XIX

834 78 36
                                    

Kapı aralıksız çalmaya devam ederken yatakta durmuş gözlerimi uykudan açamıyordum. Dün gece yastığımın altına itelediğim telefonumu hatırladığımda elimi yastığın altına soktum ve telefonu çıkardım. Saat altıyı geçiyordu. Sabahın bu saatinde kapımın deli gibi çalınmasının sebebi ne acaba, diye geçirdim içimden.

Ellerimi saçımın arasından geçirip oflayarak yataktan kalktım ve hızla aşağıya yöneldim. Bu sırada kapıdan gelen sesler daha da yüksek hâle geliyordu. Kapıdaki kişi her kimse kapıyı tekmeliyordu. Kapıya yaklaştığımda ilk olarak küçük yuvarlak deliğe gözümü yasladım. Gördüğüm manzara karşısında kaşlarım şaşkınlıkla çatıldığında hızla kapıyı açtım.

Taehyung elinde bir sürü poşet ile durmuş, kapıya tekme atıyordu. Onun tam kapıya vuracağı sırada açmış olmalıyım ki kapıyı açtığım an sağ dizimde bir acı hissettim.

Hızla geri çekilip yüzümü buruştururken Taehyung endişeli bir ifade takınarak içeri girdi ve elindeki poşetleri rastgele bir yere bıraktı. Bana yöneldiğinde konuşmaya başladı. "İyi misin? Çok mu sertti?"

Taehyung karşımda durup yere çömeldiğinde elini hızla dizime yerleştirdi ve kontrol etmeye başladı. Aniden bacağımda hissettiğim elleriyle irkildim ve Taehyung'u yakasından küçük bir çocuk gibi tutarak kaldırdım. Kocaman gözlerle bana bakarken elim hâlâ yakasındaydı.

Söyleyecek bir şey bulamadığımda elimi geri çektim ve poşetleri işaret ederek kafamı "Ne bunlar?" Anlamında salladım. Dün gece Taehyung'u görmek istememe rağmen karşımda olduğunda garip bir şekilde nutkum tutuluyordu ve konuşamayacak hâle geliyordum.

Taehyung poşetleri hatırladığında hızla onları eline aldı ve tekrar kapıya yönelerek dışarı çıktı. Kapıyı da ardından kapattığında afallayarak arkasından bakakaldım. Bu sefer kapıyı sakince tıklattığında ne yapmaya çalıştığını anlayarak kıkırdadım. Kapıyı açmak için yürürken kısık bir sesle mırıldandım."Aptal çocuk."

Kapıyı açar açmaz Taehyung neşeyle gülümseyerek konuştu. Ses tonu heyecanlıydı. "Günaydıııınnn."Harfleri uzatarak konuşup poşetleri bana uzattığında yüzümdeki gülümseme daha da genişledi ve hızla poşetleri elime alarak ona karşılık verdim. "Sana da günaydın, Tae."

Kıkırdayıp içeri girdiğinde onu bozuntuya vermedim. Belli ki güne böyle başlamayı planlamıştı. Taehyung mutfağa ilerlerken onu takip etmeye başladım. "Ne ara bu kadar samimi olduk lan?" diye arkasından seslendiğimde omzunun üstünden bana baktı.

"Beraber kahvaltı yapmak için samimi olmamız mı gerekiyor? Hem ben o yüzden gelmedim, silahlarından birini kafama dayayacaktın ya?" Neşeyle konuşmasına rağmen söylediklerinde ciddiymiş gibi bana bakıyordu. Adımlarımı hızlandırıp onun arkasından mutfağa girdiğimde poşetleri tezgâhın üzerine bıraktım.

Taehyung bu sırada beni izliyordu. O da tezgâha yaklaşıp yanımda durduğunda poşetlerden birini alarak içindekileri çıkarmaya başladım. O da aynısını yaparak bir diğer poşeti boşaltmaya başladı. Tam bu sırada dank eden düşünceyle poşeti bırakarak mutfaktan çıktım. "Üstümü değiştireceğim!"  Taehyung'a seslenerek odama çıktım.

***
Siyah kompresyon tişörtümü ve gri eşofmanımı giyerek banyoya yöneldim. Taehyung'un karşısına saçma sapan bir hâlde çıkmıştım ve bu benim için oldukça utanç vericiydi. Soğuk suyu yüzüme çarparak sabah yorgunluğunu üzerimden atmaya çalıştım.

Aynaya bakıp ellerimle saçıma şekil vermeye çalıştım ama ne kadar başarılı olduğum tartışılırdı. Taehyung'u daha fazla bekletmemek için aceleyle odadan çıktım ve mutfağa indim.

***

Taehyung aldığı şeylerin paketini açmakla meşgulken benim geldiğimi fark etmemiş gibiydi. Mutfağa girip yaklaştığımda bile beni fark etmemişti. Bunu fırsat bilerek onunla biraz uğraşmaya karar verdim. Bunu neden yaptığımı veya hangi amaçla yaptığımı bilmiyordum ama o an yapmak istediğim tek  şey onunla uğraşıp yüzündeki ifadeyi görmekti.

Arkasından yaklaştım ve kollarımı onun arkasından uzatarak tezgâha yasladım. Bu sayede Taehyung'u araya sıkıştırmış oldum. Çenemi de onun omzuna yasladığımda Taehyung elindeki bir kek paketini düşürdü ve olduğu yerde donup kaldı. Hareket etmiyordu, kaçmaya çalışmıyordu. Gerçekten şaşırmış olmalıydı.

Dudaklarımı onun boynuna yaklaştırdım ve beklemeye başladım. Bana kıyasla küçük kalan bedeni gittikçe kasılıyordu. Dudaklarımı hareket ettirdiğimde yutkundu. Konuştuğumda dudaklarım hareket ederek onun boynuna çarpıyordu. "Silah dayamamı istemiştin, değil mi?" Dalga geçer tonda söylediğim bu cümleyle Taehyung'un dudaklarından dökülen ufak nida kulaklarıma doldu.

***

Jungkook'un outfit😔

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Jungkook'un outfit😔

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 15 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

lil broHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin