# Bugün eve dönüyoruz. İznimizin bitmesine birkaç gün kaldı. Ama bir yakınımız(benim değil ama sayılabilir) öldüğü için 5-6 ay daha iznimiz geçerli olabilir. Onun için ilk önce iş yerimize geri dönmeliyiz. Zaten oraya uğrayacağız ve sonra diğer eseri arayacağız. Ben bunları düşünürken Erva'dan beklendik bir hareket olarak burnumun dibine kadar gelip suratıma fişek patlattı. Yastıkla vurmak çok klasik oldu artık. Ben de yanımdaki bir bardak suyu suratına fırlattım. Erva bana bu hareketim yüzünden başıma dünyalar kadar gazap indirecekken Tevfik aradı. Daha valizlerimizin hiçbiri hazır değildi! Erva ve ben valizleri hızlıca yatakların altından çıkarıp hazırlamaya başladık. Valizlerimizle handan çıktık-bilin bakalım valizleri kim taşıdı(!)?-. Tevfik, Erva'yı aradı ve Erva "Öyle mi beyfendi, oraya haddini bildirmeye geliyorum!" dedi ve telefonu kapattı. Eve yaklaştık ve Erva çantasından beş adet fişek çıkardı. Tam bahçe eşiğinden girecektim ki Erva beni durdurdu. "Bekle, yanımdaki abaküsten birkaç bilye alayım." Bilyeleri bizden önce kapı eşiğinden fırlattı. Bilye biraz ilerledikten sonra mini bir patlama oldu. "Tevfik bu tarz maytap gibi oyuncakları çok sever ki bunun yanında ablasını sinir etmeyi de çok sever." dedi. Sonra "Ucubenin haddini bildireceğim!" diyerek eve girdi. Gizli bir operasyondaymış gibi duvarların arkasına saklanarak ilerliyordu. Benim elimde beton gibi valizler olduğu için aynısını yapamıyordum. Bur anda karşımıza Koray çıktı. Erva "Yağız! Geride dur. Tevfik adlı varoş Koray'a emir vermiş. ÇIK ORTAYA ..." dedi. Ettiği küfürleri tam duymadım ama gerekmedi de. Tevfik bir anda yüreklenip bir kapının arkasından çıktı. "SIKIYOSA GEL YELLOZ!" dedi Tevfik küfürlerin altında kalmayarak. Erva koşarmış gibi yaptı ama elindeki abaküs bilyelerini yerlere fırlattı. Her taraf bir anda minik kıvılcımlarla doldu. Sonra elindeki flütü bana verip "Çal!" dedi. İlkokuldan neler hatırladıysam en azından çalmaya çalıştım. Erva kendince icat ettiği fişek bombasını yere fırlattı. İşe yaradı da. Büyük ve yankılı bir ses ardından da pembe-mor fişekler her taraftaydı. Tevfik bana doğru sapanla mini mayınlarından fırlattı. Erva pisliği flütü bana çaldırdı çünkü ortada değilken beni yem olarak kullandı. Cidden şu an burada değil gibi.Tevfik korkuyla etrafına bakarken ben flütü Koray'a verdim ve "Koray flütü çal." dedim. Bana göre mükemmel çalıyordu. Benim seviyem ve Koray'ın seviyesi arasındaki uçuruma bakarcasına dalmışım. Bir anda Erva Tevfik'in üzerine atladı. "Sayılmaz! Arkamdan atladın. HİLEBAZ!" diye bağırıyordu yerde sürünen Tevfik. Yerden kalkmaya korkan Tevfik'e bakan Erva gülümseyerek "Sen kiminle oynuyorsun acemi haberin yok. Bu arada yellozun hesabını çok pis soracağım evdeyken." dedi. Tevfik şimdiden kaçma planları yapıyordu. Erva bunu bildiği için "Hesabını erken keseceğim. Sonra seninle uğraşamam." dedi. Tevfik Koray'a yardım çığlıkları atarken Koray bana valizler konusunda yardım ediyordu. Ben yukarıdayken ne olduysa birkaç vazo kırılma sesi geliyordu. Şimdi Koray'ın iradesi yerinde değil, Tevfik zaten doğuştan yaramaz, Erva ise enerjiden patlayacak. Sinan Bey hâlâ yasta. Ev bana kaldı... EV BANA KALDI VE BUNLARLA NASIL BAŞ EDECEĞİMİ BİLMİYORUM!!! Off... Akşam oluyor ve yemek işi Sinan Bey'de. En azından bu hobisinden vazgeçmeden duramıyor ve bu benim kârıma. Akşam yemeğinde fırınlanmış tavuk vardı ve belli ki Erva ve Tevfik bu yemeği çok seviyor. Ama Sinan Bey dört kişilik değil de beş kişilik yemek tabağına ayırmış tavukları... Nazik Hanım varken beş kişilik tabaklar tam yeterdi ki Sinan Bey de bunu unutarak yani Nazik Hanım'ı da sayarak tabaklara ayırmıştı. Yazık. Çünkü Nazik Hanım'ın güzelim tavuğu iki yaramaza kurban gidecek... Akşam yemeğimizi yedik ve yatmaya hazırlandık. Pijamalarımızı giydik ve ben kırılan vazoyu temizledim. Erva yine "İsmi Yağız olanlar GİREMEZ" yazısını asmış odasına Peki ben bunu takacak mıyım-tabii ki de hayır-(!)? Odasına girip sabah ona güzel bir sürpriz yapmak için bir tane fişek aldım. Sonra yatağıma yattım ve yarın kız kardeşler efsanesi için ne yapabileceğimizi düşündüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mor Hastalık
FantasyÖlüm bahşedilen ve dengeyi koruyan iki kız kardeşin kendi dengeleri bozulunca ortaya çıkan sürpriz bir varisin acınası sonu.