- My Girl -

190 11 18
                                    

  Bedenimdeki her yer ağrırken gözlerimin önü karanlıktı. Gözlerimin kapalı olduğunu fark ettiğimde ağır ağırda olsa gözlerimi açmayı başardım ve kare olan ışıkla gözlerimin kamaşmasını sağladım. Gözlerimin önünü kapatmak için elimi zorlukla kaldırdığımda elime bağlı bir serum olduğunu fark etmiştim. Elimi ters yüz ederek elime bakarken yan tarafta olan sesleri duymamla kafam o yöne çevrildi. Karl vardı. Ağlamış mıydı yoksa uykusuzluktan mı gözleri kırmızıydı? Nedenini anlamasam da yine de endişe duygusu her yanımı sarmaya başlamıştı. Mavilerinin etrafındaki beyazlıklar kırmızıya dönmüştü. "Helen..?" Dediğin de zorlukla gülümsedim. Uyandığıma mutlu olmuş gibi gözüküyordu. Hayır, gözükmüyordu. Direkt olarak mutlu olmuştu. Ben ise etrafa bakarken yattığım yatağın ucunda dikilen Jimmy ve ekibi fark ettim. Tina'da yanlarında duruyordu. Endişe ile bakarken gözlerim onu bulduğunda gülümsedi. Herkes rahat bir nefes verdi. Doğrulmak için ellerimi iki yanıma koydum ve güçlükle doğrulmaya çalışırken başıma giren keskin bir ağrı ile yüzümü buruşturdum. "Şşş, zorlama kendini." Dedi Karl elini koluma nazikçe koyarak. Zorluklada olsa doğrulmayı başardım.

"B-bana ne oldu..?" Diye sordum gözlerimi yanımdaki mavilerin sahibine dikerek. "Bir anda kötüleştin ve bilincini kaybettin. Bende seni hastaneye getirip ekibi aradım." Karl'ın dedikleri ile o anları hatırladım. Bedenim gücünü yavaş yavaş kaybederken benim nefes almakta dahi zorlandığım dakikalar aklıma geldi. "Neden öyle olmuş peki..?" Dediğinde dudaklarını ıslattı ve gözlerini benimkilerden kaçırdı. Burnunu elinin tersiyle sildi. "Gıda zehirlenmesi." Dedi gözlerini geri benimkilere dikerek. "G-gıda zehirlenmesi mi?" Dediğimde gözlerini tekrardan kaçırarak başıyla sorumu onayladı.

  Sanki gözlerine bakmamı istemiyordu. Onu bu şekilde görmek kalbimi yaralıyordu. Fakat bir şey yapamayarak onu izliyordum. Sanki gözlerindeki hüznü, bana bakmayarak benden gizlemeye çalışıyordu. Kafasını çevirdi ve yanındaki sehpadaki sürahiden bir bardak su doldurdu. Kafamı öne çevirdim. Gözlerim tüm ekipte dolaştığında Tina'da durdular. Tina bana bakamayarak yanıma geldi ve soluma geçti. Yatağa oturdu ve elimi tuttu. Tutuşu o kadar narindi ki, ondan nefret ettiğim dakikalar aklımın ucundan akıp gitmişti. Yerine sevgi saklamıştı. "Keki yaparken malzemelerden bir kaçının tarihi geçmiş, eve gidip baktım. Sütün tarihi geçmiş. Özür dilerim, dikkatsizdim." Dediğinde bana baktı mahçup bir suratla. Sıcak bir gülümseme yüzünde belirdiğinde bunu fark etti ve onunda yüzünde bir gülümseme belirdi.  "Senin suçun değildi Tina, herkes hatalar yapar."

  Dediklerim ile gülümsedi ve kendini ağlamamak için zor tutuyormuş gibi başını biraz eğdi. Bana tekrardan baktı ve bana yaklaşarak kollarını sırtıma sardı. Sırtını sıvazladım. O ise beni sıkıca saran kollarını gevşetti ve benden ayrıldı. Gülümseyerek baktı. "Kampa gelebilecek misin Helen? Doktor taburcu olduktan sonra toparlanman için kendini fazla yormaman gerektiğini söyledi." Jimmy'e baktım. Karl'a baktığımda bardağı sıkıca tuttuğu uçları beyazlaşan parmaklarından belliydi. "Jimmy, sence gelebilir mi? Kız zehirlendi sen hala kamp derdindesin." Dediğinde hafifçe güldüm. "Karl, ben iyiyim. Sadece kendimi fazlasıyla yormamam lazım o kadar. İlk zehirlenmem değil merak etme." Dediğimde dehşetle bana baktı. Gözlerinin etrafındaki beyazlıklar normale dönmeye başlamıştı. "Bekle, ne demek ilk zehirlenmen değil?"

"Sanırım beş yaşımdayken doğum günü partimdeki tüm bozuk içecekleri tatları güzel sanıp içmiştim." Dediğimde gözlerim gülmemek için kendini zor tutan Chandler'a kaydı. Eliyle ağzını kapatıyor, sessizce içinden kahkaha atıyordu. Jimmy ona bakıp güldüğünde bende onlara katıldım. Tina'ya baktığımda ağzını kapatarak gülüyordu. Karl'a baktım. Mavilerini gülen bene dikmişti.

  Gözlerimiz buluştuğunda sanki bir kaç saniyeliğine sesler boğuklaşmıştı. Onları duyamıyor gibiydim sanki. Bir kaç saniye sonrasında gözlerimi ayırdım.

Difficulties Make You Maturate | Karl JacobsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin