(Selaamm! Sınavlar ve quizler başlıyor ): Ağlawak. Yine de bu kurguyu yazmak beni motive ediyor. Yeni bölümle karşınızdayım! Umarım bölümü beğenirsiniz. Keyifli okumalar.)
"Birazdan imam gelecek. Ben abdest alsam iyi olur."
"T-tamam bende hazırlanayım o zaman."
"Merve sana elbise getirecek."
Kafamı sallayarak onayladım. Agah odadan çıktı. Her şey çok hızlı oluyordu. Olayların hızına yetişemiyordum artık. Bu iyimi yoksa kötümü bilmiyorum. Ama heyecandan kalbim pır pırdı. Kapı tıktıklandı.
"Gel."
Merve kafasını kapı aralığından uzattı. Ardından içeri girdi.
"Selamm! Sana elbiseni getirdim. Ayrıca tanışamadık. Ben Merve. Görümcen oluyorum ama görümcek olmayanından."
Merve kıkırdadı bunları söylerken. Küçük bir kahkaha attım. Ardından konuştum.
"Bende Meyra. Artık yengenim sanırım. Ama büyü yapmayanından."
Merve de güldü.
"Sevdim seni yengeciğim. Çok eğleneceğiz seninle."
Nedense içimden bir ses eğlenme şeklimizin Agah'ın hiçte hoşuna gitmeyeceğini söylüyordu. Umarım haksız çıkar.
"Ayh! Neyse tutmayayım ben seni. Hadi abdest alda giyin. Biz seni aşağıda bekliyoruz."
Bir şey söylememi beklemeden çıktı odadan. Bende abdest almak için banyoya gittim.
Mine hanım gelinini gördüğü andan itibaren hemen ona ısınmış ve sevmişti. Gelininin kalbinin temizliği güzellik olarak yüzüne vurmuştu. Gözlerinde ki korkuyu, heyecanı, merakı ve masumluğu gördüğü anda bu kızın oğluna da torununa da çok iyi geleceğini anlamıştı. Hele ki yabancılardan hoşlanmayan torununun kucağında sakinleşip uyuması da bunun cabasıydı. Torununa sevgi ve şefkatle yaklaşmıştı. Torununa gerçek bir anne olacaktı. Bunu biliyordu. Sadece tek bir şey canını acıttı kadının. Sende artık benim kızımsın dediğinde gözlerinin parlaması ama aynı zamanda o gözlerde acıyı da görmesi çok canını yaktı. Böylesine masum bir kızın acısı olması bu dünyanın adaletsiz olduğunu bir kez daha anlamasını sağladı.
Agah'ta ise durumlar karışıktı. Eski eşiyle görücü usulü evlenmişti ve asla birbirlerini sevmemişlerdi. Nikah öncesinde ailesine ve kendine gayet saygılı ve nazik davranan kadın nikah gününden sonra birden gerçek yüzünü göstermişti. Saygısızca konuşup herkese bağırmaya yaptığı şeylerle evin huzurunu bozmaya başlamıştı. Hamile kaldığını öğrendiğinde ise tavırları daha da kötüleşmiş herkesi aşağılamaya ve daha çok sorun çıkarmaya başlamıştı. Evde kavgasız bir gün olmaz olmuştu. Kafasını iki yana sallayarak düşünceleri kovmaya çalıştı. Bu sefer öyle olmayacaktı. Hissediyordu. Meyra'nın gözlerinde gördüğü duygulardan emindi. O sırada merdivenlerden gelen adım sesleri ile kafasını kaldırdı. Bir an kalakaldı. Göğsünde ki oğluyla birlikte aşağı inen karısını gördü. Bembeyaz bir elbise giymişti ve melek gibi görünüyordu. Artık biliyordu. Her acı daha güzeli içindi. Yaşadığı onca sıkıntıdan sonra dünyada ki cennetini bulmuş gibi hissediyordu şuan.
Hazırdım. Abdestimi almış elbisemi giymiştim. Aynadan kendime bakıyordum. Gerçekten bu ben miyim diye. Demek ki umut ve mutluluk insanı bu denli güzelleştirebiliyordu. Gözlerimde ki ışık bunun kanıtıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
QUERENCİA
Подростковая литература√TAMAMLANDI√ Ailesinin zulmünden kurtulmak için hiç tanımadığı çocuklu bir adamla evlenen Meyra. Hiç tanımadığı bir kızla gözlerindeki masumluğu gördüğü için ve oğluna anne olsun diye evlenen Agah. Sizce mecburi sebeplerden bir araya gelen çift birb...