Not Me /Yoonseok

26- BULUŞMA

~Hoseok

"Yoongi! Koş çabuk koş!"

Kapı gürültüyle açıldı. Yoongi bana endişeyle bakarken, beni Jimin'in yanına taşımasını söyledim. Oflar gibi oldu ama bakışlarımdan bir şey diyemeden yan odada yatan Jimin'in yanına taşıdı beni.

"Hyung? Ne oldu?"

"Jimin inanmayaca- Yoongi çıkabilirsin artık. Arkadaşımla özel bi şey konuşucam."

Yoongi boynu bükük emrah misali odadan çıkarken gördüğüm haberi ona anlatmaya başladım. Seokjin hyung çoktan gitmişti. Bu yüzden onun duyamaması çok kötü oldu.

"Hazır ol! Haftaya Ji Cang Wook'un fan meeting buluşması var!"

"NE?!"

Jimin'le ikimiz çığlık çığlığa bağırmaya başladık. Hadi ama! Koskoca Ji Cang Wook'dan bahsediyoruz! Kim ona hayran olmaz ki? O bizim idolümüz resmen! Hele Seokjin hyung! Deli olur ona!

"Çabucak iyileşmemiz gerekiyor. 6 gün var!"

~~~~~~~~~~~~~

"Hoseok yavaş! Düşeceksin şimdi!"

"Sen sıkı tut! Düşmem!"

"Du-Ah! Bak düştün işte!"

Bacağımı tutup, yüzümü buruşturdum. Yoongi yanımda bana bir şeyim var mı diye bakarken, oflayıp tekrar ayağa kalktım. Hala ayakta doğru düzgün yürüyemiyordum. Yoongi beni tutup yürütüyordu ama düştüm işte.

"Acaba yavaş mı gitsek? Bugünlük bu kadar yetmez mi?"

"Olmaz! Cumartesine kadar yürümem gerekiyor."

Tekrar alıştırma yapacaktık ki, kapı çaldı, annemler geldi. Bugün gideceklerdi. Ve ben onları uğurlayacak halde bile değildim. Yoongi beni sandalyeye bindirip, salona götürdü.

"Çabuk gitmek zorunda mısınız?"

"Oğluşum, dedik ya, haftaya tekrar geleceğiz."

"Tam gününde ve saatinde ama!"

"Tam gününde ve saatinde!"

Yoongi annemleri uğurladıktan sonra ikimizde salonda öylece oturmuştuk. Bende tabii Yoongi'ye tekrar beni yürütmesi için konuşmaya çalışıyordum.

"Yoongi-"

"Hayır!"

"Ama-"

"Hayır dedim! Ya tekrar düşersen?"

"Tutmazsın yani?"

"Kollarıma atlamayı bu kadar mı istiyorsun?"

"Açmaz mısın?"

"Düşersin diye korkuyorum."

"Sana düşmüşüm ya? Yetmez mi?"

"Hoseok...iyi olduğuna emin misin?"

"Evet? Neden?"

Kaşlarını kaldırıp koltukta biraz daha bana yaklaştı. Hadi ama! Yoongi'nin sırıtışını görmeniz gerekiyor! Bir elini koltuğa yaslayıp, bana doğru uzanmış, kenara çekmişti.

"Bilmem."

Dediği tek şey buydu. Sonrasındaysa dudaklarıma yapıştı. Tamam! Kabul ediyorum. Belki ortalığı kızıştırmış olabilirim ama! Ama Yoongi bu! Durmak nedir bilmiyor ki! Herhalde kapı çalmasa dudaklarımı koparacaktı.

"Siz miydiniz?"

Yoongi'nin iğneleyici sesini görmezden gelip, Seokjin hyung ve Jimin'le oturup konuşmaya başladık. Tabi Yoongi de bize kahve yapıyordu.