Mutfak masasında içeceklerimizi yudumluyorduk. Ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama umarım istediğimiz cevapları alabiliriz. Beta Daniel içeri girdiğinde elindeki kanları temizliyordu. Ona yaklaşırken gözüm Malwyn'i aradı. "Nasıl geçti sorgu?" Beni göz ardı ederek masaya oturdu ve camdan dışarıya bakarak araya sinir bozucu bir sessizlik koydu. Resmen yok muşum gibi davranıyor, eminim bunu bilerek yapıyordu.
Omzumdaki el beni geriye çekerken gölgelere karıştım. "Luna. Bizimle gel. Luna." Panik halinde ileriye gitmeye çalıştım ama daha da derine çekildim. "Bizimle gel. Luna." Sesimi çıkaramıyordum sanki bir şey konuşma yetimi benden almış gibiydi.
Birden gözlerimi açtım ve dikkatimi çekmek için önümde elini sallayan Veronica'ya baktım. "Luna? İyi misin?" Tanrım az önce ne oldu öyle? "Evet. Evet iyim. Sanırım bir an daldım." Kaşlarını çatıp dudak büzdü. "İnsanları korkutma bildiğin üzere sen önemli birisin." Ah tabii önemli bir rehine. "Daniel nerede? Hala çıkmadıklarına göre sorguları uzun sürdü." Bardağını salladı, dalgın görünüyordu. "Hiç bir fikrim yok ama beni içeri almadılar." Onu izlerken aklıma takılan çok şey vardı. Yüzünü incelemeye başladığımı fark ettim.
Güzel denebilecek bir yüzü samimi bir gülüşü vardı. Ama onda ne olduğunu anlayamadığım bir şey daha vardı. Rahatsız edici bir şey ve bu kesinlikle kafamı karıştırmaya yetiyordu. Bekle bu kadar çabuk düşüncelerim değişemez ne oldu birden? Az önce gördüğüm şeyden dolayı mı acaba? Biraz tavsiye vakti geldi galiba gerçi Lux bana istediğim cevapları verecek biri değil.
"Her şeyi hallettik. Gerçekten de sorunca cevap veren bir vampirmiş. İşin bir eğlencesi kalmadı beklediğim gibi bir sorgu değildi siktiğimin vampiri hemen öttü." Daniel içeri girdiğinde tıpkı gördüğüm görüntüde olduğu gibiydi. Ellerini temizliyor ve ben yokmuşum gibi pencereye doğru ilerleyip masaya oturdu. Bu senaryo aşırı tanıdık olmasa belki daha rahat hareket edebilirdim. Duvardan uzak durmaya özen göstererek Veronica'ya yaklaştım. Birine yakın durmam gerektiğini hissediyordum. "Malwyn nerede?" Omzumda hissettiğim elle yerimden sıçradım ve geriye doğru hızla hamle yaptım.
"Sen. İyi misin Melez?" Masaya elimle yaslanarak derin bir nefes aldım ve sesimi bulmak için bir süre bekledim. "Evet. Elbette, sadece bir an.. Bilirsin işte tetikte olmak gerekir." Malwyn bir şeylerin farkına varmış gibi belime sarıldı sanki güveneceğim birine ihtiyacım olduğunu biliyor gibiydi. "Veronica . Aşağı in ve paketi hallet. Onu Londra' ya hediye olarak göndermemiz gerekiyor." Gözlerimi masumca açtım ve Malwyn' e baktım. "Hayır. Sen burada benimle kalıyorsun. Seni hazırlamamız gereken bir savaş var." Yüzümü ekşiterek göz devirdim.
Veronica vampirle ilgilenirken onunla gitmek istedim ama Daniel beni engelledi. "Üzgünüm ama sen burada kalıyorsun. Yetki alanından çıkmamanı tavsiye ediyorum." Ona sadece bakmakla yetindim ve sorgu odasına ilerlemek için arkamı döndüm. "Sana burada kalıyorsun dedim!" Olduğum yerde durdum ve omzumun üstünden başımı geriye sarkıttım. "Bir daha o ağzını açarsan ölümün ne olduğunu görmüş olursun." Yüzünü tiksinti kapladı ve bana doğru bir adım attığında ona doğru döndüm. "Devam etmek istediğinden emin misin Beta?" Adımları hızlanırken aramızdaki mesafe kapandı.
"İğrenç bir Lux benimle böyle konuşma hakkına sahip değil!" Vücudum kıpır kıpırdı bu hissi çok iyi biliyordum. Öldürme arzusu, kaos açlığı. Hızla bana doğru geldiğinde onu sert bir tekmeyle karşıladım tam da çenesine oturtmuştum. Yüzümde bir gülümseme belirdiğinde çoktan üstünde onu yumrukluyordum. Dudakları patlamış çenesi kırılmıştı ama daha fazlasını istiyordum elimdeki kanları yeterli değildi. Beni itmek için uğraştığı kollarına dişlerimi geçirip sağ sola savurdum. Derisinden bir parça kopardığımda küfürle inledi. Kahkaha attığımın farkında bile değildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melez
Science FictionKayıp bir ruh vardı bir melez ruh. O, safkanlarla dolu bir evrende bir melez Neslini devam ettirmeye çalışan biri. Keşfedilmemiş bir gücün sahibi. Gereksiz bir evrende gereksiz bir düşünce. Bencilliğini kendine saklamış, kendine kötü olmuş biri. En...