Arkadaşlar... Bu 3 bölümün şarkısı kesinlikle "Pinhani-Ne Güzel Güldün" ... Multimedyaya da yükledim. Ancak bazı androidlerde açılmayabiliyor. Eğer açılmazsa mutlaka internetten dinlemenizi öneririm... Bölümle de bağlantılı zaten. İyi okumalar... :-D ;-) :-) Ayrıca bu bölüm serisinde hikayemize yeni bir karakter daha eklenecek... ;-) ;-) ;-)
Önceki Bölümden
Bir anda telefonum çalmaya başladı. Sevda arıyordu. Açtım... Hoparlöre aldım :
-Cansu!!! Ben senin ne pislik biri olduğunu biliyordum!! Poyraz'ımı aldın elimden!!! Sen şimdi mutlu mesutsun tabi. Beni anlayamazsın!!!
-Nasıl oluyormuş sevdiğinin elinden alınması... Bence burda anlayamayan yok. Herkes anlıyor! Sevda senin bir sevgilin var zaten! Bu kadar mı açgözlüsün?!!!?!
-Evet öyleyim! Var mı?! Ama siz durun. Durun siz!! Geliyorum! Ne olacağı umrumda değil! Biletimi aldım. İstanbul'a geliyorum!!!
8.BÖLÜM
Cansu'nun Ağzından
Istanbul'a geliyormuş! Sıkıyorsa gelsin! Sıkıyorsa!.. Az önce Selin resepsiyona, Pera ile Poyraz da odalarına gitti. Neyse ki eski bir arkadaşım hemşire de onu arayıp kendime pansuman yaptım. Off! Ooff!.. Tüm dertler de beni buluyor. Havaalanına gidip bavulumu isteyecektim daha... Kendime bir kaç gün idare edecek giysiler alacaktım beş kuruşluk paramla... Ama ayağım kesildi!.. Şimdi de Sevda başımıza bela oldu... Off! Off!
Bir-İki Gün Sonra / Akşam
Vaktim odamda yan gelip yatmam ile geçip gidiyordu... Selin geldi az önce. İşlerini bitirmiş. Ayağımı bildiğinden bana moral vermek amacı... Neşeyle bağırdı :
-Gel bakalım! Ne kadardır evdesin. Şu hastalık ruhundan çıkaralım seni!.. Hadi restoranta! Bir şeyler yiyelim...
Giyecek bir şeyim olmadığından üzerimdekilerle gidecektim. Mutfağa doğru seke seke giderken :
-Ben hazırım! , dedim. Bir bardak su içip kapıya yöneldim. Koluma girip topallamamamı sağladı.
Restoranta varınca oturacak yer aramaya başladık. Balkona çıkıp, kenardaki bir masaya oturduk. Yan balkon ise bir dans klubüne aitti. Selin telefonuna yöneldi :
-Şu Poyraz ile Pera'yı da bir arayalım da onlar da gelsin.
Pera az sonra geldi. Masamıza oturdu. Ancak Poyraz'a bir türlü ulaşamadık. "Dur az sonra açar." diye diye bir saat kadar onu bekledik. Üçümüzün de sabrı taşmıştı. Derken yan balkonda kızlarla dans edip çapkınlık yapan Poyraz'ı gördüm. Elimi ona doğru kaldırıp bağırdım :
- Poyraazz!.. İşte orda!
Sinirle yerimizden fırladık. Zar zor yürüyerek ilerledim. Dans klübüne paldır küldür girdik. Biz kaç saat onu bekleyelim. Arayalım. Ben topallayan ayağımla yanına kadar geleyim.Poyraz Bey ise dans klüplerinde kızlarla dans etsin! Kıskandığımdan değil!.. Valla... Selin,- Senin telefonun nerdeee?!? , diye bağırırken Pera hızla atılıp kulağından tuttuğu gibi sürüklemeye başladı Poyraz'ı. Öfkeyle haykırdım :
- Biz iskele babasıyız zaten!! Bir saattir seni arıyoruz! Sen kızlarla dans klubünde...!!
- Ne o kıskandın galiba?.. , dedi. Tek kaşını kaldırıp sırıttı. Herkesin içinde rezil etti yine beni!!!
Pera bizi sürükleyip çıkardı da iş büyümedi. Yalnız ayağım çok acıyordu ve topallıyordu. Pera hızlandıkça daha çok yere düşecek gibi oluyordum. Balkona vardığımızda ise artık öyle hızlanmıştı ki bu da düşmeme yetti. Paldır küldür düşerken ben Poyraz yetişti. Kucaklayıp tuttu. Noluyor be!?! Bu Poyraz da beni tutmada antremanlı! Kaçıncı bu?! Uçakta, kafede, sınıfta, burada!! Sanırsın türk filmi! Sakarlıkta sınır tanımıyorum. Sakarize oldum resmen! Yani Sakar Pakize... Sakarize... Neyse baya saçmaladım galiba. Salak salak işler!! Off!..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırmızı Bavul
Teen FictionHayallerinin peşinden koşan bir kız, ne istediğini bile bilmeyen çapkın bir erkek... Yolları kesişse ne olurdu sizce? Cansu'nun en büyük hayali şarkıcı olmaktı. Disiplinli ve onu mimarlığa zorlayan bir aileye sahip olan Cansu 18'ine bastığında hayal...