Bölüm 7-Uyanış

17 3 0
                                    

Keven elini saçlarına daldırıp karıştırdı. "Alfası biter iti gelir. Biriniz bile kapıdan haberdar değil mi lan!" İçeriye dalan kurt Malwyn gibi iri ve güçlü durmuyordu. Daha zarif ve çevik görünüyordu bir o kadar da huysuz. Tüyleri parlak ve beyaza çalan bir griydi dokunup sevmemek için zor durulacak kadar güzel. Hızla bana doğru atıldı ve pençesini bana geçirmek için hamle yaptı. Keven ondan beklendiği üzere büyülü halkalarla onu havada tuttu.

"Majestelerine dokunabileceğini sana düşündüren neydi acaba?" Kurt hırlayarak debelendi ama nafileydi. Bir süre daha çırpınıp insan formuna döndü Clare karşımızda çırılçıplak duruyordu. "Alfamıza ne yaptın seni pis Lux!" Sesinde öfke ve tiksinme vardı. Kafamı hafifçe hadi manasında oynattım. Keven halkaları daha sıktı Clare canın acıdığını belli eden sesler çıkardı. "Ne o bana karşılık veremeyecek kadar zayıf mısın?" Nefret dolu bir kahkaha attı. "Kendini koruyamayacak kadar zayıfsın!" Keven onay bekleresine bana baktığında bir elimi dirseğime koyup devam etmesini işaret ettim. Clare'ın bedeninde iz bırakmayı istercesine halkaları sıktı. "Aptal olma ıslak köpek! Majestelerinin tek bir halkası bile kemiklerini kırar."

"Keven, misafirimize kötü davranma yeterince hırpalandı, bırakabilirsin." Koltuğa oturup Keven'ın misafirimizi bırakmasını izledim. Clare hırlayarak kamburunu çıkardı saldırmak istediği belliydi. "Keven, odamdan bir kaç kıyafet getirsen iyi olur." Clare gülümseyerek pençelerini çıkardı. "Bizim için çıplaklık gayet doğaldır. Doğanın kendisinde kıyafet yoktur." Keven kıyafetleri getirmek için odama gittiği sırada Clare'a yaklaştım. Bana hırlayıp pençesini savurdu ufak bir daire hareketimin ardından eli havada asılı kaldı. "Clare emin ol seni tehdit olarak görsem kokunu aldığım an daha içeri giremeden ölmüş olurdun."

Neyle karşı karşıya kaldığını anlamış pençelerini geri çekmişti. "Alfa seni reddetmiş olmalı." Keven elinde kıyafetlerle geri geldiğinde giymesi için masaya bıraktı. Clare bir yandan giyiniyor bir yandan bunların saçma ve gereksiz olduğunu söylüyordu. "E ben de sinirleneyim ben de yırtayım kıyafetlerimi. Hoş olur mu ıslak köpecik ha?" Keven'a susması için bir bakış atıp gözlerimi devirdim. Clare ise hırlayarak cevap verdi. "Nerden anladın?" Gülerek yerime oturdum. "Seni reddettiğini mi? Kokundan." Keven olanları anlamak için dikkatle bizi dinliyordu. "Koku duyun bizim kadar keskin olamaz sen bir Luxialısın."

"Ve sen de artık üzerinde çam kokusu olmayan çiftleşme vaktinde yalnız kalmış bir kurtsun." Kaşlarını çatarak bana doğru bir adım attı. "Alfamıza ne yaptın!" Keyfim yerindeydi ama Keven sinirlenmişti. "Karşında kim olduğunu unutma vahşi köpek." Sadık bir asker sizi savaşlarda koruyabilir ama sadık bir danışman sizi her konuda korurdu. "Keven bırak istediği gibi konuşsun. Buradan hala canlı çıkmak istiyorsa tabii." Clare gerilmişti buraya anlık bir sinirle geldiği belliydi sonunu düşünmeden düşman inine dalmıştı. "Alfa buraya anlaşmak için gelmişti ama onu zehirledin!" Tek kaşım havaya kalkmış hayretle dinliyordum.

"Ne yapmışım dedin?" Eğer son anda onu engellemeseydim pençeleri boynuma geçiyordu. "Bak Clare, masallardan fırlamış gibi bir güzelliğin var. Heba olmasını istemezsin diye düşünüyorum ama madem bu konuda ısrarlısın." Boynuma yakın olan pençelerinden birine bakıp gülümsedim. "Yardımcı olayım bari." Elimi yüzüne doğru kaldırdım gözlerinde korku vardı ve bu hoşuma gitmişti. Yavaşça pençesine dokunup boylu boyunca parmağımı gezdirdim ve ardından elimi yana çekip yumruk yaptım. Çığlık ve uluma karışımı bir bağrışa pençesi parçalandı. "Merak etme iyileştirme yeteneklerin vardı değil mi? Tıpkı yemeğimden bir lokma aldıktan sonra zehirlenmeni iyileştirdiğin gibi bunu da iyileştir."

Keven sinirle ayağa fırlamıştı. "Majesteleri! Sizi zehirlemeye mi çalıştılar!" Omuz silkmekle yetinip yerde kıvranan Clare'e baktım. Canının acıdığını görebiliyordum ama eğer kraliçe olacaksam ne kadar katı ve net olduğumu her şekilde göstermem gerekiyordu. Artık eski Ashley yoktu. Clare sonunda kendini iyileştirebilecek kadar sakinleşti. Etrafındaki aura haraketleniyordu tıpkı zehire karşı kendini iyileştirdiği zamanki gibi. "Bu yüzden sana ilk müdahale yapan ben değildim. Ufacık bir dokunmam bile sana ne kadar acı veriyor değil mi?"

MelezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin