9. Bölüm - İlk Kıskançlık

379 28 65
                                    

ARKADAŞLAR OKUYUN LÜTFEN ^.^

Arkadaşlar sizi hiç bir zaman beğenin diye sıkıştırmadım ama beğeniler gerçekten çok düşük yıldıza tıklamak bu kadar mı zor geliyor? Ben hayatımdan zaman ayırıp sizleri biraz güldürebimek , zamanınızı geçirebilmenizi sağlamak ve EXO'nun benim tahminimce olan kişiliklerini göstermek için bu hikayeyi yazıyorum. Bu hikayeyi bıraksam benim için sorun olmaz. Sizin içinde sorun olmaz belki ama yazmamı isteyen çok istekli arkadaşlarım var. Yani okuyorkende bir oyu çok görmeyin bana hemen final yapmak istemiyorum. Kafamda yazabileceğim çok düşüncem var. Onlarla sizi güldürebileceğimi eğlendirebileceğimi düşünüyorum. Lütfen oy vermekten çekinmeyin.

Medya'da Eurovision birincisinin şarkısı var çok hoşuma gitti. İsterseniz dinlyebilirsiniz ^.^

İyi Okumalar ^.^

*****Buluşma günü Luhan buluşacakları kafeye gelir*****

-Luhan-

İçeriye girdiğimde bizimkilerin çoktan gelmiş olduğunu hatta salak salak konuştuklarını gördüm ve gülümseyerek yanlarına gidip bir sandalyeye oturdum.

(Konuşmlar karışmasın diye isimlerini başta belirteceğim.)

Chan: - " Oo bzim geyikçik gelmiş! Eee geçen bir olaydan bahsediyordun. Neymiş söyle bakalım? "

Herkes onaylar bir şekilde kafalarını yukarı-aşağı sallayarak mırtılar çıkarttı.

*****

Kısa süre içinde başımdan geçen herşeyi en ufak ayrıntısına kadar anlattım. Öpüşme olaylarını anlatırken garip garip sesler çıkarıyorlardı. Ama pek tınlamadım. Sonuçta onlar hep böyle sesler çıkarıyorlardı.

Lay: - " Vaaay başına gelenlere bak! Siz gerçekten birbirinizn kaderi olmalısınız. Sonuçta senin bıçak yaranı hiçbir doktor düzeltemeyeceğini iz kalacağını söylemişti ama o çocuk bir öpücükle yaranı yok etti ha? Bu gerçekten müthiş! "

Lay'in ilk defa bir olayı ikinci kez anlattırmamış olması bizi çok şaşırttı. Herkes birde alkışlamaya başladı. Bense kahkaha atmakla meşguldüm.

Lay: -" Neden alkışlıyorsunuz? Birşey mi kaçırdım? "

Lay'in bu sözleri üzerine herkes kahkahalarla güldü. Lay ise olayı anlamamış olsada bize katıldı. Biz kahlahalar gülmeyi henüz bitirmişken içeriye giren kişi koşarak yanıma geldi. Dudaklarımı sömürmeye başlayınca herkes ölüm sessizliği gibi bir sessizliğe boğuldu. Hiçbir tepki göstermiyorlardı. Dudaklarımı öpmeyi bırakınca biraz nefes aldı ve konuşmaya başladı.

Sungjong: -" Lu bebeğim seni çok özledim. Aman tanrım her zamanki gibi çok şıksın. Beni özledin değil mi~? "

Yaşadığım şoku atlatınca sevgilime gülümsedim.

Lu: -" Tabiki özledim bebeğim! Bunu nasıl sorarsın? Kim sevgilisini özlemez? "

Deyip dudaklarımızı buluşturdum. Bunu yapmaya alışmıştım. Onu diğerlerinden farklı sevmiyordum ama onun bana ihtiyacı olduğu içn onunlaydım. Tüm arkadaşlarım bilirdi bu durumu. Herkes o olayı bildiği için kimse kararlarıma karışmazdı. Sadece sessizce izlerlerdi. Aynı şuan olduğu gibi...

# Flashback # (Luhan hatırlıyor arkadaşlar bu yüzden Luhan'ın ağzından yazdım. )

Kore'ye geleli iki hafta olmuştu. Okulların açılmasına daha çok vardı. Bu yüzden hiç arkadaşım yoktu. Biraz gezmek ve hava almak için dışarıya çıktım. Sokaklar sessizdi. Saat gecenin üçü olmuştu. Kimsecikler yok gibiydi. Tek tük insan vardı sokaklarda. En nefret ettiğim şeydi sessizlik. Ben neşeli bir insanım o yüzden sesszlik bana göre değil. Biraz daha ilerledim sokaklarda ama sonra içimde bir his oluştu. Eve gitmem gerektiğini hissettim. His beni karanlığa çekiyordu sanki , yüreğimde bir ağrı oluşuyordu. Korkuyordum. Adımlarımı hızlandırdım. Kolumda soğuk bi el hissettim. Beni dar ışıklardan uzak sokağa sürükledi. Karşı koyamıyordum. O kadar güçlü sıkıyorduki elimi sanki karşı koysam bileğimden başlayıp tüm kemiklerim kırılacak gibiydi. Çığlık atamıyordum. Dilim tutulmuş korkulu gözlerle karşımdaki adama bakmaya çalışıyordum. Beni soğuk bir duvara yasladı. Elini bacağıma koydu. Yavaşça yukarıya doğru sürerek çıkarıyordu elini. Ağlıyordum. Ve dua ediyordum. Elini organıma koyduğuna sonunda çığlık atabilmiştim. Arka arkaya hiç durmadan çığlık atıyordum. Sesimi biri duymalıydı. Karşıda bulunan çöp konteynırının (yazılışı nasıl bunun lsskksls anlayın işte çöp kovaları yok mu hani şu sokaklara bulunan lsjdldks) arkasından biri fırladı ve adamın kafasına elinde tuttuğu cam şişeyle vurdu. Adam o anlık beni bıraktı. Bacaklarımın titremesine rağmen koşmayı başarmıştım. Biraz koştuktan sonra teşekkür etmek için arkamı döndüğmde benim dışımda sokakta kimsenin olmadığını gördüm. Başka yöne koşmuştur diye düşünmeye çalışsamda onun yakalandığını bağırıyordu kalbim koşarak o sokağa geri döndüm. Kıyafetleri her yere saçılmış çırılçıplak yerde yatan ve sessizce ağlayan bedeni gördüğümde ise tüm dünyam başıma yıkılmıştı. Biri benim yüzümden tecavüze uğramıştı. Ben kendim kaçmış onu arkamda bırakmıştım. Koşarak yanına gittim. Kıyafetlerini giydirdim. Sadece ağlıyordu. Ona baktım gerçekten güzeldi. (Medya'da bulunan kişi İnfinite'nin maknaesi sungjong ) Benimle yarışıcak kadar güzeldi. Onu kucağıma aldım. Bir hastaneye götürdüm. Önce yaralarına bakılmalıydı. Benimle hiç konuşmamıştı. Hastene odasında uzanıyordu. Doktorlar biraz beklememizi onun yaralarını tedavi edeceklerini ve piskoloik durumuna bakacaklarını söylemişlerdi. Odada ikimiz başbaşaydık o sadece yüzme bakıyor ve beni inceliyordu. Rahatsız olmamıştım tam aksine hoşuma gitmişti. Ben gay'dim diğer okulumda dışlanmıştım sadece iki arkadaşa sahiptim. Lay ve Tao ikisinide şimdiden özlemiştim. Ama bu sefer okulda gay olduğumu kimseye söylemeyecektim. Okulun en popileri olacaktım kararlıydım. Düşüncelerime karşımdaki çocuğun güzel sesiyle veda ettim.

Yaşamak İçin Dokun |HunHan|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin