Davin ürkek ürkek etrafa bakarken; Boris, yukarı doğru bakarak yutkundu ve, "Sen burada kal, ben birazdan geleceğim." dedi kısık sesle. Davin, "Olmaz. Ben de geleceğim. Bu ajan kimmiş beraber öğrenelim. Ve hesap soralım."
Boris, "O iş öyle kolay değil. Ama madem gelmek istiyorsun gel. Fakat sakın ama sakın benden bağımsız bir hareket yapma. Unutma ki o bir mutare. Bizden üstün özellikleri var. Dikkatli olmalıyız."
Davin, "Peki tamam. Hadi çıkalım artık." dedi. Sesi pek güven vermiyordu.
Merdiveni uzatıp yukarı doğru çıktılar. Kapıyı açarken elleri titriyordu Boris'in. Davin Boris'i ilk defa böyle görüyordu.
Sonunda yukarı çıkmışlardı. Dışarıdaydılar. Etrafta kimse yoktu. Sağa sola bakınırken bi anda arkalarından ses geldi. "Buradayım. Aramayın beni."
İkisi de bi anda sesin geldiği yöne baktılar. Ajan tam da karşılarındaydı. Yüzü yine siyah bir atkıyla sarılıydı. Kıyafeti komple siyahtı. Boyu oldukça uzun, zayıf olmasına rağmen güçlü duruyordu. Sadece gözleri gözüküyordu.
İşin ilginç yanı en az kendileri kadar o da şaşırmış gözüküyordu.
Davin, "Kimsin sen ha? Forza taşı bizde değil. Anlıyor musun, rahat bırak bizi. Söyle o sahibine de o ağacın ardından konuşmayı bıraksın."
Ajan, şoka uğramıştı. Meğer Emrick'in yakala emri verdiği, o gün kafasına çuval geçirdiği için yüzünü göremediği, ve Forza taşına sahip genç, karşısında duruyordu. Üstelik bu genci daha önceden tanıması da ayrı bir şoktu onun için. Yutkunduktan sonra biraz bekledi ve kendini toparladıktan sonra konuşmaya başladı. "Kim olduğumu merak mı ediyorsun?"
Davin, "Evet. Hem de çok." Ajan, "Forza taşını verirsen öğrenirsin."dedi bir kaşını kaldırarak.
Boris, "Yeter bu kadar. Forza taşı burada değil. Anlıyor musun? Hem bizde olsa da sana vermeyeceğiz. Sizin bu dünyada yeriniz yok."
Ajan, "O kadar emin olma Boris. Bu dünyada yeri olmayan asıl sizlersiniz. Defolup gideceksiniz. Merak etmeyin sizi, sizin yaptığınız gibi bir cehenneme hapsetmeyeceğiz. Bizzat cehenemmin ta kendisine göndereceğiz. Sonsuza kadar orada kalacaksınız." dedi. Boris'in gözünün içine bakarak. Olabildiğince Davin'e bakmamaya çalışıyordu.
Davin, "Öyle mii? Neden oraya hapsolduğunuzu bilmiyorsun galiba?"
Ajan küçümsercesine başını iki yana salladı. "Tamam. Benim için bu kadar yeter. Daha fazla zırvalamanızı dinlemeyeceğim. Benim görevim, amacım ne derseniz artık bu taşı bulmak. Ve bu taş sen de. Ve onu senden alacağım. Ha neden hapsolduğumuza gelince bunun hakkında gerçekten ne biliyorsan yanlış."
Davin, "Neden anlamıyorsun? Bende değil diyorum. Değil! Ve yanlış değil doğru biliyorum. Harold'un hükümdarlığını istemediğiniz için ona karşı gelip onu indirmeye çalıştınız. Fakat olmadı başaramadınız. Ve bu dünyaya da gelemeyeceksiniz. Hatta aslını bırak Forza taşının parçalarını dahi sizden alacağım ve hiç ama hiç buraya ayak basamayacaksınız."
Ajan gülümsedi. "Emin misin? Hangi güçle? Neye dayanarak konuşuyorsun?"
Davin tam konuşacakken, Boris " Ajan! Yeter. Buraya gelmenin amacı neydi? Neden çağırdın beni? Bu şekilde sonu bir yere varmayan kavga için mi?"
Ajan, "Yanındaki adam konuyu uzatmasaydı olmazdı. Her neyse tabii ki de bunun için gelmedim. Tüm ülke hatta tüm dünyanın haberi oldu bu geçitten. Hatta geçiş yaparken görüntülerim yayılmış. Bilin bakalım kim çekmiş bu görüntüleri?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Passage: "Forza"
Fantasy~Kapının ardındakini oraya girmeden de bilebilir mi? ~Sesin ardındakini onu görmeden de tanıyabilir mi? {Ara Verildi}