İnci'nin anlatımıyla
5 ay önce
Boynumda hissettiğim acıyla inleyerek elimi boynuma götürdüm, gözlerimi açmayı birkaç saniye sonra başarmıştım. Karanlıkla buluşan gözlerimle öflemeyi ihmal etmemiştim. Yine ışıklar yoktu, elektrikler kesilmişti. Bir aydır elektrikler sürekli kesiliyordu ve bunun nedeni müdürenin faturaları ödemeyi her zaman geciktirmesiydi. Allah aşkına, bir insan elektrik faturasını ödemeyecek kadar cimri olamazdı ya.Etrafıma bakındığımda iki yanımda cam ve karşımda iki koltuk gördüm, camdan dışarı baktım ve dışarıda uzun boylu, iri gövdeli iki kişinin konuştuğunu gördüğümde yutkundum. Şuana kadar anladıklarım bir arabada arka koltukta olduğum, dışarıda konuşan kişilerin beni fazlasıyla ürküttüğü ve iç sesimin sürekli kulaklarımda yankılanan "kaç, kurtar kendini" demesiydi.
İşime yarayacak bir şey bulabilmek için öne doğru eğildim. Sağdaki koltuğun üzerindeki çakıyı görünce tuttuğum nefesimi bıraktım. Camların arabanın içerisinin görünmesini önleyen türden olması için dua ederek çakıyı kavradım ve pijamamın cebine koydum. İnsanların pijamayla kaçırıldığı bir devirde yaşıyoruz.
Öndeki cam açık olduğu için konuştuklarını duya biliyordum. "Yok ettin mi telefonu?" dedi biri. Arabanın ışığında parlayan sarı ve gür saçları onda gözlemlediğim tek şeydi çünkü arkası arabaya dönüktü. Gülerek "Helvasını bile kavurduk." diyen kişi ise sert yüz ve çene hatları, siyah saçları ve yeşil gözleri, fazlasıyla sert ve kalın sesiyle epey ürkütücüydü. Sarışın olan onun koluna sertçe vurdu. "Saçmalamayı bırak. Kız uyanmadan gitmemiz lazım." Diğeri yüzünü buruşturarak "Altuğ için güzel bir ceza olacak, biliyorum fakat tek bir çıkar bana az geldi."dedi. Verdiği cevapla başımdan ayaklarıma kadar ürperdim. "Merak etme. Biraz eğleneceğiz tabii ki."
Ellerimin titremesine engel olamazken arabaya doğru ilerlediklerini gördüm. Uçurumun kenarındaydık, beni buraya neden getirdikleri veya başıma nelerin geleceğiyle ilgili hiç bir fikrim yoktu ama iyi şeylerin olmayacağı aşikardı. Ayağımın altında bir şey hissettiğimde kırık cam parçaları olduğunu farkettim. Müthiş. Eğilip iki büyük parçayı ve cebimdeki çakıyı elimde sıkıca tutup geriye yaslandım ve gözlerimi kapattım.
Arabaya bindiler ve korkutucu olan gaza yüklendiğinde gözlerimi daha sıkı kapattım, ellerimin titremesi durmuyordu ve ne yazık ki, engel olamıyordum. Bir süre bakışlarını üzerimde hissettim fakat dakikalar sonra önlerine döndüklerinde gözlerimi açtım, artık uçurum kenarından epey uzaklaşmıştık. Heyecanım yüzünden elimdeki cam kırıklarını öyle sıkmıştım ki, avucumda sıcaklık hissettiğimde kanadığını anladım.
Aniden araba durduğunda ikisi de şaşkınca birbirlerine baktılar. Sarışın olan "Sakın benzinin bittiğini söyleme." dedi bıkkınlıkla. "Aklımı okudun." dedi diğeri. Kurtulma güdüsüyle kendime engel olamadım ve çakıyı sağ tarafımdan sarışın olanın köprücük kemiğinin aşağısına soktum. Beklemediği yerden darbe alan adam bağırdı ve diğerinin telaşa kapılarak ona ve geriye bakmasından faydalanarak kapıyı açtım. Neyse ki, kapıyı kilitli değildi ve bir göz kırpımında kendimi arabadan atıp geriye dönerek tüm hızımla koşmaya başladım.
Yaraladığım adamın "Kapıyı kilitlememiş miydin lan? Git yakala şunu." diyen bağırtısıyla araba kapısının sesini duymam aynı anda oldu. "Buraya gel velet." Duyduğum sesle ellerimi kulaklarıma kapattım ve süratimi arttırdım. Kahretsin, keşke cam parçası ile yaralasaydım. Çakı işime yarayabilirdi. Cam parçalarını cebime koymuştum ve koşarken bedenime temas eden sivri uçları canımı yakıyordu.
Geriye dönüp bakmak gibi bir hata yapmak istemiyordum, takip edildiğime emindim ve arkamdaki kişinin savurduğu, anlamını bile bilmediğim küfürleri duymazdan gelmeye çalışarak koşuyordum. Koşma konusunda iyiydim, yurdun bahçesindeki koşu yarışlarında hep galib olurdum. Fakat sorun şu ki, rakiplerim benden 20 yaş büyük, iri vücutlu kişiler değildi ve ben uykusuz, yalın ayak ve korkmuş değildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UMUTLU KALPLER #1 - SONSUZ YARINLAR (TAMAMLANDI)
Romanceİnci hayatın zorluklarına karşı güçlü bir şekilde duran 13 yaşında bir kızdır. Daha bebekken annesinin onu bırakmasıyla yurtta başlayan hayatı onu Mert ile tanıştırır, aralarındaki sıkı abi-kardeş bağı onları hep daha güçlü kılar. Ama bir gün İnci M...