İyi okumalar diliyorum ✨
Sizi daha fazla bekletmemek adına bölümü düzenlemeden atıyorum yazım hataları olabilir kusuru bakmayın :)Yayınlanma tarihi: 11.05.2024
3 Hafta Sonra
Birisiyle ilk tanıştığımız anı düşünmek ne kadar garip ,o an o insanın ileride senin için ne denli bir yara olacağından habersizsin.
Sanıyorsun ki herşey ilk tanıştığınız an da ki gibi güzel gidecek,sen hep onu zihninde,kalbinde yarattığın birisi gibi olmaya devam edeceğini sanacaksın ama zaman geçtikçe karşındakinin nasıl birisi olduğunu tanıyacaksın.Bende öyle sanıyordum. Zihnimde kalbimde hep onu en güzel yerlere koyar, kötü olan hiçbir şeyi geçirmezdim. Biliyordum aslında hiç kimse sütten çıkmış ak kaşık değildi ama insan karşısındaki kişiyi o kadar çok sevip gözünü kör ediyordu ki olan biten herşeye gözünü kapatıp kulaklarını tıkıyordu. Onu tanıdığım ilk gün hâlâ aklımda iken asıl gerçek olan onu yeni yeni tanımaya başlıyordum.
Yara açmış kalbime merhem olacağı yerde daha da çok yara açacağını bilmeden tanıyordum.
Nişanın üzerinden üç hafta geçmişti ve biz Ekim ayını bitirmiş Kasım'a girmiştik. Bu süreçte ise sözde nişanlım olacak kişi ile aramızda hiçbir diyalog geçmemiş,eski günlere devam ediyor vaziyetteydik. Aklım bazen hâlâ nişanlandığımı kabul edemeyip ara ara elimdeki yüzüğe bakarak farkına varıyordum. Çok normal değil mi ama ? Hangi insan yüzük taktıktan sonra nişanlısı ile konuşmazdı. Biz tabii ki ! Bu durumda sürekli sorgulama ihtiyacı hissedip durmuştum. Birkaç kez annemin Emine teyze ile konuşmasından İlyas Ege'nin nasıl olduğunu çaktırmadan sormaya çalışmıştım. Hiçbiri konuşmadığımızı bilmiyordu çünkü.
Şimdi ise hazırlanmış Emine teyzelerin evine misafirliğe gidiyorduk. Havalar iyice soğuduğu için yavaştan kazaklara geçiş yapmıştım. Altıma bordo eteğimi giyerken üzerine de belimin bir tık altında biten siyah kazağımı giymiştim. Başıma da vazgeçilmezim olan siyah şalımı takarak kombinimi tamamlamıştım.
"Defne hazır mısın?" içeriden bağıran anneme hazır olduğumu bildirip çantamı alarak odadan çıktım. Gözüm Zeynep'in kapalı olan oda kapısına kayarken dudaklarımı büzdüm. Üniversitesi açıldığı için nişandan bir hafta sonra gitmişti. Üç haftadır Zeynep'in yokluğunu çekiyordum. Kızların da hepsi şehirlere geri dönmüştü. Ben burada her zaman ki gibi tek başıma kalmıştım.
"Mutfaktaki tatlıyı da al çıkalım annem." dediğini onaylayarak sabahtan yapıp dolaba koyduğum tatlı borcamını da alarak evden çıktık."Babacım sen yürüye koy. Ben anneni bırakıp geleyim."diyen babam annem motora biner binmez gaza basıp hızla yanımdan uzaklaştılar. Bende hem yavaş esen ama yine de üşüten rüzgar eşliğinde elimdeki borcam ile yürümeye başladım. İlkokulun oraya geldiğimde babam beni karşılamış, eteğim açılmayacak şekilde motora binip gazı köklemişti. İki dakikanın sonunda evlerinin önüne vardığımızda borcama dikkat ederek motordan inip babama teşekkür edip eve adımladım. Evlerine ilk kez geldiğim için biraz heyecanlıydım açıkçası. İçime derin bir nefes çekip bırakarak zile bastım. Kapı Eylem abla tarafından açıldığında neşeyle hoşgeldin diyerek kenara çekildi.
"Hoşbuldum."dediğimde ellerini uzatarak "Elindekini alayım rahatça çıkar ayakkabını."diyerek borcamı aldı. Eğilip ayakkabımı çıkardığımda içeri girip kapıyı kapattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İLK AŞK
ChickLitBir gün mutlaka hayatına biri girecek. Belki de en çok kimi sevdin diye soracak sana. Sende "En çok seni sevdim"diyeceksin büyük ihtimalle.. Peki ya seni en çok kim sevdi ? diye sorarsa sana , o zaman ismim çıkar mı dudaklarının arasından... Her şe...