IV.

1.8K 189 57
                                    

Kapıdan sesler gelmeye başladığında ilk önce duymamazlıktan gelerek homurdandı ve yastığına daha çok gömülerek uyumaya devam etti. Ama kapının arkasından Eunhwi'nin sesi geldiğinde ve kapı durmadan çalınmaya devam ettiğinde daha fazla dayanamadı ve kapıyı açmak için yataktan kalktı.

Saçları bir ip yumağı gibi birbirine dolanmış, gözleri şişmişti. Jeon yavaşça kapıyı açtığında Eunhwi hızla odaya girdi ve yatağa atladı.

Jeon gözlerini sıkıca kapattı ve açtı. Kendine gelmeye çalışıyordu ama başı fena halde ağrıyordu. Hiçbir şey söylemeden yatağa, Eunhwi'nin yanına uzandı. Eunhwi neşeyle konuşurken yerinde duramıyor, sürekli hareket ediyordu. "Günaydın abi! şey, ben dün oyuncağımı Tae'nin evinde unuttum. O olmadan uyuyamam ben! onu benim için alır mısın, lütfen?"

Jeon yüzünü buruştururken yeni uyandığı için kalınlaşmış çatallı sesiyle konuşmaya başladı, bu sırada hafifçe yatakta doğruldu. "Abicim, ben sana o adamı bir daha görmeyeceksin demedim mi? yenisini alırız oyuncağın."

Eunhwi yatakta ayağa kalkıp mızmızlanarak zıplamaya başladığında neredeyse ağlayacak gibiydi. "Hayır! ben o oyuncağı istiyorum. Onu bana annem vermişti. Oyuncağımı istiyorum, oyuncağımı istiyoruuum!"

Jeon, onu durdurmak için kucağına alıp sarılırken konuşmaya başladı, ses tonu bu defa daha yumuşaktı. O oyuncağımgeri alacaktı çünkü bunun Eunhwi için ne kadar değerli olduğunu biliyordu. "Tamam tamam... bir ara hallederiz. Bugün işlerim oldukça yoğun abicim, bu yüzden bu işi biraz ertelemem gerekecek. Kahvaltını yaptın mı sen hem? hadi bakalım!"

Jeon yataktan tek bir hamleyle kalkıp Eunhwi'yi mutfağa yolladıktan sonra elini yüzünü yıkadı ve kısa bir duş aldı. Ardından hızla takım elbiselerinden birini üzerine geçirdi ve üstünkörü saçına şekil verdikten sonra odadan çıkarak aşağıya, mutfağa indi.

Eunhwi çoktan masaya kurulmuş, abisini beklerken kahvaltısını yapıyordu. Jeon gülümseyerek tezgaha yaklaştı, kahve makinesini açarak beklemeye koyuldu. Bu sırada içeri giren korumalarından birini yanına çağırdı ve konuşmaya başladı. Ses tonu sert ve soğuktu. "Bugün işlerim yoğun, Eunhwi'ye dikkat edin. Hiçbir aksilik çıksın istemiyorum. Özellikle dün yaşanan olaydan sonra. Anlaşıldı mı?"

Koruma, Jeon'un önünde saygıyla eğildikten sonra yanıtladı. "Evet efendim, merak etmeyin. Bir daha asla yaşanmayacak."

Makineden gelen "bip" sesiyle Jeon makineye yöneldi, kahvesini alırken uzun ve ince parmakları kupanın etrafına sıkıca sarılmıştı. Bugün halledilmesi gereken önemli bir hisse anlaşması vardı, bu yüzden işi muhtemelen uzun sürecekti. Hızla acı kahvesini içtikten sonra çıkmadan önce Eunhwi'ye yaklaşarak onu öptü ve yanaklarını sıktı. "Oyuncağını yakın zamanda alacağız, üzülme abicim. Bugün biraz geç kalabilirim, bu yüzden uslu bir çocuk ol ve sorun çıkarma. Tamam mı?"

Eunhwi gülümseyerek kafasını salladıktan sonra abisine sarıldı ve onu kapıya kadar takip etti. Jeon evden ayrılırken gülümseyerek ona el salladı ve kapıyı kapattı.

***

Jeon arabasına bindiğinde camı hızla araladı, arabanın torpidosunda bulunan Marlboro paketini çıkardı ve içinden bir sigara çıkararak dudaklarının arasına yerleştirdi. Ardından çakmağı yakarak dudaklarına yaklaştırdı ve sigarayı yaktı. Sigara dumanı hızla arabanın içine yayılırken Jeon gaza basarak şirkete doğru sürmeye başladı.

———————————————————————————

Tae erkenden uyanmış, kahvaltısını yapmış ve dışarı çıkıp yürüyüş yapmaya karar vermişti. Seoul'un sokaklarında amaçsızca yürürken krem rengi hırkasının şapkasını kafasına geçirmiş, ellerini ise ceplerine sokmuştu. Altına giydiği siyah bol pantolonu ise ona ekstra rahatlık sağlıyordu.

lil broHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin