~ Gururumun hayaletinden vazgeçtim . Asla hoşça kal demeyeceğim. Çünkü sana sahip olduğumu hissetmiş gibiydim .
Kader çocuğu, kader çocuğu , kader çocuğu , kader çocuğu , kader çocuğu , kader çocuğu ...
Vikinin kafasının içinde yankılanıyordu. Kimdi kader çocuğu? Neden ona öyle dedi? Bedeni soğudu, tüyleri ürperdi. Ölmesinin sebebi kader saçmalığı mıydı.
Malbonte Vikideki değişikleri fark etmiş gibi ona destek olmak için elini tuttu. Ama Viki sanki transtan çıkmış gibi geri sıçradı. Kendi kaderini hiç bekletmeden kapıyı açtı.
Odanın ortasında hayır büyük bir salonun ortasında sunak'ın ortasında yaşlı bir kadın oturuyordu . Ya da saçları, kiprikleri bembeyaz, biri olduğu için yaşlı görünüyordu.
" Seni çok uzun zamandır bekliyorum , kader çocuğu " dedi.
Yine aynı şeyleri tekrar ediyordu .
Kader çocuğu..." Kimsin sen, ne demek beni bekliyordun niye bana öyle diyorsun? "
Kadın güldü. Yada gülüşe benzer bir ses çıkardı.
Gözleri kapalıydı. Trans halindeydi ." Kader bedelini ödediğinde her zaman bir şeyler verir , sende bir bedele karşın verilen hediyesin " dedi gözlerini açarak
Sonra ekledi " Sen yazgının hediyesisin , sen kaderin çocuğusun "
Viki tutunacak bir şey aradı . Ayakları yerden kesildi . Ayakları tutmadı. Ne diyordu bu kadın? Dayanamadı kadının önüne çöktü . Buraya gelirken ne duymayı bekliyordu, ne duydu ...
Zorda olsa kafasını kaldırdı Malbonteye doğru baktı . Ama Malbontenin yüzünde ufacık duygu kırıntısı bile yoktu . Vikinin yanına çömeldi . Kollarını omzuna doladı. Kadının dedikleri ona hiç bir teki etmemiş miydi. Yoksa o Vikiyi daha fazla üzmemek için kendini öyle mi gösteriyordu.
" Anlat Hadi dinliyoruz..." Dedi Malbonte çenesini sıkarak. Rahatsız olduğunu belli eden tek şey yüz kaslarının gergin olmasıydı.
" Kader bedelini ödediğinde her zaman bir şeyler verir, sen bağlı olduğun adamın hediyesisin , onun ödediği bedelin karşılığısın "
" Ne , bu ne demek oluyor, parça parça anlatma"
Viki belirsizliğin verdiği sinirden deliriyordu . Malbonteye baktı " Biliyormuydun? Lütfen cevap ver" . Artık daha fazla kendini tutamadı, göz yaşları yanaklarını istilâ etti. Malbonte kafasını eğmiş bir şeyler düşünüyordu . Sanki düşünmek içindeki matematik problemini çözmeye yardımcı olacaktı." Hayır bilmiyordu , bilemezdi . Ödeyeceğimiz bedeli biz seçemeyiz , karşılığını biz seçemeyiz. Her şey önceden belirlenmiştir. " Dedi sakin bir sesle .
" Herşeyini kaybetti , ama sonra hiç beklemediği anda ödediği bedelin karşılığı ona asla sahip olmadığı , olamayacağı bir şey verdi "
" Buraya geldiği ilk gün de biliyordu , herkes ödediği bedelin karşılığını alamaz"
Birden Vikinin aklına Malbonteyle tanıştıkları ilk zamanlar aklına geldi. Savaş zamanları...
O zaman da Malbonte daha çatıdayken ona bunları ima etmemiş miydi?
" Bu dünyaya çok geç geldin , senin doğman için ailemin sürgün edilmesi gerekiyordu " demişti Vikiye .Viki dumura uğramıştı . Nefes alamıyordu . Ağlamaktan gözleri şişmiş, burnu kızarmıştı.
Malbonte ise hala aynı konumda olacağına yemin etmiş gibiydi . Haraket etmiyordu . Ama sonunda sessizliği bozdu.
" O zaman onun öle bileceğini söylememiştin " diyerek tısladı.
" Verilen hediye geri alınmaz , kader verdiği hediyeyi geri almaz , aranızdaki bağ bir mühür gibi . Mesafe ne kadar az olursa bağ o kadar güçlüdür. Mesafe ne kadar çok olursa... "
" Olursa ne ? " Vikinin siniri patlak verdi . Ayağa kalktı. İçinde artık tek bir duygu vardı sadece
Öfke
Arkasına bakmadan evden çıktı . Kapıyı da sertçe kapattı . Ormandaydı normalde burada daha iyi nefes alması gerekiyorken , nefesi tükeniyordu. İçindeki öfke, kırgınlık onu tüketiyordu. Kanatlarını açtı sonuna kadar esnetti . Tam uçacakken bir el onun belini kavradı. Aşağıya çekti. Tanıdık enerjiyi hiss edince ağlaması daha da şiddetlendi.Malbonte onu aşağıya indirdi . Viki önce onu ittirse de sonunda yüzünü onun boynuna gömdü. Malbonte kollarını onun beline doladı. Kendine bastırdı.
" Biliyormuydun...? " dedi hıçkırarak
"Hayır, sadece tahmin etmiştim "
" Peki benden nefret etmiyormusun? "
" Neden nefret etmeliyim?"
" Ailen ... Benim yüzümden , ... Ve şimdi karşındayım "
Malbonte parmağını dudaklarına bastırarak onu susturdu.
" Sshhh , bunun seninle hiç bir alakası yok, aksine sana sahip olduğum için mutluyum " dedi yüzündeki gülümsemesiyle.
Gözyaşlarını sildi. Alnıyla saçlarını birleştiği yere uzunca bir öpücük kondurdu.
" Hadi evimize gidelim , kızımız bizi özlemiştir . Bundan sonra seni yanımdan ayırmak yok " dedi .
______Devam edecek ______(◠‿◕)(◕ᴗ◕✿)
🔹 Biricik okurlarım bölüm hoşunuza gitti mi?
🔹En sevdiğiniz sahne hangisiydi? , ya da bölüm hakkında bir eleştiriniz var mı ballarım, kendimi geliştirmek adına soruyorum (•‿•)
🔹 Vikiye denge taşıyıcılığından sonra kader çocuğu ünvanı yakıştı mı sizce?
🔹Yeni bölümü bu gün yayınlayacağım inşallah ❣️😁🔮.
🔹Ha unutmadan söyleyeyim yani bölümde... Sürpriz olsun. İpucu vereyim : şahitlik etmek isteyen varmı? Yarım kalmıştı çünkü 😁🖤
🔹iki - üç bölüm sonra da final yapmayı düşünüyorum.
Sonra fanfiction geliyoooooor💋💋💋🥳.⚔️🗡️💯Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın sakın haaaa Vebanı , Ostiyi musallat ederim size 😂
Kendinize iyi bakın görüşmek üzere 🎀
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Child Of Sun ☀️And Moon 🌙
FanfictionHikayem tamamen hayal ürünüdür.Romance club Heaven Secret hikayesinden esinlenerek tasarladım . Yakında Göklerin sırrı 2 bitecek. Ben de Göklerin sırrı 3 yazmaya karar verdim. Olaylar savaştan 12-13 yıl sonrasını anlatmaktadır. Umarım beğenerek ok...