İlk aşık olduğum zamanı hatırlamıyorum ne yazık ki. Sana karşı sana böyle hissettiğimi Ama hatırlıyorum bazı şeyleri. En yakın arkadaşımı koluma takıp seni görmek için bahçeye çıkmalarını seninle oynadığım oyunları, birbirimizle dalga geçmelerimizin hepsini.
Taşındıktan sonra sonra seni unutamayışımı. Aklımda hep senin olmanı, bende istemezdim.
Ah! Hesabını ilk bulduğumda ki mutluluğum. O mutluluk sızısını asla unutmayacağım sanırım. Sana yazdıktan sonrada uzun süre beklememi o sıradaki paniğimi, heyecanımı, sevincimi hiç bir şeye değiştirmem.
İlk takip edip geri yazdığın da ki mutluluğumu, senin beni farketmeden mecnunlaştırıp sana şiirler, şarkılar, hikayeler yazdırmanı unutmayacağım. Unutamam zaten hepsi defterimde yazıyor.
En çok beni üzen kısımda olsa reddedilişimi. Aslında şaşırmıyorum. Uzun zamandır görmediğin sana sürekli yazan birine nasıl tutulabilirsin ki?
Ne kadar çok bunun olacağını bilse de bunu yaptım. Pişman mıyım? Asla. Üzgün müyüm?
Bir az.
Daha çok pişman olduğum şey varsa sana kalbimi döktükten sonra senden vazgeçememem.
Evet bu duygular bir anlık hormon patlamasıyla oluşan duygular değildi. Bir anda gitmesini beklemiyordum. Beni asıl şaşırtan şey seni bi şekilde her gördüğümde beni uçuran kalbimin hainliğiydi.
Seni hala seviyorum. Ve üzgünüm ki o ufak sevgi kırıntısı hemen kaybolmayacak. Belki de hiç.
Ama o küçük kırıntının orada kalmasına pişman olmalıyım değil mi?
Hiç değilim. Yazmamı sağlayan şeysin sen. İlk kurgumu bizle başlattım. Bizle bitmedi ama bıkmadan usanmadan devam ediyor.
Sadece yazdığım hikayelerdeki mutlu sona ulaşmayı isterdim.
Hoşçakal yazmamı sağlayan genç. Ama senin taşınma zamanın geldi. Benimse kara sevdamı beyazlaştırmamın zamanı geldi.
Sevmeyi bırakmam gerektiğini biliyorum ama en küçük bir güzelliğinde bile kalp yapacak yapacağını.
- evet sonunda bu beş yıllık ilk, çocukluk,lise,ergenlik aşkının bitmesi gerektiğinin tamamen bildiğin zaman aralığına girdik. Yanı bu zor olacak asla kolay olmayacak ama yapman lazım çünkü sen büyü
üdün. O da büyüdü, zaman geçti ve farklı hayatlar yaşıyorsunuz. Aşk kuşunu kalbine geri salma vakti geldi de geçiyor.-
Galiba kalbimden nefret ediyorum. Ama o sadece kan pompalayan bir mekanizma değil mi? O zaman zihnime de kızgınım ama o da somut bir şey değil mi? O zaman burada suçlu kim sinir nöronlarım mı? Meh, sanmıyorum.
Onu upuzun zamandır gerçek hayatta görmedim. Neden hala deli gibi kalbim çarpıyor?
Çok saçma. Böyle olmamalı, beni sevmeyen biri için bu kadar beklemek... Kesinlikle aşk aptallar için. O zaman ben de mi aptalım?
Sanırım yazdığım gibi onu görmeye sesini duymaya ihtiyacım da yok. Onu düşünmek bile beni garip yapıyor. Sinir bozucu yani neden böyle olmak zorun da ki? Kendimi zor durumda bırakmayı seviyorum sanırım.
Ah, salak bi şekilde fotoğrafı da olsa onu görmeye çalışıyorum. Yazık bana.
Kalbim çarpıyor sana anlasana ama durduramıyorum. Çok denedim. Yemin ederim, başkasını sevmeye çalıştım, seni takipten çıktım, seni unutmaya çalıştım ama ne yaptıysam olmadı. Buda benim kabahatim, cezam olsun.
Hiç görülmezken birisi için delirmek. Hayal kırıklığı...
Daha da kötüsü, sen de bir başkasını seviyorsun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ya Soyut Şeyler Yaşasaydı
Historia Cortaİçimden geldiği gibi her konuda yazıyorum. Okumak size kalmış.