İyi okumalar diliyorum ✨
Yayınlanma Tarihi: 27.04.2024
İpler kesildi tüm boncuklar teker teker yere döküldü. Kafamı sola çevirip gözlerimi kahvenin en güzel tonu olan gözleri ile buluşturduğumda sadece birbirimize odaklanmıştık. Ne bir ses vardı etrafta ne de başkası....İkimizin de aklından geçen düşünceler bambaşkaydı.
İpteki son boncuk tanesi de yere düşüp tok bir ses çıkardığında ilk gözlerini çeken o olmuştu. Bende kendime gelip gözlerimi birbirleri ile fotoğraf çekilen aile bireylerine çevirdim.
"Evet şimdi de yeni nişanlı çiftimiz ile çekinmek isteyenler buyurun sıraya giriniz."diyerek tam bir fotoğrafçı edasına bürünen Nazlı'ya gülerek baktım.
Yanımıza gelen ilk kişiler annem,babam ve Zeynep olurken annem beni ittirerek istemeden İlyas Ege'ye yaklaştırdı. Kollarım vücuduna değiyordu,sağ elimi annemin beline atarken sol elim olduğu yerde sabit bir şekilde duruyordu. İlyas Ege kollarını önünde birleştirmiş, yanına da babam geçmişti. Zeynep'te hemen annemin yanındaydı. Nazlı ilk fotoğraf karesini çektikten sonra "Biraz daha yaklaşabilir misiniz birbirinize?"dediğinde daha ne kadar yaklaşabilirdim bilmiyordum.
Sırtımda büyük bir el hissettiğimde kafamı döndürüp yüzüne baktım ama bana değil Nazlı'nın elindeki fotoğraf makinesinin merceğine bakıyordu. Fazla üstelemeyerek tekrardan makineye bakarak gülümsedim. Geri kalan aile üyeleri ve kızlarla da fotoğraf çekildikten sonra tam yerime oturacaktım ki "Durun siz hiç birlikte çekilmediniz,sizi de çekip bitirelim."dediğinde ikimiz de bu durumdan sıkılmış olacağız ki itiraz etmeden Nazlı'nın söylediği pozları vererek son fotoğrafları çekildik ve kendimi direk sandalyeye bıraktım.
Kızlar ikram servislerine başladığında ayaklarımı biraz dinlendirdikten sonra yardım içine yanlarına gittim. Çay tepsisini elime tutuşturduklarında içeri de bulunan herkese çay servisini yapıp tekrardan mutfağa kızların yanına dönüyordum ki odamdan gelen sesler ile olduğum yerde durup seslere kulak kesildim ama içeridekilerin sesi ve mesafeden dolayı kim oldukları,ne konuştukları anlaşılmıyordu. Odanın kapısına kadar yürüyüp gözükmeden duvara yaslanarak sesleri dinlemeye başladım.
"Defne ile sen mi evleneceksin ?"
"Evet çocuk adam ben evleneceğim."
"Onu seviyor musun, sevdiğin için mi evleniyorsun ?" üzgünüm Kağan karşındaki adam bu soruya cevap veremez ya da verebilirdi lakin ben henüz o cevapla tekrardan karşılaşmak istemiyordum.
"Sen çok mu seviyorsun Defne'yi ?"dedi İlyas Ege Kağan'ın sorusunu geçiştirerek.
"Çok seviyorum."dedi küçük miniğim neşeli sesiyle
"Neden ?"
"Çünkü çok güzel prenses gibi, çok tatlı pamuk şeker gibi ve en güzeli de benimle sürekli oyun oynuyor,her istediğimi yapıyor. Böyle birisini nasıl sevmem."
"Sende haklısın tabii. Böyle birisi olsa bende severim."
Ama sevmedin....
"Defne öyle biri işte sevebilirsin ya da vazgeçtim sevme. O benim Defne'm,en çok beni sevecek."gülümseyerek sırtımı verdiğim duvardan çekilerek yakalanmamak adına oradan ayrıldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İLK AŞK
ChickLitBir gün mutlaka hayatına biri girecek. Belki de en çok kimi sevdin diye soracak sana. Sende "En çok seni sevdim"diyeceksin büyük ihtimalle.. Peki ya seni en çok kim sevdi ? diye sorarsa sana , o zaman ismim çıkar mı dudaklarının arasından... Her şe...