~•~Dün nöbette oldukları için şimdi ise 2 gün evdelerdi. Mingi hazırladığı valiziyle erkenden gitmişti. Jisung da hâlâ çok yorgun olduğu için uyuyordu. Minho ise o da yorulmuştu ama çok uyuyamadığı için uyanmış telefonuyla ilgileniyordu. Sıkılınca telefonunu bırakıp mutfağa geçti.
Jisung yüzüne vuran güneş ışığıyla söylenerek uyandı ama yatağında kalkmadı. Güneş ışığı vurmayan tarafa dönüp yastığına sarıldı. Gözlerini kapatıp tam uykuya dalacakken mutfaktan gelen kırılma sesiyle sıçrayarak kalktı.
"Bi rahat uyutmadınız ya ." Demiş ve kalkmıştı. Banyoya geçip işlerini hallettikten sonra çok acıktığı için mutfağa geçti. Mutfakta Mina noona değilde Minho vardı. Kaseye kırıldığı yumurtaları çırpıyordu.
Üstünde sıfır kollu tişört ve şort vardı. Kol kasları ve damarları oldukça belirgindi. Jisung Minho'nun yanına adımladı. "Günaydın, Mina noona nerede ve sen niye yapıyorsun?"
Minho Jisung'a bakıp işine geri döndü. "Günaydın Mina noona evin içinde bir yerdedir bilmiyorum nerede. Kahvaltıyı da ben hazırlamak istedim."
Jisung kafasını sallayarak onayladı. "Peki yardım edeyim o zaman." Minho kenara çekildi. "Domates ve salatalığı dilimleyebilirsin." Jisung ellerini yıkayıp Minho'nun gösterdiklerini dilimlemeye başladı. Jisung yamuk yılık dilimlemişti. Minho kıkırdadı.
"Sanırım yemek yapmayı bilmiyorsun?" Jisung kaşlarını çatıp Minho'nun omzuna hafifçe vurdu. "Hiçte bile çok güzel yemek yaparım." Minho inanmamış gibi bakıyordu. "Diyorsun."
"İyi, yemek yapmayı biliyorsan sen yap krepleri." Jisung bir anda gaza gelerek onayladı. "Olur çekil." Diyerek Minho'yu oradan itti. Bir krep yapman ne kadar zor olabilir ki diye düşünüyordu. Ama öyle olmamıştı. Uzun uğraşlar sonucu krep hamurunu hazırlamış ve pişirmişti.
Minho ise tabakları masaya diziyordu. Jisung pişirdiği krepleri tabağa koyup masaya yerleştirdi. Minho kreplere bakışlarını çevirdiğinde kreplerin garip göründüklerini fark etti.
Sandalyelere oturup yemeye başladılar. Jisung tabağına krep koyup tadına baktı. Aldığı tatla yüzünü buruşturdu. Berbat olmuştu. Minho ise Jisung üzülmesin diye tabağındakini yemeğe çalışıyordu. Jisung Minho'nun önünden aldı ve krep dolu tabağı çöpe boşalttı. "Yeme mideni bozacaksın."
Minho alayla sırıttı. "Hani çok güzel yemek yapardın." Jisung somurtup kollarını birbirine doladı. "Tamam yemek yapmakta iyi değilim oldu mu?"
Minho, Jisung'un en çok zeytin yediğini fark ettiği için Jisung'un tabağına zeytin koyarken yanıtladı. "Oldu hadi yemeğini ye de toparlayalım buraları."Jisung ise önüne koyulan zeytinlerle gözleri parlamıştı. Zeytin yemeği çok severdi. Onun gözlerinin parlaklığını gören Minho gülümsedi. İçinden çok sevimli diye geçirmeden edemedi. Yemeklerini yedikten sonra etrafı beraber toplamışlardı.
Salona geçmiş televizyondan açtıkları belgeseli izliyorlardı. Ama Jisung koşturan zebraları izlemekten oldukça çok sıkılmıştı. Minho'ya dönüp konuştu. "Hyung çok sıkıldım artık. Ben kendi arkadaşlarımı çağırayım sende kendi arkadaşlarını çağır. Ne dersin eğlenceli olur."
Minho da çok sıkıldığını için onayladı. "Bana uyar." Jisung sevinçle ellerini çırpıp odasına gitti telefonunu almak için. Yatağına oturup telefonunu eline aldı. Hemen arkadaş grubuna yazdı. Aldığı onaylarla gülümseyip Minho'nun yanına geri döndü. "Benimkiler kabul etti." Hafta sonu olduğu için hepsi boştu.
"Benimkiler de." Bir süre sonra çalan kapıyla Jisung açmaya gitti. Seungmin, Chan, Felix ve Hyunjin gelmişti ilk olarak. Hepsi içeri geçtikten sonra tekrar çalan kapıyla bu sefer Minho açtı. İki genç içeriye geçmişti çekingen tavırlarıyla.
Onlarda içeriye geçince Jisung ve arkadaşları bir koltuğa diğerleri de bir koltuğa sıkışmışlardı. Herkes birbirini süzüyordu. Bakışmalar bitince sessizliği kısa boylu kaslı birisi bozmuştu. "Çoğu kişi birbirini tanımadığı için tanışmamız gerek."
Yanında ki kişi konuştu. "O halde ben başlayayım. Adım Jeongin bir lisede biyoloji öğretmeniyim. 27 yaşındayım."
Kaslı olan tekrar konuştu. "Changbin ben spor salonu işletiyorum. 29 yaşındayım.""Bende Seungmin psikoloğum, 28 yaşındayım ve Chan ile evliyim." Chan'ın tuttuğu elini kaldırarak söyledi. Chan ona gülümsedi. "Ben Chan ve bende psikoloğum. 31 yaşındayım." Aynı psikolog servisinde çalışmaya başlamış ve orada tanışıp birbirlerini sevmişlerdi.
"Felix ben, yaşım 28 ve doktorum."
"Bende Hyunjin, 28 yaşındayım ve resim öğretmeniyim."
Jeongin gözlerini kısmış bir şekilde Hyunjin'e bakıyordu. "Seni bir yerden gözüm ısırıyor." Hatırlamasıyla konuşmasına devam etti. "Ha şu geçen gün çarpıştığım öğretmensin. Ayrıca seni o okulda daha önce hiç görmemiştim."
"O okula yeni atandım çünkü." Deyip utangaç bir şekilde gülümsedi. Çarpıştığı kişiye yanık olduğunu bilen arkadaşlarının bakışları ona döndü. Hyunjin ise onlar dışında her yerde bakışlarını gezdiriyordu.
Hepsinin tanışmasıyla ortamda tatlı bir sohbet başlamıştı. İlerleyen saatlerde ortaya bir fikir atıldı. "Bara gidelim mi?"
_________________________________________
Bu bölümde amacım diğer karakterleri de tanımanızdı
Yazım hatam varmı bilmiyorum inş yoktur kontrol etmeye çok üşendim
Umarım beğenirsiniz 😽
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sweet And Sexy Minsung
RomanceJisung hiç olamaması gereken kişiye aşık olur. !Mpreg! Rahatsız olacaklar okumasın! Başlama tarihi:04.02.2024 Bitiş tarihi:?