Hassiktir ya!
"Ashley! Çık şu gavatın altından! Hemen!" Tanışıyorlar mıydı? Bunca zaman benim gibi birini tanıyor ama bana söylemiyor muydu yani? Bu ne cüret!Reven kalktı ve sanki oyuncak tutuyormuşçasına bir rahatlıkla beni kaldırdı. "Çek o pis ellerini kızın üzerinden!" Reven ellerini çekmek yerine beni kendine çekti. "Elimi çekmek mi? Onun yerine ya bağlanırsak?" Sesinden eğlendiği aşikardı beni tam önüne çekti ve kendi benliğini açığa vurdu. Turuncu ışığı o günkünden daha parlaktı. "Ashley. Sakın aklından bile geçirme o şeref yoksunuyla bağlanmayacaksın." Düşündüğüm tek şey etimin parçalanması oldu. "Ashley taşşak mı geçiyorsun lan!" Benliğim açığa çıkarken kan kırmızısı ışığım Reven' ı gölgede bıraktı. "Ash benimle bağlanmak istediğine emin misin?" Aklım karma karışıktı. Derek'e olan sinirim bir yana bağlanma ne demek bilmiyordum bile.
"Bilmiyorum..." Reven tekrar insan formuna döndü benden de aynısını yapmamı istedi. İtaat ettim...
Tekrar yere indiğimde Derek dibimde belirdi. "Aklını mı kaçırdın sen? O herifle bağlanmayı nasıl düşünebilirsin!" Sinirden dişlerimi sıkıyordum. "Bana ne yapacağımı söylemeye nasıl cüret edersin pis sürüngen!" O da sinirlenmişti kolumdan tutup çekiştirmeye başladı. "Laflarına dikkat et Ashley! Eğer buradan çıkmak istiyorsan bana itaat edeceksin!" Şuna bak! Kim olduğunu sanıyordu aşağılık sürüngen. "İtaat mı? Kim olduğunu düşünüyorsun sen ha?!" Beni daha fazla çekiştiremedi çünkü Reven araya girip beni kendine çekmişti. "Derek kızın sinirlenmesi gayet normal. Az önce düğününü engelledin." Neyini engelledin dedin sen? Derek son bir defa bize bakıp odadan çıktı. Başıma dayanılmaz bir ağrı girmişti. Son gördüğüm şey ise odanın pembeye bürünmesi ve de Reven'ın bağırması oldu ardından her yer huzurlu bir karanlığa büründü.
***
Gözlerimi açtığımda bilmediğim bir odanın içindeydim. Göğüsümde bir ağırlık vardı, Reven başı göğsümde bana sarılarak uyuya kalmıştı. Oda çok hoştu ağırlıklı olarak siyah ve kırmızı hakimdi. Ufak tefek eşyalar turuncu ve lacivertti benim odama istediğimin bir değişik versiyonuydu. "Ne zaman uyandın?" Etrafı incelerken fark etmemiştim ama Reven'ın saçlarıyla oynuyordum. "Çok olmadı. Uyandırdım mı?" Kıkırdadığını fark ettim. Gülmesi hoşuma gitmişti, hep böyle gülsün istiyorum beni mutlu ediyordu. "Ve kalkar kalkmaz saçlarımla oynuyorsun ha? İyiymiş." Saçlarını çektim hafiften acıyla inledi. Gözlerimi kapatıp gülümsedim. Kafasını boynuma doğru yaklaştırıp fısıldadı. "Ash... Sadist falan mısın?" Saçlarını biraz daha çekiştirdim tekrar inledi. Kıkırdamama neden oldu bekle belki olabilirim. Çok geçmeden üzerimde ağırlığını hissettim. "Gülünce de çok güzel oluyorsun." Gülümsemem yerini somurtmaya bıraktı. "Bir sorun mu var?" Bana boya odasında olanları anlatması lazımdı hiç bir şey bilmiyordum. "Sana bir şey sormam lazım." Yüz hatları sert bir görünüm aldı ve ciddiyetle cevapladı. "Dinliyorum." Ona olanları anlatmasını söyledim.
"Sinir krizi geçirdin. Dönüşümün kısa ve dengesiz oldu zayıf bir insan parçasına sahip olduğun için oldu. Bünyen dayanamadı." Ayağa kalktı ve dolaptan kıyafetlerini aldı. "Merak ediyorum da nesin sen?" Dişlerimi sıkmakla yetindim. Bana yaklaştı sorusuna cevap bekliyordu. "Bağlanmaktan kastın neydi?" Perçemimi kulağımın arkasına attı. "Sorumu yanıtlamıyorsun yani. Peki. Bağlanmak dediğimiz şey insanların tabiriyle evlenmek demek oluyor. Derek bunu biliyordu ve engelledi." Düğün de nereden çıkmıştı. Kahkaha attı ve elindekilere bakıp giyinme bölümüne yöneldi. "Gerçekten bilmiyor muydun?" Başımı hayır manasında salladım. Bana bir şey demedin ki. On altı yılımı insanlarla geçirdim. Ben buraya gelmek için çabalarken hiç bir bilgim yoktu bile. Sadece çocukluğumda olan anılarım vardı. Altı yaşıma kadar olan anılarım, bir kısmı sadece anıdan ibaret... Olmam gereken yerle ilgili hiç bir şey bilmiyordum. Kendimle ilgili tek bildiğim şey hiç bir şey bilmiyor olmamdı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melez
Science FictionKayıp bir ruh vardı bir melez ruh. O, safkanlarla dolu bir evrende bir melez Neslini devam ettirmeye çalışan biri. Keşfedilmemiş bir gücün sahibi. Gereksiz bir evrende gereksiz bir düşünce. Bencilliğini kendine saklamış, kendine kötü olmuş biri. En...