1.2

21 8 14
                                    

14 Mart

Gittim ve o çocukla konuştum. Minjun. Doğru evet cidden güzel bir çocuk. Kız gibi. Kirpikleri falan uzun. Kocaman gözler. Anlamıyorum ama. Ondan daha iyiyim. Her konuda.

İlk başta benim gözümün içine bile bakmadı. "Babanın olayını biliyorum. Sana yardım etmem ne dersin?" afallıyor. Sırını nerden öğrendiğimi çözmeye çalışıyor herhalde.

"Tek şartım var Minju. Jia'yı rahat bırak. Görmüyor musun? Ona tamamen bir yüksün. Eğer sen olmasaydın yaralanmazdı. Büyük ihtimale seni düşünmekten oldu hepsi." Boks maçını nasıl öğrendiğime de şaşırmış gözüküyordu bir yandan dediklerimden dolayı minik yüzü kızarmış ve sinirli bakmaya başlamıştı.

"O sensiz daha iyi. Bırak onu. Sonra kendini bir yerlerden at. Dünyaya tek yararın olur."

daha fazla konuşamadan yanımıza gelmiştin. Kolunu minjun'nun omzuna koyunca vücuduma bir titreme geldi. Artık dayanamıyordum. Omzunu ısırıp etini kopartmak istiyorum. Onun dokunuşunu hak etmiyorsun. ondan uzak dur. Dursana. Dur artık.

"Ne iş?" gülümsüyorsun. Minju senin kolunu ittiriyor. Tıslar bir sesle "git burdan." Komik. Çok komik. Onu kendinden uzaklaştırarak iyilik yaptığını sanacak, gerizekalı benim manipüleme inandı.

gözlerimin içine bakıyorsun. Hayatımda bu kadar nefretle bakan gözlere bu kadar bakmamıştım. Sınıfa giriyorsun. Bana geri bakmadın.

Beni sevmen gerekiyordu. Nefret etmen değil. Kendine gel Jia. Sen bana aitsin. Kalem kutumun yanına gidiyorum aldığım uçlu kalemin üstüne baş parmağımla basıp duruyorum. Sinirimi dağıtmak için koridorda yürüdüm.  Boş bir sınıfa girdim, bir masanın üstüne oturdum. Tertemiz duran tahtaya bakmaya başladım. Orada bir saat oturdum. Sonra fark ettim. Yejun, sigara paketiyle içeriye girdi. Sınıfı boş sanmıştı. beni görünce sırıttı.

"Seninki kazanmış." kolunu omzuma attı. "Daha fazla parana ihtiyacım var."

"Sana daha fazla vermeyeceğim."

"Vermezsen her şeyi Jia'ya söylerim." Eli çeneme gidiyor. Sıkıyor ve iki tarafa çevirttiriyor. "Aslında fena değilsin başka şekilde de ödeyebilirsin." bir şey demedim. Bir hayvana cevap vermeye gerek yoktu. Tam önüme gelip durdu. "Japonlar iyi sikişirmiş doğru mu? Sizin o sessiz halinizin, yatakta baya hareketliymiş."

Eli bu sefer bir bacağıma gitti. Diğer tarafa doğru açıp aralamaya çalışırken kalemi eline sapladım. "Seni piç kurusu!" Eline dehşetle bakıyor. Kalemi çıkarıp çıkarmamak arasında kalıyor. Elindeki kan, damlalar şekilde yere döküldü. Diğer eliyle kanamayı durdurmaya çalıştı. Sınıftan koşar şekilde çıktı sonrasında.

sana söylemeye cesaret edemez artık.

-

yine sen|bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin