Lütfen oy yapmayı ve yorum yapmayı unutmayınız...
Ayaz gitmiş ve geri gelmemişti. Hatta yaklaşık üç veya dört saat olmuş diye düşünüyordum. Biraz daha beklemek istemedim ve vurulan bacağımla ayağı kalktım.
"Ah"
Duvardan destek alarak yürümeye başladım. Bir süre sonra acının azaldığını hissettim. Mutfağa geldiğimde bir bardak aldım ve su doldurmaya başladım. Suyu içerken kapı açılma sesi geldi. Büyük ihtimalle Ayaz'dı ama emin olmam gerekiyordu. Hiç adım sesi duymamıştım ama arkamda birisi olduğunu hissedebiliyordum.Gözüm yandaki bıçaklara kaydı. Hemen birisini aldım ve arkama döndüm. Arkanda kimseyi görmeyince çok şaşırdım. Emindim arkamda birisi olduğundan. Biraz ileri gittim. Etrafa baktım. Bacağımın ağrısını unutmuş gibi yürümeye başladım. O an yatak odasından gelen ses ile kafamı oraya döndürdüm. Telefonum çalıyordu.
Telefonum mu?Biraz ilerledim ve telefonumu elime aldım.
Babam
Cevap vermem gerekiyordu.
"Alo baba"
"Kızım neredesin sen!? "
Sinirli ve endişeli.
"Baba bu akşam evde olacağım. "
"Neredesin? "
Arkamda duyduğum ses ile dönme ihtiyacı duydum.
"Tekrar arayacağım"
Telefonu kapattım ve arkama döndüm. Elimde bıçak vardı. Ayaz'ın gözü hemen bıçağa kaymıştı.
"Beni öldürecek misin? "
"İlk uygun zamanda"
Nedense yine o Ezgi'ye dönmüştüm. Nefret dolu olanına.
"Barıştık sanıyordum"
Hafif topallıyarak yanına yaklaştım.
"Sanıyordun"
Güldü.
"Bacağın acımıyor mu? "
"Hayır"
"Akşam hiç bir yere gitmiyorsun"
"Sanane lan"
Öfkem onun emrivaki etmesi ile daha da büyüdü. Bıçağı saldım ve kapının kenarına saplandı. Kapı olmasaydı Ayaz'a saplanırdı. Keşke olmasaydı.
"Sen fazla oldun artık"
Bıçağı yerinden çıkardı ve bana doğru geldi. O üzerime gelince bir kaç adım geri gittim. Beni belimden tuttu ve yüzüne bakmamı sağladı.Elimden bıçağı aldı ve yere saldı. "Amacın ne? "
Sinirli sesi korkutucuydu ama ben korkmadım. Beni tutan ellerini sertçe üzerimden çektim ve telefonumu alıp kapıya yöneldim. Siyah iri gözleri ile beni izlediğini hissediyordum.
Hemen yolumu değiştirdim ve mutfağa gittim. Oradaki meyve tabağından bir yeşil elma aldım.
Sonra tekrar mutfaktan çıkmak için kapıya döndüm. Kapıda beni izliyordu. Gözlerimi devirdim ve yanından geçtim. Evin dış kapısına yöneldim. Kilitliydi. Arkamda hala bana bakıyor olması sinirimi bozdu.
"İzleme beni"
Arkamda beni izlediğini hissedebiliyordum. Eğer yalan söylemiyorsa şu anda da geçerli olması gerekiyordu.
"Annen yaşıyor olabilir"
Ağzım açıldı,elmam elimden düştü. Acısını unuttuğum bacağım sızladı. Kalbim sıkışmıştı.
Bir yandan da yalan olabileceğini düşündüm. Arkamı döndüm.
Bana acınası bakış atıyordu. O gözlerde yalan aradım. Yoktu.Bacağım titremeye başladı.
"Yalan söyleme"
Sonra anılarım gözümün önüne geldi. Gözüm karardı. En son hatırladığım şey babamın telefon konuşması geldi.
"Hayır yaşıyor. Çocuk bilmiyor"
Bu konuşmada bahsi geçen çocuk benmiydim?
Hayır canım daha neler.
O an bacaklarım vücudumu kaldıramadı.
"Ezgi!"
Ayaz bari alıştıra alıştıra söyleseydin be puşt!Ayaz Anlatımıyla
Kucağıma yığılan kıza dehşetle baktım. "Ezgi!"
Keşke alıştıra alıştıra söyleseydim.
Kızı hemen yatağa götürdüm ve doktoru aradım. Az önce ayrıldığımda adamlarım ile görüştüm.Hakan beyin Ezgi'nin babası olmadığını daha önce tahmin etmiştim ve test yaptırmıştım. Sonuç babası olmadığını söylüyordu.
Babasını çok sevdiğini biliyordum ama bunu söylemeliydim.Kapı çaldı.
Doktor gelmiş olmalı. Kapıyı açtım.
"Hastamız kim? "
"Bir kız"
Doktor yüzüme bakmadan odaya girdi.
"Nesi var"
"Bir haber aldı ve bayıldı"
"Ne haberi? "
"Hadi doktor orası seni ilgilendirmez işini yap! "
Doktor bana bıkmış ve korkmuş gözlerle baktı. Sonra yatakta yatan kıza yaklaştı. Odadan çıktım.Sigaramı cebinden çıkardım ve çakmak ile yaktım. İçerken Yusuf aradı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAFYA GÜZELİ
Short Story"Madem bu kadar seviyorsun-" Sözümü yarıda kesti. "Seviyorum" "Peki bir aydır kiminlesin ve neredesin" Sustu. Ama kelimelerinin yerini gözleri tutmuştu...