7- KUZENİM

224 33 0
                                    

~Hoseok

"Hayırdır birader? Çocuk mu dövüyorsun?"

Yoongi gelen sesle geri çekildiğinde sokağın başında arabasına yaslanmış, sigarasını yakan Woojin'i görmemle panikledim. Hayır Tanrım hayır!

Beyaz bir gömlek giymiş, uçlarını da beyaz bol pantolonunun içine sıkıştırmıştı. Siyah saçlarını özenle yana doğru taramış, yine o vazgeçemediği, metal yüzük, bileklik ve zincir kolyelerini takmıştı.

"Asıl sana hayırdır birader? Kimsin? Ne işin var bu kapıda?"

"A şey...o benim kuzenim."

"Kim kim?"

"K-kuzenim?"

Yoongi, Woojin'e garip garip bakmış ardından yavaş adımlarla ona yaklaşmıştı.

"Memnun oldum birader. Bende sevgilisi. Min Yoongi."

"KİM?!"

"Sevgilisi sevgilisi. Hani varya manita filan. Ondan."

"Me-mnun oldum...bende Kim Woojin."

Woojin'in kocaman açtığı gözleri beni bulduğunda, yapmacık bir gülüş sunup koluna girdim.

"Woo, sen eve geç istersen. Benim birkaç dersim var...bitireyim geleyim. Ha ne dersin?"

"Aaaaa sevgili kuzenim beni yanlız mı bırakacak? Hem evde tek başıma ne yapacağım? En iyisi bende seninle geleyim."

"Yok yok...yoldan geldin. Dinlenirsin. Hem ben hemen geleceğim."

"Gülüm ne diye inat ediyorsun? Gelsin işte. Gel sen birader gel. Bakma ona."

Yoongi sürücü koltuğuna geçtiğinde, bende yanına oturcakken durdurmuş, Woojin tek kalmasın diye onun yanına oturmamı istemişti.

Araba hareket ettiğinde, en köşeye geçmiş, camdan dışarıya bakıyordum ki ayağıma değen şeyle bakışların yeri buldu. Sapık kuzenim, ayağıyla bacağımı okşuyordu.

"Ne yapıyorsun?"

"Bu herifin dedikleri doğru mu?"

"Uzun hikaye. Anlatamam."

Tekrar bakışlarımı cama çevirmiştim ki, koltukta diğer uçtan yanıma gelmiş, bir elini arkadan belime atıp sıkmıştı.

"Bi soru sordum Hoseok."

"E-evet...doğru."

"Hmm..."

"Birader ne zamandır tanışıyorsunuz? Hayır, Hoseok her şeyini bana anlatırdı da. Senden hiç bahsetmedi."

"2 yılı geçti ya. Dimi Hoseok? O kadar oldu."

"Mmm...iyiymiş."

Bir yandan Yoongi'nin buraya bakmasını istiyor, bir yandan da istemiyordum. Şuanda bacağımı okşuyordu ve Yoongi yola bakmakla meşguldü.

Neyseki kampüsün önünde durduğumuzda koşarak çıkmış, bizimkilere acil bir şey söylemem gerektiği için Woo'yu Yoongi'yle bırakmıştım. Neyseki çok dolaşmadan hespini kantinde bulmuştum.

"Acil durum! Acil durum!"

Olanları anlattığımda hepsi bir fikir aramıştı. Minho tabi buralarda değildi. Jisung'la konuşma peşindeydi. Jimin ve Jin'in beyinlerindeki tilkiler de susmuştu sanki. Çözüm bulamayınca mecbur derse girmiştim.

Kore Dili ve Edebiyatı dersine girmiş, rastgele bir yere oturmuştum.  Kafamı açık defterime gömüp uyuma moduna geçmiştim ki, yanımda bir hareketlilik hissettim. Kafamı kaldırdığımda Kim Woojin'le karşılaşmam bir oldu.

Eliyle gösterdiği yere baktığımda kapıda bize el sallayıp uzaklaşan Yoongi'yi gördüm. Defterlerimi çantama tıkıştırıp, kalkmıştım ki Woo gitmeme izin vermedi. Üstelik yaşlı hoca da çoktan gelmişti.

Ders sonuna kadar elleri sürekli vücudumda gezmiş, yetmezmiş gibi bir de neden gözlerimin dolduğunu sorup duruyordu. Profesör çıkabileceğimizi söylediğinde hiç düşünmeden üzerinden geçip dışarı koştum.

Her zamanki çam ağaçlarında aradığım bedeni gördüğümde yanına koştum. Beni görünce bedeni bana doğru dönmüştü. Dolu gözlerimle boynuna atlayıp, yaşlarımı güzel gömleğine akıttım.

Ellerini belime dolamış, ne olduğunu sorsan da tek yaptığım kokusunu içime çekip rahatlamaktı. Her şey üst üste gelmişti ve ben yorulmuştum.

"Yoongi...götür beni."

Elimden tuttuğu gibi arabaya bindirmişti. Yol boyunca konuşmamıştık. Ne söylemeliydim? Olanları ona anlatmalı mıydım?

""Yoongi? Getire getire beni pavyona mı getirdin?"

"E gülüm biz efkarlanınca buralarda oluyoruz. Sen ne bekliyodun?"

"Ben hayatta girmem buraya! Sahil kenarına sür!"

Nihayet sahile geldiğimizde gün batımı olduğu için fazla kişi yoktu. Yanımıza 2 şişe alkol alıp, karşılıklı içmiştik. Bu sayede olanları anlatmam daha kolay olurdu.

Ona Taehyung'la nasıl tanıştığımızı, ilişki sürecimizi ve gerisini ayrıntısına kadar anlatmıştım. Woojin'i anlatıp anlatmamak arasında kaldığımda kafam güzelleştiği için kelimeler ağzımda yuvarlanmış, konuşamamıştım.

Oda kolumdan tuttuğu gibi evime götürmek istese de bugün onda kalmak istediğimi söylemiştim. Woojin'i şuanda görmek istemiyordum. Ve en iyi seçenek Yoongi'nin evi gibi duruyordu.

Evine geldiğimiz gibi beni yatak odasına götürmüş, yanıma giymem için eşofmanlarından vermiş, gitmeden de iyi geceler öpücüğü diye bir güzel dudaklarımı sömürmüştü. Ben üstümü bile değiştiremeden yatakta sızıp kalmıştım.

∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆

Ay Helü! Nasılsınız? Ben iyiyim diyelim.
Sorry...ben aslında İCABINDA'yı atmadım sanıyordum. Diğerlerine yb attım. Dedim buna da atim. Bi baktım onu yayınlamışım zaten. Bende hemen bu bölümü yazdım. Aceleyle yazdım. Umarım olmuştur. Woojin'e bol bol küfür!

Oy ve yorum yapmayı unutmayın!

Sope'la Kalın☀🌙

Not Me /YoonseokHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin