18. Bölüm: Telefon

6 1 0
                                    

"Sanat!"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Sanat!"

Omzumda varla yok arası bir sızı vardı. Kurşunun omzuma saplandığını anlayamamıştım bile. Her şey gözümü kapatıp açmam kadar kısa bir zaman dilimi içinde olup bitmişti. Yere düşecek gibi olduğumda Devrim tuttu beni. Belime sarılmış dehşetle omzuma bakıyordu.

"Sanat," dedi korkuyla. Sesi titriyordu. Ondan destek alarak doğruldum.

"Ben iyiyim," dedim sakince.

İkna olmadı. Gözü bir anlığına dahi omzumdan ayrılmadı. "İyi olacaksın," dedi sadece. Beni arabasına bindirdi. Vural'a arabanın anahtarını verdi ve, "Bizi hastaneye sen götüreceksin," dedi.

Devrim normalde kimseye arabasının anahtarını vermezdi. Hatta kimseyi kolay kolay arabasına bile bindirmezdi ama şimdi sırf benim yanımda olabilmek için anahtarı Vural'a verdi ve arkaya yanıma geldi. Omzumu oynatmamaya özen gösterdi. Başımı dizlerine yasladı.

Gözlerime baktı ve, "Yanındayım," diye fısıldadı. Donuk ifadem ona odaklanmıştı. Endişeyle bana bakan, kıpırdamamam için beni sıkıca saran kişi oydu. Yanımda duran, sırrımı öğrenmesine rağmen beni ardında bırakmayan, korkacağımı düşündüğü için en çok da acı çektiğimi düşündüğü için, "Az kaldı," diye fısıldayan da oydu. Devrim Dinçer Demiralp.

Karanlığı gören ve karanlığın yanında durandı Devrim. Şimdi de karanlığı iyileştirmek için Vural'a en yakın hastaneyi tarif ediyordu. Vural arabayı hızla sürerken Devrim sarsılmamam için beni sıkı sıkı tutuyordu. Ona korkulacak bir şey olmadığını söylemek istedim ama bir şey bana engel oldu. Yapamadım.

Araba hastanenin arka tarafında durduğunda Vural apar topar arabadan inip doktor çağırdı. Beni alıp götürüşlerini bile hatırlamıyorum. Ne yaşadığım, gözlerimi ne zaman hastane odasında açtığım bile muamma. Her şey fazlasıyla silik. Tek gerçek ise yanı başımda durmuş gözlerime bakıyordu.

"Sanat," dedi Devrim. Ses tonu daha iyiydi. Artık endişelenecek bir şey kalmadığını onun sayesinde anlamıştım ki gözlerim bu sefer diğer tarafımda duran Vural'a kaydı. O da beni görünce rahat bir nefes almıştı. Tam o sırada odaya giren kişiyle birlikte benim iyi olmamın bile yaşanacakların önüne geçemeyeceğini anladım.

Odada olduğunu sonradan fark ettiğim Ilgaz Günay kapıdan yeni giren Rutkay Karay'ı gördüğünde az sonra neler olacağını tahmin etmiştim. Onun burada bulunuşu bile bir yalanken her şeyin iyiye gitmesini ummak bile başlı başına bir saçmalıktı.

"Sizin ne işiniz var burada?" diye sordu Rutkay Karay dişlerinin arasından. Ilgaz Günay'a öyle bir bakışı vardı ki daha şimdiden konuşmanın nereye gideceği belliydi.

"Sanat omzundan vurulunca onu yalnız bırakmak istemedim."

"Sana mı kaldı benim kızımın yanında olmak? Daha sabah beni dava etmekle tehdit ediyordun. Şimdi ne değişti Ilgaz Günay?"

İhanetler Müzikali (YR serisi) (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin