Selamm
Çok uzun bir aradan sonra ben geldim.
Şimdiden iyi okumalar.
Medyadaki elbiseleri bölümün sonunda anlıyacaksınız.
🍀🍀🍀🍀
'Sena merhaba ben Evren.'
Bu cümleyi onlarca kez hatta yüzlerce kez tekrar ettim. O kadar çok tekrar ettim ki artık başım ağrıyordu. Kolumda takılı olan
serum bile etki etmiyordu. Evet arabada sanırım bayılmıştım, çünkü gözümü kapattığımı bile hatırlamıyorum. Gözüm açınca hastanede olduğumu fark ettim. Ağrıyan başım ve sürekli kasılan miğdem inleyerek tekrardan gözümü açmama sebep oldu."Sanırım kendine geliyor." Alevin sesine benziyordu. Ama ben ilk uyandığım da kimse yoktu. Gözlerimi açtığımda karşımda Alev ve Mert vardı. Diğerleri nerde hiç bir fikrim yoktu.
Mert." Oh be çok şükür kızım bir türlü gelemedin buraya. Ne yaptın azrail ile çay, kahve mi içtin.?"
Mert gergindi. Çünkü korku dolu gözlerle espiri yapmasının başka bir anlamı yoktu.
"Off mert bir sus ya zaten başım ağrıyor. Birde seni çekemem, diğerleri nerde."Alev sağolsun yardımıma yetişti. "Mert cidden bir sus ya. Hadi sende git Ayşegülün yanına, kalabalık yapma burda."
Mert odadan bu şekil kovulmasını kendine yediremediği için bozulmuş bir suratla odadan çıktı. Alev ise az önce ki hâlinden eser yoktu. Biraz panik biraz ise endişe vardı gözlerinde, aslında anlıyorum onu çünkü beni düşünüyordu. Evrenin telefonda sesini duymak ile bu hallere geldiğimi bildiği içindi bu endişesi. Sorması gerekenleri içinde bu kadar tutmaması için ben sordum.
" Alev sor hadi ne soracaksan. Ayrıca ben niye burdayım ne zaman çıkacam."
"Niye mi burdasın kızım sen iyi misin, dün akşamdan beri hiç birşey yememişsin. Birde soruyor musun?"
Evet yememiştim en son dün akşam saat sekiz de hepimiz hastanede akşam yemeği yemiştik. Ben ise sonra ne kahvaltı yaptım ne de öğlen yemeği yedim. Bana cevap hakkı tanımadan konuşmaya devam etti , bu sırada yattığım yatağın yanına koyulan refakatçi koltuğuna oturmuştu.
"Kızım neredeyse on yedi saattir açsın. Saat öğleni geçti. Bir saattir aralıksız uyuyorsun. Bir anda bayılmışsın sadece seni Evren aramış sonrası yok sen bayılınca Mert ise panik yapıp 'Sena' diye bağırınca Evren telefonu kapatmış. Aradık yok tesise sorduk yok. Numarası yok oldu bir anda."
Yapabileceğim bir savunma yoktu. Bende diyebileceğim tek şeyi dedim." Yanlız ben bir kere uyandım, ama siz yoktunuz sonra zaten tekrar bayılmışım." Alev elini anlına vurdu ve derince ofladı. "Sena sence konumuz senin bir kere uyanmış olman mı? Konumuz bu değil. Çünkü konumuz Evren ve Adnan demir. Ne olacak? Ne yapacağız?"
Bunu biliyordum. Biz her seferinde Adnan köpeğine biraz daha yaklaşıyoruz ama o hep bizi engelliyordu. Sürekli suikastçı gönderiyordu. Ama asla yakalanmıyordu. Suikastçılar da zaten en sonunda bir şekilde kendilerini öldürüyorlardı.
"Yapacak bir şeyim yok Alev, Evren'in tekrar aramasını bekliyeceğiz."
"Peki ya aramazsa ne olacak?"
"Hayır arayacak." Bu cümlenin kalanını mırıltı şeklinde devam ettim. "Çünkü söz verdi."
Alevin duymayacağını düşündüm ama duymuştu. Gözlerinde ki alaycı ifade duyduğunun işaretiydi.
"Aynen kesin arar, bende öyle demiştim.""Alev tamam kapatalım konuyu. Diğerleri nerede?"
"Senin durumunu Egemen boş boğazlık yapıp Ayşegül'e söylemiş, Ayşegül fenalaşmış. Ona sakinleştirici yaptılar, onun yanındalar dı. Gelirler birazdan."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEHİRLİ PAPATYA AŞKI
Novela JuvenilBir yıl önce verilen karar,peki herkesin hayatını etkilerse? Yaşananlar! Hayaller! Bu hayata mahkum edilenler, Dedektif bir karara zorunlu bırakılırsa, Peki ya verdiği kararın yükünü, vicdanın da esir tutarsa, Yaşadıkları ajana ağır gelirse, Affedi...