluşmak istemiş. Bu salak geldi kıza sarıldı o an kavga kıyamet. Ne güzel dayak yemişti baya eğlenmiştim. Sonra eve gidip anneme kitabımı demişti. Annem de benim okulumda olması hem de biricik oğluşu Rauf'un dayak yemesinin hırsıyla beni oklavayla dövmüş, sırtımda oklava kırmıştı. Alışmıştım. Rauf yüzünden hayatım daha da kararıyordu. Onu gördükçe midem bulanıyor. Kendisine göre kızlar olgun erkekleri seviyordu. Kendisi benden 6 yaş büyük. 22 yaşında ve aslında bir bakıma gideri var ama karakteri yok sapık biri.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAŞAM SAVAŞI
General FictionHayatımın yönü benden bağımsız gidiyordu. Akıp gidiyordu ellerimden hayatım ama asla tutamıyordum. Peki tutmak istiyor muydum? Bunun cevabını iyi ya da kötü olarak değerlendirirsek buna bile verecek cevabım yoktu. Hayat, kader, karma adına her ne de...