🌿13.BÖLÜM: KRİZ 🌿

3.4K 183 47
                                    

Yıldızımızı parlatmayı unutmayın ️✨️

Güneş - mahvet
Kahraman Deniz - Garezi var
Reckol &  çakal - Benimle gel

İyi okumalar <3

Bu bölümde olan tüm olay ve kurgular en ince ayrıntısına kadar hayal ürünüdür ve sadece bir kurgudan ibarettir.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Dünya küçük derlerdi ve Ben pekte bu sözün arkasında durmazdım, ama şu dakika anlamıştım ki dünya gerçekten de çok küçüktü.

"Sana tekrar görüşeceğimizi söylemiştim mahpeyker." Yeni fark ediyordum ki dudağının sağ köşesi patlamış kanmıştı, sol kaşı yarılmıştı ve yüzünün bazı noktalarında morluklar kızarıklıklar vardı.

Üzerinde emanet duran beyaz gömleğin yakası açılmış çamur olmuştu.
Pantolonun paçaları da ıslanmış, çamur olmuştu. Sanki savaştan çıkmış gibiydi, ama buna rağmen bir kolunu kapıya yaslamış serseri bir gülüş ile bana bakıyordu.

Kaşlarımı çattm, "senin ne işin var burada." Dedim mesafelemi korurken,

Kasları havalandı, "Öyle yoldan geçiyordum bir uğrayayım dedim, bir kahve içeriz diye."

"Dalga mı geçiyorsun?"

"Evet." Sinirle soludum, "bana yardım etmeyecek misin? Senin hayatını kurtardım sonuçta."  Dedi yarım ağız sırıtırken.

Gözlerimi sabırla kapattım ve homurdanarak kapıyı biraz daha araladım, içeriye adımlarken bakışlarını benden çekmiyordu, o gün karşısında yara bere içindeydim ve şimdi benim bakımlı, düzenli hâlimi görünce derince inceliyordu.

Aksak adımlarla yanımdan geçtiğinde önüne geçtim ve yol gösterdim. Salona girdiğimizde detaylıca inceledi. Yarası olduğu için daha fazla ayakta kalamayarak kendini koltuğa bıraktı. Sonradan fark ediyordum ki bacağında da yarası vardı, hatta en ağır yarası bacağındaydı sanırım.

Sesini çıkarmıyor, belli etmemeye çalışıyordu ama sıktığı dişlerinden canının acıdığı belli oluyordu. Onu kısa süreli burada bırakarak odama çıktım ve banyodan sağlık çantasını alarak tekrar yanına döndüm.

Önünde durduğumda yorgun gözlerini aralamış karamel rengi gözlerini yeşillerime sabitlemişti.

"Yarana bakmam gerekiyor, onun için bacağına açmalısın."

"Önemli bir şey değil, abartılacak bir durum yok."

"Ben abartmıyorum. Sadece yarana pansuman yapacağım ve bitecek," dedim kararlılıkla. Daha fazla üzerinde durmadan kirlenmiş pantolonu diz kapağına kadar çekti. Elimde olamayarak gözlerimi belerttim, önemli değil dediği yara bu muydu?

Bu kadar sakinliğini koruması bile şaşırtıcıydı. Kaşlarımı çattım, "Gerçekten hiç önemli değilmiş, bu şekil futbol bile oynarsın sen." Yarım ağız güldü,

"Hıı aynen, çok sıkıntı yok." İçime nefes çekerek kafamı iki yana salladım ve bacağına doğru eğilerek ilk önce yarasını temizledim.

Üzeri hâla taze kanlıydı ve bir buçuk el büyüklüğünde olan yarası boydan boya kesilmiş, etrafı soyulmuştu. Bacağının etrafında morluklar ve kızarıklıklar da vardı.

Yüzümü buruşturarak pansumanı yaptım, işim bitince saygıyla güzelce sararak ayağa kalktım. Bu süre içinde beni izlemeyi bırakmamış, gözleri  dikkatle üzerimde, ellerimde oyalanmıştı.

GERÇEK AİLEM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin