7.Bölüm

1K 29 20
                                    

Zaman su gibi akarken gözlerimi kırpıştırarak uyandım. Kafamı yastığa gömeceğim esnada yanımda Alaz'ın olmadığını yeni idrak ediyordum.

Hemen yataktan fırladım. Kalktığım anda başım aniden dönmeye başladı ve yere tökezledim. Ellerimle yerden destek alırken midem çıkacak gibi hissettim. Hemen komodinden destek alarak kalktım. Ebeveyn banyosuna koştum. Hızlı bir şekilde öğürmeye başladım. Fakat midemden sadece  mide öz suyum çıkıyordu. İşim bittiğinde sifonu çektim ve ellerimi yüzümü yıkadım.

Yatak odasına girince makyaj masamda ki notu gördüm. Hemen elime alarak okumaya başladım.

Sedef ben Alaz, küçük bir işim çıktı Elvan'ı okula bıraktım. Merak etme erken gelirim.

Bu yazıları okuyunca bir 'oh' çektim. Fakat aşağıdan gelen ses dikkatimi çekmeye başladı. Odadan telefonu aldım ve Alaz'ı aradım. Açmasını bekledim.
Bir!
İki!
Üç!

Hemen telefonu açtı. Bende kısık bir sesle konuşmaya başladım. "Alaz, evde Elvan yok değil mi?"

"Evet yok da noldu?"

"Alaz acil buraya gel evde biri va-"dedim ve yatak odasının kapısı açıldı. Bir adam elinde bıçakla geldi. Yüzünde kar maskesi altı ve üstü siyaha bürünen bir adam aniden içeri bıçağı havada savurarak girdi.

"Alaz!Alaz!"dediğimde sesi kalkalım çıkan adam konuştu.

"Boşuna konuşma küçük kız birazdan olacaklar yüzünden seni duyamayacak!"telefonu yere atıp geri geri giderken adam bıçağı savurarak üzerime geliyordu. Sedef sen dövüş biliyorsun!

"Sedef sakin ol savaş güzelim iki dakikaya oradayım!"yerde ki telefondan Alaz konuşmuştu. O iki dakikada neler olurdu bebeğime ve bana!

"Yolun sonu geldi, Sedef!"dediğinde susmadım.

"Yolun sonu falan değil, aşağılık adam!"

"Bence mükemmel bir son değil mi?" Dedi gülerek.

Üzerime daha da yaklaşırken yakınlarda duran komodinde ki gözlüğümü gördüm. Adam daha üzerime gelmeden onu almalıydım. Duvara doğru iyice korkuyormuş gibi kaymaya başladım. Komodine ulaştığımda gözlüğü adamın elindeki bıçağa ve hareketlerine baka baka alıp camını çerçeveden çıkardım. Sağ elime tutuşturduğum camı sakladım. Adam üzerime tamamen yaklaştı ve bıçağını havaya aniden kaldırınca bileğini yavaşça tuttum. Diğer elini kaldıracağını bildiğim için  önce diğer elindeki bıçağı ,bileğini bükerek düşürdüm. Hemen sonra iki elini sıkıca tutup bacak arasına tekmeyi geçirdim. Bunları yaparken nefesim oldukça tükenmişti.

Nefessiz kaldigim için önce yapmam gerekeni yaptım. Elimdeki camı adamın yanağından geçirdim. Adam o esnada hızlıca beni yere itti. Geri geri giderken duvar son buldu ve yerdeki bıçağı alan adam üzerime gelmeye başladı. Korkudan "Alaz yardım ett! " diye bağırdım. Ama kim duysun ki çığlıklarımı sesim kimseye ulaşmıyor gibiydi.   Adam üzerime bıçakla iyice geldiğinde "Çetin' in selamı var!"dedi ve bıçağı karnıma geçirdi.

Aniden yataktan nefes alarak fırladım. Boncuk boncuk terler dökmüştüm. "Alaz!Alaz!"

"Ne oldu Sedef?"

"Çet-çet-çetin o o geldi Alaz!"

"Sadece rüya geçti güzelim," kucağına usulca yattım. Tekrardan uykuya daldım..



"Kalk, anne!" Diyen kızımın sesini duydum. Hemen yataktan dogruldum. "Efendim kızım," dediğimde banyodan çıkan Alaz'ı gördüm.

"Anne ben bugün okula gitmedim. Kendimi çok kötü hissediyorum."

"Gel bakayım yanıma, ateşine bakalım."

"Noldu kızım," dedi Alaz.

"Bilmiyoyum ki kendimi tuhaf hissediyorum."

"Bence bir doktora gidelim," dedim. Alaz' da beni onayladı.

