- Enemies -

212 13 11
                                    

Herkese selam Karl Fic okurları~ Yeni bölümle karşınızdayım. Kitap 500 okunma oldu ağağağağa hepinize teşekkür ederimmmm

Oy vermeyi ve yorum yazmayı unutmayın, iyi okumalarr

----------------------------------------------

KARL'IN AĞZINDAN

Restorant'a doğru yola çıkmıştık fakat aklım Helen'de kalmıştı. On beş dakikayı geçmişti ama hala gelmemişti. Endişe duygusu içimi kemirirken elim sürekli telefonuma gidiyor, ekip gitmeye devam ederken Helen'i arıyordum ama açmıyordu. İyice bir endişelenmiştim. En az yedi sekiz defa aramıştım, ama açan kimse olmamıştı. En sonunda Jimmy'nin kolundan tutup onun durmasını sağladım. "Bir şey mi oldu Karl?" Diye soran Jimmy'e endişe ve korku dolu gözlerle baktım. "Jimmy, biraz konuşalım mı?" Dedim. Tina bizi görmüş ve durmuştu. Ekip ilerlerken en son gelen kişi oydu. Helen'den haz etmediği de bariz bir gerçekti, Helen'e bir şey yapmış olabilirdi. "Tabii," Dedi Jimmy ve bende onun kolunu bırakıp ekipten biraz uzaklaştık. Ekibin bizi duyamayacağı şekilde uzaklaştıktan sonra bir ekibe, birde Jimmy'e bakıyordum.

"Jimmy, Helen telefonlarıma cevap vermiyor, bir şey mi oldu acaba?" Diye sordum. Jimmy biraz düşündü, sonrasında cevapladı. "Tuvalettedir belki?"

"On beş dakikadan fazla bir süre mi?" Dedim Jimmy'e yanlışını göstererek. "Dur hemen panik yapma, birde ben arayayım." Dedi ve telefonunu çıkarıp Helen'i aradı. Kulağına götürdüğü telefonun arama sesini duyuyordum. Ama 'Alo?' diyen bir karşı taraf yoktu, sadece çalıyordu. Biraz sonra Jimmy kapattı ve tekrardan aradı. Fakat yine aynı arama sesi, yine kimsenin 'Alo?' dememesi...

"Yok, açmıyor." Dediğinde sinirli bir iç çektim. Çaktırmadan Tina'ya baktım. Sensin biliyorum seni şeytan.

"Sence kim yapmış olabilir?" Diye sordum sinirle. "Neyi?"

"Helen'in şuanda geç kalmasını sağlayan kişi. Sence kim?"

"Bilmiyorum, ama bende endişelenmeye başladım." Dediğinde sinirle yüzüne baktım. Bir adım yakınlaştım.

"Sence benim, videoda olmasın huzurumuz kaçar, dediğim ama senin beni dinlemeyip videoya aldığın biri olabilir mi?" Dedim bağırmamak için kendimi zor tutarak. Tina'yı kastettiğimi anlamış olacak ki gözleri büyüdü. "T-tina mı?"

"Ta kendisi." Dedim ve ikinci defa sinirli bir iç çektim. "Ben Hotel'e gidiyorum, Helen iyi mi kontrol edeceğim."

"Tamam, biz ekiple bekleyelim mi?"

"Yok, siz restoranta gidin, benim ve Helen için yemekleri söyleyin, ben Helen'i alıp geleceğim." Dedim ve koşmaya başladım. Koşarken Jimmy'nin arkamdan bağırmasını duydum. "Dikkatli ol!"

Bir kaç dakika koştuktan sonra Hotel'in kapısına vardım. Kapıyı açıp merdivenlerden kaldığımız kata doğru koşarak çıktım. Kartımı nefes nefeseyken okutup kapıyı açtım. Etrafa bakınırken duyduğum ağlama sesleri ile Helen olduğunu anladım. Sese doğru gittiğimde kulpunun altında bir sandalye olan tuvalet kapısını buldum. Hızla sandalyeyi oradan çıkardım ve kapıyı açtığımda Helen'in yerde oturmuş, hıçkırıklarla ağladığını fark edince yanına çöktüm. Ellerimi kollarına koydum. "Helen, Helen geçti, ben buradayım..."

Helen bana baktığında ağlaması durdu. "Karl..?" Ağlamaktan boğuk ve çatallı çıkan sesi ile adımı söylediğinde gülümsedim. "Bir şey yok, geçti..." Dediğimde onu kendime yaklaştırdım. Kafası göğsüme yaslandığında bir eli ile kolumu tutuyordu. "Ç-çok korktum..." Dediğinde başını okşamaya başladım. "Şşş, ben geldim artık kimse bir şey yapamaz sana..." Dediğimde  başını okşamaya devam ediyordum. Tina, bunun için hesap vereceksin, diye geçirdim içimden. Helen'in kilitli kalma korkusu olduğunu yeni fark etmiştim. Zavallı kız, önceden olan bir travması tetiklenmiş olabilirdi.

Difficulties Make You Maturate | Karl JacobsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin