Kafası karmakarışıktı. Forza taşı da neydi? Bu ses neden bir taşı istiyordu. Hem forza ne demekti ki? Kafasından bu düşünceler geçerken o boğuk ve derin ses, "Bu taş ne diye sormayacak mısın?" dedi. Kendisinden önce davranmasına şaşırmıştı.
Ve lafa girdi, "Evet soracağım, nedir bu taş?" Nereden geldiğini bilmediği ses tekrar konuştu, "Burda sana bu taşın özelliklerini anlatmayacağım. Sadece bu taşı bul ve bana getir." Davin, "Nerede olduğunu bilmiyorum nasıl getireyim?" demişti biraz yakınarak. Konuşmasının hemen ardından yeraltından sesler gelmeye başladı ve tam ayağının önünden köklerin ucu çıkmıştı. Belli ki onu tehdit ediyordu. Davin, "Tamam tamam arayacağım. Bulursam da getireceğim."dedi.
Kökler sakince tekrardan yerin altına doğru süzüldüler. O sesin konuşmasını bekliyordu ama hiçbir şey söylemiyordu. Mecburen dönmek zorunda kaldı
Eve vardı. Çalışma masasına geçti. Biraz olsun merakı geçer diye gittiği ormandan aklı daha da karışmış bir şekilde geri dönmüştü.
Forza taşı... Neydi acaba bu taş? Ne işe yarıyordu? Neden bu ses bu taşı istiyordu?
Biraz acemice bir şey de olsa google'dan araştırmayı denedi. Belki bir şey bulurdu.
Ama google'da da hiçbir şey çıkmıyordu. Daha doğrusu mantıklı hiçbir şey çıkmıyordu.Bu böyle olmayacaktı. Bir taş ismi söyleyip bunu bul ve getir de ne demek? Bu ses çıldırmış olmalıydı.
Neyse artık akşam olmuştu ve yapacağı da pek bir şey yoktu hem yarın da iş vardı. Bu yüzden de erkenden yattı.
Ertesi gün kendisini dünkünün aksine biraz daha iyi hissediyordu. Çünkü en azından aradığı şeyin ismini biliyordu. Bu da bir şeydi sonuçta. Her neyse kıyafetlerini özenle seçip giydi. Ve evden çıktı.
Laboratuvarda ise her zamanki gibi erken gelen James ve onun yanında da Fiona vardı. Günlük raporları inceliyorlardı. Sonrasında ise Victoria geldi. Hemen Fiona'ya selam verdi. James'e de hiç orda yokmuş gibi davrandı.
Asla yüzüne bakmıyordu. Fiona, "Ben ölçüm odasına gidiyorum şu kanda değer ölçümü yapacağım."dedi. Ama sanki bile bile onları baş başa bırakmak için çıkıyormuş gibi de bir havası vardı. Fiona odadan çıktıktan sonra Victoria da hemen ardından gidecekti ki James," Victoria, sen nereye?" diye sordu.
Victoria,"Iıı, şey Fiona'nın yardıma ihtiyacı olabilir. Onun yanına gidiyordum." dedi sanki hesap veriyormuş gibi.
James Victoria'ya yaklaştı ve, "Victoria farkında mısın bilmiyorum ama bir zamandır bana soğuk yapıyorsun ve ben bunun nedenini bilmek istiyorum. Yani bir şey yaptıysam söyle." dedi. Victoria ardından, "Ha-hayır bir şey yapmadın ben sadece ııı, biraz yorgunum bu aralar o kadar." dedi.
James, "Victoria ormandaki olaydan sonra böyle davranıyorsun her şeyin farkındayım. Sen düştün ben de seni kaldırdım. Her şey bu. Arkadaşlar birbirlerine yardım edebilir. Tamam mı? Hadi artık eskisi gibi olalım." dedi.
Victoria, "Ne dediğini hiç anlamıyorum ama tamam eskisi gibi olalım." dedi ve omzuna vurdu gülerek.
James bu vurmalara alışkındı artık. Ama eskisi gibi olduğuna da sevinmişti. Onlar birbirine bakıp gülerken içeri Evan girdi, "Iıı yanlış zamanda geldim galiba çıkıyım hemen." derken Victoria," Saçmalama Evan ne yanlış zamanı gel şöyle." Evan sırıtarak içeri girdi.
Evan, "Eee sonuçlar çıkmış mı?" Victoria bi kaşını indirerek, "Ne sonuçları?" dedi. Evan, "Ne olacak, ormana gittik ya o kadar su örneği aldık. Onların sonuçları." Victoria, "Haa evet evet çıkmış. Ama baya ilginç sonuçlar." derken içeri Davin girdi. Herkes otarafa doğru yönelmişti. Davin'in hemen arkasından da Fiona gelmişti. Evan hariç herkes Davin'e bakıyordu.
Davin, "İlginç sonuçlar mı? Ne çıkmış ki?"
James, "Sen sonuçları boşver de iyi misin onu söyle?" Davin, "Arkadaşlar ben gayet iyiyim haftasonu boyunca dinlendim ve kendimdeyim lütfen o konuyu bir daha açmamak üzere kapatalım olır mu?" Hepsi şaşırmıştı. Ama daha fazla bu konu hakkında konuşmadılar ve onayladıklarını belirttikleri mimikleri yaptılar.Davin, "Evet Victoria, nasıl çıkmış sonuçlar?" Victoria, "Nehrin suyu içilemeyecek durumda. Ve içinde tam belirleyemediğimiz bir madde var. Çok ilginç gerçekten de ne olduğunu belirleyemiyoruz. Daha önceden bulunmuş hiçbir element değil gibi gözüküyor." Evan, "Bir de yeni bir element keşfediyormuşuz. Off çok iyi olurdu. Literatüre yeni bir şey kazandırırdık. Hatta Nobel bile alırdık." dedi gözlerini kocaman açarak. Evan'ın gerçekten hayal gücü çok kuvvetliydi.
Fiona lafa girdi, "Yok artık, Evan yine uçtu." dedi biraz alaycı bir gülümsemeyle. Evan sadece onları eğlendirmek ve ortamın havasını yumuşatmak istemişti. Fiona neden ona öyle davranıyordu ki? Onun böyle tepki vermesi onun için çok üzücüydü. Üstelik bu esprileri en çok da onun için yapıyordu.
Davin Evan ne kadar belli etmese de onun kırıldığını anlamıştı ve, "Kim bilir belki de alırız o Nobeli." diyerek güldü.
Victoria, "Her neyse bu maddenin ne olduğunu bulmak uzun iş. Biz diğer işlerimize bakalım." dedi ve bu gergin konuyu kapattı.
Onlar tam gergin bir konu kapandı derken yine bir tane açmak üzere Charlotte içeri girmişti. "Herkes bana baksın. Yeni bir projeye başlıyoruz. Ve sadece biz değil. Bu proje şirketlerarası bir proje. Yani başka şirketlerdeki laboratuvarda çalışanlarla eş olup araştırmanızı yöneteceksiniz."
Herkes pür dikkat dinliyordu. Çünkü daha önceden hiç böyle bir şey yapmamışlardı.
James söze girdi, "Peki hangi şirketle eş olacağız ve tam olarak nasıl bir araştırma yürüteceğiz?"Charlotte, "Science şirketiyle çalışacağız. Ve ikişer ikişer eşleşip çalışmanızı yöneteceksiniz. Hatta bugün buraya geliyorlar bile." Sözünü bitirdiği zaman dışarıdan bir ses gelmişti. Charlotte hemen camdan dışarı baktı. "Evet geldiler bile onları ben karşılayacağım ve buraya yönlendireceğim. Saygılı davranmanız gerektiğini hatırlatmama gerek yok değil mi?"dedi o sitemli sesiyle. Biz de onayladık ve gelmelerini bekledik.
Nereden çıkmıştı ki şimdi bu? Ne gerek vardı?
Birkaç dakika sonra kapı açıldı ve 5 kişilik grup içeri girdi. Davin içeri gelenlere bakıyordu. Gelenlerden ziyade gelenlerden birine bakıyordu. Anlayamadığı bir şekilde gözünü çekemiyordu o kızdan.
Charlotte eşleri açıklarken Davin bir anda heyecanlanmıştı. Sebebini bilmiyordu. Ama gerçekten de çok heyecanlıydı.
Charlotte, "Evan sen Adelina ile; James sen Jolie ile; Victoria sen Alex ile; Fiona sen Adam ile ve sen Davin, sen de Olivia ile eşsin.
Nedense Davin'in içinde büyük bir memnuniyet vardı. Ama bunu asla açıklayamıyordu. Odaya giren grup girdiğinden beri gözünü ayıramadığı kızla eş olmuştu.
Öyle bir zerafeti vardı ki. Bambaşka bir auraya sahipti. Sanki bu dünyadan değil de başka bir evrenden kopup gelmişti. Üzerinde diz kapağına kadar uzanan kot lacivert bir bahçıvan elbisesi vardı. Ve yine diz kapağının biraz altına kadar yükselen siyah uzun botları vardı. Saçları dalgalı ve orta uzundu. Kahküllerini iki yanına taramıştı. Hafif makyajıyla bile gerçekten çok farklı bir havaya sahipti.
O bu düşünceler dalıp giderken Olivia bir anda yanına geldi ve diğer eşlerin yaptığı gibi tokalaşmak istedi. Elini uzattı. "Merhaba Davin. Tanıştığıma memnun oldum. Umarım iyi bir çalışma süreci geçiririz." dedi. Ne tesadüf o da çok memnundu. Ve kendini biraz geç de olsa - ki bunu yaparken sanki ecel terleri döküyordu-toparlayıp elini sıktı ve söze girmeyi başardı, "Ben de çok memnun oldum. Sizinle iyi işler yapacağımızı düşünüyorum."dedi odaklanmış gözlerle...
.
.
.
.
.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Passage: "Forza"
Fantasy~Kapının ardındakini oraya girmeden de bilebilir mi? ~Sesin ardındakini onu görmeden de tanıyabilir mi? {Ara Verildi}