- Starlight -

186 13 7
                                    

selamlaaaaar ayayayyayayay 1K okunma olmuşşş teşekkür ederim hepinizeee <3 Sizi bölümle baş başa bırakıyorummm iyi günlerr~

-----------------------------------------

Karl'ın belimi kavrayan kollarının nazikliği karşısında şoka uğrarken sözleri kafamın içinde dolanıp duruyordu. Doğru mu duymuştum, yoksa Karl bana o sözleri gerçekten mi söylemişti?

'Benim kızım olmanı istiyorum, Helen Westy.' Kulaklarım duydukları karşısında doğru olup olmadıklarını sorgularken bana gülerek bakan gözleri içinde kaybolmamı sağlıyordu. Yutkundum. Ne demem lazım bilmiyordum. Kalbim, hayatımda hiç bu kadar hızlı atmamıştı, ve bunu Karl sağlamıştı... Karl'ın böyle bir cümle kurmasını asla beklemiyordum. Elmacık kemiklerimde başlayan sıcaklık yavaşça yayılmak yerine hızla yayılarak önce yanaklarıma, sonra tüm yüzüme, en sonunda ise tüm vücuduma etki etmişti. Aramızdaki sessizlik dalgaların karaya vurduklarında çıkardıkları seslerle destekleniyordu.

"B-ben-" Kelimelerim yok olmuştu. Hepsi dilimin ucunda sıralanıyor, fakat ağzımdan firar edemiyorlardı. Karl bu halime bakıp hafifçe güldü ve kollarını belimden çektikten sonra bir adım geriye attı ve kollarını arkasında birleştirdi. Karl bana doğru içten, tatlı ve sıcak bir gülümseme ile bakarken ben ise kaşlarımı kaldırmış ona bakıyordum. O bana bakmayı bırakıp önce kafasını sonra tüm vücudunu çadırlara doğru çevirdi ve oraya doğru giderek kendi çadırına girdi. O çadırına gittiğinde ilk yaptığım şey olanları sindirmeye çalışarak elimi kalbime götürmek oldu. Tanrım, az önce ne yaşanmıştı? Yoksa...

Bu bir aşk itirafı mıydı? Hayır Helen, bu kadar aptal olma. Karl'ın sevdiği bir kız var zaten. Ama bekle, ya gerçekten de aşk itirafıysa? Kafam allak bullak olduğunda düşüncelerimden arınmak için dalgaların sesine odaklandım. Dalgalara biraz yaklaştım, sanki büyüsüne kapılmışım gibi. Fakat tam ayaklarımı denizin gecenin bu vaktinde olan soğukluğunun kaplamasına izin verecekken Karl'ın beni uyarması aklıma geldi ve durdum. Ayaklarıma biraz değen ve uçlarını ıslatan denizin soğukluğu ile irkildim ve geriye doğru minik adımlar attım. Biraz daha denizi izleyip dalgaların huzur verici sesi ile rahatladıktan sonra arkamı dönüp çadırıma doğru ilerledim.

Çadırıma girdikten sonra tekrardan bağdaş kurdum. Elimi kalbime götürdüm. Yavaşla, yoksa durmasını sağlayacağım. Tanrım, yaptığı bir hareket beni bu kadar etkilemiş olamazdı. Tamam, ondan hoşlanıyor olabilirdim ama bu kadar etkilenmeyi hiç beklemiyordum. Özellikle de onun önünde kızarmayı asla beklemiyordum.

Sabah olduğunda uyuya kaldığımı fark ettim. Gözlerimi ovuşturarak kalktım. Çadırdan çıktığımda Jimmy ve diğerleri çoktan uyanmışlardı. Kris ve Chandler ortalarda yoktu. Heralde kahvaltıyı ısıtabilmek için odun toplamaya gitmişlerdi. Jimmy, Tina ve Karl birlikte konuşurlarken Nolan ise hâlâ çadırda gibiydi. Gülümseyerek onların yanına sekerek gittim. "Günaydın~"

"Ah, günaydın Helen. Çadırlar rahat mıydı?" Jimmy'nin sorusu ile birlikte ona bakıp gülümsedim. Başımla onayladım. "Evet, teşekkürler Jimmy." Dediğimde gözlerim Karl'a kaydı.

Dün gece söyledikleri hâlâ aklımı kemirirken söylediklerinin doğru olup olmadığını sorguluyordum. Dedikleri doğru muydu, yoksa duygularım hakkında şüphesi mi vardı bilemiyordum. Zamanla öğrenecektim heralde.

Karl mavilerini bana dikerken benim tek yaptığım şey yutkunmak ve dün gece dediklerini hatırlayıp elmacık kemiklerimin sıcaklamasına izin vermekti. Boğazımı temizleyip bakışlarımı önce yere diktim. Sonrasında ise Tina'ya bakıp sıcak bir şekilde gülümsedim. "Daha iyi misin? Hastaneden çıkalı bir gün oluyor ve-"

Difficulties Make You Maturate | Karl JacobsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin