Önceki Bölümden
8. Bölümden
Ben giderken arkamdan "Aa! Manyağa bak!" diye bağırdığını duydum! Asıl manyak kimdi acaba! Pera ile Selin şaşkındı. Poyraz'a aldırmadan çekip gittim. Bu ne yaa! Şu Poyraz hayatıma girdi gireli her türlü dert geldi başıma! Buraya kadarmış, bitti. Daha fazlasını kaldıramam. Bitti!..
9. Bölümden
Sonra o da anlattı hikayesini... Demek ikimiz de birbirimizden habersiz, birbirimizden bir o kadar yakın ama uzak aynı bavullar üstüne düşler kurmuş, herşeyin başlangıcı olacağını bilmeden umutlarımızı, özgürlüğümüzü koyup içine yollara düşmüştük... Cansu o ilk uçakta şarkısını söylerken haklıydı. Hiç beklemediğin bir anda çıkardı karşına böyle şeyler... Hayat işte... Kim bilebilirdi ki o kırmızı bavulun bir gün karşımıza hayatımızın mucizesini çıkartacağını?..
10. Bölümden
Bu kirpi işi başımıza işler açacağa benziyor... Çünkü akademide hayvan yasaktı. Pera ve Selin'le bakıştık... O an bildiğim tek bir şey vardı... Ne olursa olsun Kırmızı Bavul, Yaprak, Bayan Papatya, Pera, Selin ve Poyraz'la gerçekten güzel günlerin bizi beklediğiydi... Umutluyum...
Poyraz'ın Ağzından
Camdan atladığımızda çamurlanan giysilerimiz, yara bere içindeki vücudumuz, Cansu'nun kan çanağına dönmüş gözleri, havada uçuşan "Şimdi ne olacak?! Ne?.. Ne..." sözleri, korku, şaşkınlık, ümitsizlik, pişmanlık ile dolu bakışlar... Cansu ve ben... Bu hale nasıl mı geldik?... O zaman biraz daha geriye sarmak gerek :
Biliyorsunuz, Demirdağ Müzik Akademisi çok büyük bir şirket. Öylesine büyük paralar oynuyor ki şirkette görseniz inanamazsınız. Bizi böylesine zengin eden bu şirket fazlasıyla maliyetli. Bu yüzden sponsorlarımız var. Bize en çok destek olan sponsor ise ... Ortağımız sayılır. Fazlasıyla zengin bir firma olduğundan sadece logomuzun altında sponsor olarak onlardan bahseden bir yazı geçirmemiz karşılığında bize fazlasıyla destek oluyorlar. Şu son toplantılarda bize yatırdıkları paranın artması söz konusu. Bunun için bir süredir şirketi ikna etmekle uğraşıyoruz. Bu konu ile o kadar meşgulüm ki Cansu'yu sinir etmek için klasik bakışımı bile yapamıyorum! Adam ne desem ikna olmuyor. Yani sıcak bakıyor ama tam değil... Şu yeni aldığım son model telefondan arıyorum konuşuyorum, anlamazlıktan geliyor... Bıktım usandım resmen! Geçen gün balkonda Pera, Cansu, Selin, ben ve bir de çok eski arkadaş Kerem oturuyorduk. Onlara yakındım :
-Yaa ama öyle böyle değil! Adam salak! Kafası mı çalışmıyor nedir! Bir türlü ikna olmadı gerizekalı! Beyinsiz resmen beyinsiz! Kaç kez toplantı yaptık kaç kez konuştuk... Ama yookk!! O anca koca göbeği ve paracıklarıyla yan gelip yatsın. Gerçi yan gelip de yatmıyor pislik herif! Karısından gizli gizli sarışın kızlarla dolaştığını bilmiyoruz sanki! Tam bir mankafa!!
-Tamam Poyraz sakin... , Kerem beni susturmaya çalışır gibiydi.
-Ne tamamı ya! Canımdan bezdirdi beni adam!
Tam o sırada olduğum yerde kıpırdamamla gelen "Dilintt" sesi. Ama umursamadan konuşmaya devam edişim...
Bir sonraki gün elimde telefonum Pera'ya bakmak için odalarına girdiğimde Cansu kulaklığını takmış garip figürlerle dans edip şarkı söylüyordu! Kendini kaybetmiş bir şekilde dans ederken bana çarpıp telefonumu yere düşürünce neye uğradığını şaşırdı.
-Sen ne arıyorsun burda be!?
"Dıııııııııttt.... Dıririnttt!!!!" Hemen telefona baktım. "Gönderme işlemi tamamlandı." yazıyordu. Dehşetle Cansu'ya baktım o da benim kadar şaşkındı. Telefona uzandım. Cansu elimde tuttuğum telefona çarpınca sponsor firmanın müdürüne bir ses kaydı yollanmıştı!! Dokunmatik telefon olduğundan kim bilir ne yollamıştı şimdi... Koltuğa oturup ses kaydını dinlemeye başladım :
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırmızı Bavul
Novela JuvenilHayallerinin peşinden koşan bir kız, ne istediğini bile bilmeyen çapkın bir erkek... Yolları kesişse ne olurdu sizce? Cansu'nun en büyük hayali şarkıcı olmaktı. Disiplinli ve onu mimarlığa zorlayan bir aileye sahip olan Cansu 18'ine bastığında hayal...