🤍🤍🤍

Doktordan çıktığımızda Alaz kahvaltıyı dışarıda edeceğimizi söyledi. Benim de canım tam da kahvaltı çekiyordu.

Arabaya geldiğimizde Elvan'ı arka koltuğa oturtum. Kapısını kapatıp on koltuğa geçtim. Önce eczane den Elvan'a üşüttüğü için soğuk algınlığı şurubu almak için yola koyulduk.

Büyük bir yer olan günlük her tarz yemek yapan bir restoranda geldik. Bahçe kısmı denize bakıyordu. Denizin yakınında ki bir masaya oturduk. Alaz ve Elvan yan yana oturdular  bende karşılarına geçtim.

Elvan şurubunu içmesi için birşeyler yemesi gerekiyordu. Alaz hemen bir garsonu çağırdı. "Kahvaltılık ne varsa hepsini getir!" Dedi.

On dakika sonra masamıza çeşit çeşit yiyecekler konmuştu. Hemen aç gözlerimi önce patates kızartması, sonra sigara böreği, menemen, kuymak, haşlanmış patates, kızartılmış ekmekler, tostlar ve daha birçok şey..

Tabaklarımiz geldiğinde önce Elvan'ın tabağını herşeyden biraz biraz koyarak doldurdum. Sonra beni dikizleyen Alaz'a da herşeyden koydum ve sıra bende.

Kahvaltımı hapur hupur yedikten sonra arkama bir 'oh' çekerek yaslandım. Alaz çay istemişti bana da en sevdiğim kahveyi sipariş etmişti. Kahve geldiğinde masamızı topladılar.

Elvan'a ilacını verdikten sonra yan masamızda oturan adamların beni işaret ettiğini çaktırmadan gördüm. Alaz benden önce fark etmişti bile. Kaşları çatılıyor, gözü ve çenesi seğiriyordu. Adamlar beni süzerken gerçekten yerimden kalkmamak için kendimi zor tutmuştum. Aniden Alaz'ın fırlatasım ile Elvan'a "Kızım şimdi kulaklarını ve gözlerini kapat!" Dediğimde yapmadını bekledim.

Hemen yanımızda kavga eden Alaz'ı gördüm. Sabrının son demleri olduğunu buradan anlamıştım. Hemen ayağa kalktım ve Alaz'ın yanına gittim. "Benim karıma baktığınız o pis gözlerinizi sökmememi istiyorsanız buradan defolun gidin!"

Yerinde keyifle homurdanan adam çok yanlış yaptığının farkında değildi. Hemen adama "Benim gözümde şu an da aşağılık bir adı heriften farkın yok, orospu çocuğu!" Derken Elvan'a da bakmıştım. Kulaklarını elleri ile kapatmış gözleri de kapalıydı.

Hemen adama döndüğümde "Bana ba-" diye Alaz'a söylerken ellerini havada oynatiyordu ki Alaz anı bir refleks ile o bileğini tuttu. "Kırmamı istiyorsan devam et çünkü bunu yapmaktan asla gocunmam!"

Arkadan gelen adım seslerine kulak kesildim. "Efendim müşterilerimiz rahatsız oluyorlar," dedi bir garson.

Alaz "Resdorandı kapatıyorum şimdi hepsini boşalt!"dedi.

"Ama efend-"

"Aması yok garson ne diyorsam onu yap! Sahibin ne diyorsa onu yap!"

Ne sahibin mi ne alaka? Buradan çıktığımızda  hepsini soracağım Alaz!

Yavaş yavaş herkes kalkarken Alaz adama baktı. Hiç bir şey demeden tuttuğu bileğini milim kıpırdamadan çevirdi ve gelen küt sesi ile kendime geldim. Adam bileğini tutarak Alaz'a baktı. İnlerken 'aaah' sesi dışında bir ses duymamıştım.

Alaz bütün bunları yaptıktan sonra iki garson çağırdı. "Bunları alın ve elinizi değdirmeden bir kenara bırakın ve tabi polise gitmemek için ikna da edersiniz!"

Geri yerimize oturduğumuzda Alaz'a  sordum. "Sanırım az önce birşeyi atladığımı düşündün,"

"Neyi?"

"Buranın sahibi olduğunu ne zaman söyleyecektin eski kocam?"

Dokuz yıldır evliyiz ve benim bundan haberim yok!Bunun hesabıni senden sormasını bilirim Alaz Bey yani eski kocam!

Bölüm çok mu kısa oldu?
Arkadaşlar oylama ve yorumları eksik etmeyelim.
Bu arada eğer burası böyle olsaydı iyiydi diyeceğiniz bir yer veya böyle birsey olsun gibi şeyler demek isterseniz söyleyin çünkü eleştiriye ve öneriye açığım.

Sizi seviyorum 💞

Yaralasar 5 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin