KEYİFLİ OKUMALAR...
.
.
.*Giriş Devrim Kızı...*
08 Ocak 2024, Pazartesi Günü, 19:19
Türkiye/İstanbulKaranlık ve loş koridorda, ortamla bütünleşmiş gibi baştan ayağı siyah giyinen adam, oldukça sert adımlarla ilerliyor, gözlerinin odağını bir an bile önünden ayırmıyordu. Geniş omuzları ve ciddi yüz hatlarıyla girdiği her ortamda dikkatleri çekebilecek bir havası vardı. Korkutucu ancak karşı konulamaz...
Uzun parmakları arasında tuttuğu telefon titreyip siyah ekranında yanıp sönen beyaz ışık, ilk defa bakışlarının odağını değiştirdi. Yüzünde mimik oynamazken okuduğu mesaj dudaklarının tehlikeli şekilde iki yana kıvrılmasına neden oldu. Bakışları tekrar önüne dönerken koridorun sonundaki kapı onun gelişini hissetmiş gibi gıcırdayarak geriye doğru açıldı. Hemen arkasından çıkan başka bir adam, tek önceliği yavaş fakat güç dolu adımların sahibi olan kişiye saygı göstermekmişçesine önünü ilikleyip başını hafif bir açıyla yere eğdi.
Adam hiçbir tepki vermezken onun için açılan kapıdan geçerek daha karanlık bir odaya girdi. Ortada kare bir masa ve etrafında yalnızca üç sandelyenin bulunduğu bu ortamda, duvara sabitlenmiş projeksiyon tek ışık kaynağıydı. Odanın sadeliği dışında ferahlatıcı bir kokusu vardı. Sanki tüm karanlığın arasında nefes almayı kolaylaştıran en önemli etken gibi hissetmeye sebep oluyordu. Duvardaki ekranın tam karşısında bulunan sandelyeye oturup elindeki telefonu masanın üzerine bıraktı.
Oturan adamın ardından ayaktaki biri kadın diğeri erkek olan iki kişi de, sağına ve soluna geçip oturarak ellerini masada birleştirdiler. Kasvetli odada sadece on bir kişi vardı ancak masada oturanlar hariç hepsi birbirinin kopyası gibiydi. Aynı duruş aynı bakış, tek amaçları olası bir durumda harekete geçmekti.
"Her şey yolunda mı?" Odada yankılanan ses masanın başında oturan adamdan gelmişti. Sesi ortamda yankılanmış, kulaklarda melodik bir tını bırakmıştı. Sağında oturan kadın derin bir nefes alıp, "Evet efendim, söylediğiniz her şey yapıldı. Birazdan davetliler salona giriş yapacak." dedi ve gerekli bilgileri verdiğini düşünüp sustu. Çünkü karşısındaki adamın en büyük kuralı, sade ve öz konuşan insanlarla çalışmaktı. Onun için görev verdiği kişi ya denileni yapmıştır ya da yapamamıştır. Hayatın bahanelere sığınacak kadar merhametli ve uzun olmadığını gayet iyi biliyordu.
Kafasını sallayıp bir elini çenesinin altına götürdü ve karşısındaki ekranı izlemeye koyuldu. Yeni yeni çıkmış sakallarının arasında dolaşan parmaklarında birkaç dövme ve simsiyah gözlerinin çerçevelediği yüzünde, gaddar bir bakış vardı. Karşısındaki ekranda oldukça lüks bir otelin, en alt katında yapılan davetin görüntüleri, gözbebeklerine yansıyordu. Denilene göre yirminci yıl kutlaması adına önemli kişilerin davet edildiği, büyük bir eğlenceydi. Ancak aslında bunların birer kandırmaca olduğunun farkında, esas konunun yeni çıkan bir uyuşturucunun tanıtımı amaçlı yapılan bir davet olduğunun bilincindeydi. Ve az sonra olacak şeylerin ise sorumlusuydu...
Otel dolmaya, çağırılan misafirlerin gelmeye başlamasıyla ortam bir an da hareketlenmişti. İnsanlar gerçek ve masum bir davetteymişçesine salınıyor, soylu kişiler gibi davranışlar sergiliyorlardı. İşte bu durum en çokta onun sinirine dokunuyordu. Bu insanların her birinin ne kadar aşağılık olduğunu bilmesi, onlara olan bakış açısının her zaman bir katilinkiyle eş değer olmasına sebebiyet veriyordu. İçindeki öfke, onların varlığıyla bile alevlenmeye yetiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEVRİM KIZI
General Fiction"Seni her gün dizlerimde uyutabilir, göğsümde sakinleştirip omzumda dinlendirebilirim. Çünkü bunu karşılıksız yapabilecek kadar büyük bir aşk besliyorum sana karşı. Fakat bunlardan daha büyük bir sey varsa da sevgilim, içimdeki yaralı çocuğun gözler...