Algon/Gümüşservi

Part 2:Tutsak

Merhabalarrr... Yeni bölüm geldi hepinize iyi okumalar.

🌼

Goncanın içini bir korku kaplamıştı dünden beri aklından binbür türlü düşünce geçmişti düşünürdü ne olmuştu alaeddine.

Orhan öfkeyle öne atılıp hançerini adamın boğazına dayadı.

"Oğul durasın hele"

Babasının otoriter sesiyle ona baktı yapma dercesine konuştu.

"Baba"

"Oğul geri çekilesin"

Orhan adamın yanımdan ayrılanda osman öfkeli gözlerini gelen elçiye çevirdi.

"De hele oğlum nerededir ?"

"Oğlun üstat geranın elindedir yaşar lakin imdilik"

Bala gayrı dayanamamış adama karşı nefretle konuşmuştu.

"Seni soysuz köpek benim oğluma birşey edin sizi kendi ellerimle öldürürüm"

"Sana bir soru sordum elçi oğlum nerededir nasıldır ?"

"Oğlunun nerede olduğu önemli değildir amma nasıl olduğu konusunda haklısın heç eyi değildir Osman bey heç iyi değildir"

Gonca artık gözyaşlarını tutamaz oldu ne olmuştu alaeddine onun ölümüne yüreği dayanmazdı daha kavuşamamışken olmazdı.

"Ne ettiniz oğluma ?"

"Oğlun şifacıdır diye işittik herkesin derdine bir çare bulurmuş amma imdi kendi derdine çare bulamaz damarlarında dünden beri zehir dolanır durur amma o hiçbir şey edemez"

Herkesin yüzünden bir şaşkınlık ifadesi geçsede sonrasında nefret ve öfkeyle dolmuştu.

"Seni soysuz it seni öldürecem"

Gonca hançerini çekmişken malhunla Fatma tutmuştu onu.

Bala hiç iyi değildi halimeden sonra alaeddini kaybederse devam edemezdi.

"O it ne ister oğluma karşılık ?"

Adam yüzündeki pis ifadeyle sırıtmaya başladı.

"Güzel soru Osman üstat gera senden lefkeyi ve ata toprağın söğütü ister ama sevinesin sana insaflı davrandı tek kale ister diğerlerini kendi alacak çünkü"

"Sen o itliğini yaptığın sahibine git deki Osman bey sana toprağından bir çakıl taşı dahi vermeyecek"

"Seçim senindir Osman lakin o kaleyi üç gün içinde bize vermezsen gayrı onu kara toprağın altında arayasın amma unutma üç gün boyunca can çekilecek oğlun,her saat aleyhine işler"

🌼

"Gayrı konuşasın alaeddin nereye kadar dayanacan başına gelecekleri en iyi sen bilirsin"

Alaeddin hafiften baş göstermeye başlayan halsizlik ve yorgunluğuna aldırış etmedi eğer panzehiri bulamazsa çok geç olabilirdi.

Günlerdir tutulduğu mağarada bir güne daha uyanmıştı bu itler sürekli başında dururdu.

Ailesini düşününce içine hüzün kaplardı hele anası imdi ne haldedir düşünmeye dahi korkardı.

Hele... hele Gonca hatun o ne ederdi acep haber almıştır diye düşündü alaeddin amma umrunda olduğunu düşünmezdi bu şu mağarada gördüğü tüm eziyetlerden daha fazla yakmıştı canını.

Kendini düşüncelerinden sıyırıp önündeki adama baktı.

"Sen benim ağzımdan tek kelam alamazsın it"