17. Bölüm

11.1K 709 52
                                    

Şaşkın bakışlarımızı arabaya çevirdik. Arabadan inen Mine anne, Merve ve Melih babayla Agah yanlarına ilerledi. Bende yanıma gelen Merve'ye sarıldım sıkıca. Ardından Mine anneye sarıldım. 

"Anne erken dönmüşsünüz."

"Sorma kızım. Babanın yakın bir arkadaşı vefat etmiş."

"Başınız sağolsun anne."

"Dostlar sağolsun."

Merve ve annem Asaf'ı alarak içeri girdi. Bende babamın yanına ilerledim. Yanlarına geldim ve babamın elini öpüp sarıldım.

"Başın sağolsun baba."

"Sağol kızım sağol. Bizim haytalar seni üzmedi değil mi?"

"Yok baba üzmediler."

"İyi iyi."

Agah ise kaşlarını çatmış babasına bakıyordu.

"Ayıp oluyor ama baba."

"Sus lan hayta. Hele bi üz kızımı."

Hepimiz içeri girdiğimizde mutfağa gittim ve çayın altını yaktım. Ardından kapının yanına bıraktığımız poşetleri alarak yukarı çıktım. Poşetleri bizim odaya bıraktım ve Asaf için bir takım ve bez alarak aşağıya indim. Salona girdiğimde elimdekileri gören Merve Asaf'ı babamın kucağından aldı

"Ben giydiririm yakışıklımı."

Halıya oturdu. 

"Halasının paşası özlemiş mi bizi ya?! Yerim seni yakışıklım."

Elimde ki kıyafetleri ve bezi halının üzerine bırakıp mutfağa döndüm.

Dolaptan muhallebi çıkardım hepimize. Tepsiye tabakları ve bardakları dizdim. Ardından kaynayan çayı bardaklara doldurdum. Tepsiyi alarak içeriye gittim. Benim elimde ki tepsiyi gören Agah kalkıp sehpa koydu herkesin önüne. Annem tebessümle Agah'a baktı. Çayları ve muhallebileri sehpalara bıraktım. Son olarak Asaf için tezgahta ılınan muhallebiyi de Agah'a verdim. Merve de o sırada Asaf'ı giydirmişti. Bana uzattığı oğlumu kucağıma aldım. Agah'ın yanına ikili koltuğa oturdum. Asaf'ı kucağıma yan bir şekilde oturttumç Bir kolumu sırtından oğluma sardım. Boşta kalan elimle Muhallebiye uzandım ve çay kaşığıyla yavaş yavaş Asaf'a yedirmeye başladım. 

"Oy benim torunum büyümüşte mamalar mı yiyormuş. Maşallah benim kuzuma."

Annem sevgiyle Asaf'a baktı. Ardından bana döndü. 

"Sen nasılsın kızım? Bir ihtiyacın olursa çekinmeden söyle Merve benim için neyse sende osun."

"Teşekkür ederim anne iyiyim."

"Maşallah size çok çabuk alışmışsınız kuzumla birbirinize."

"Bu yakışıklıya nasıl alışmayayım. Çok tatlı ve akıllı bir bebek. Sevmemek mümkün değil."

Agah alaylı bir sesle konuştu.

"Valla anne o kadar çok sevdiler ki birbirlerini ikisi bir olup beni dışlıyor."

Melih baba kahkaha attı. 

"Ee oğlum şimdi anladın mı beni?"

Agah yalancı bir sitemle yüzünü astı.

"Anladım baba anladım."

Agah dışında hepimiz güldük. 

"Sen bu keratanın surat asmasına bakma az çektirmedi bize."

Merakla kaşlarımı kaldırdım.

"Ne yapıyordu ki?"

"Alt sokakta arkadaşlarıyla top oynarken sürekli kahvenin camlarını indiriyordu. Rahmetli Zakir abiyi çok peşlerinden koştururlardı. Yaşlı başlı adam elinde sopayla bütün mahalleyi koşardı bunların peşine. Bu en küçük vukuatı daha neler neler var anlatmaya kalksam memlekete yol olur."

QUERENCİAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin