8. Bölüm

15.9K 773 86
                                    

(Selammm! Yeni bölümle karşınızdayımm! Keyifli okumalar <3)

(Medya: Minik Asaf'ımız ve Meyra)

Duyduğum mırıldanma sesiyle gözlerimi açtım. Etraf hala karanlıktı. Belime sıkıca sarılan Agah'a baktım. Hala uyuyordu. Belimde ki kolunu kaldırdım ve yavaşça yataktan çıktım. Beşiğin başına geldiğimde Asaf'ın mırıldanarak yüzünü buruşturduğunu ve ağlamak üzere olduğunu fark ettim. Hemen kucağıma aldım. Elimle sırtını yoklayarak terleyip terlemediğini kontrol ettim. Biraz terlemişti. Beşiğinde ki ince battaniyeyi alarak sırtına sardım. Asaf birden ağlamaya başladı.

"Şştt...yok bir şey canım."

Burnuma gelen kokuyla neden ağladığını anladım. Asaf'ı beşiğin ucunda bulunan bez değiştirme masasına yatırdım. Altında ki pijamayı hemen ardındansa bezini çıkardım. Altını temizleyip yeni bezini taktığımda sakinleşmişti çoktan. Pijamasını giydirip battaniyeye dolayarak kucağıma aldım Asaf'ı. Dizlerime kadar gelen hırkamı giyip önümü kapatmıştım yataktan kalkar kalkmaz. Bu yüzden rahatça kucağımda Asaf'la sessizce odadan çıktım ve aşağıya indim. Mutfağa girdiğimde ışık yanıyordu. Masada oturup su içen Melih Bey'i gördüm. Melih Bey şaşkınlıkla bana baktı. Ardından kucağımda ki Asaf'ı görünce şefkat ve anlayış doldurdu gözlerini.

"Gel kızım gel. Ayağa dikmiş bizim kerata seni."

"Öyle oldu. Rahatsız etmiyorumdur umarım efendim."

"Ne efendimi güzel kızım. Duymamış olayım. Baba de sen bana."

Tebessüm ettim ve mırıldandım.

"Peki baba."

"Heh şöyle! Ne rahatsızlığı kızım. Bende su içmeye kalkmıştım. Ver sen bana torunumu da rahat rahat mamasını hazırla."

"Tamam baba."

Asaf'ı dedesine verdim. Biraz mızırdandı ama Melih baba onu güldürmeye başladı. Asaf'ın kıkırtıları eşliğinde mamasını hazırladım. Dolaptan mamayı çıkardım. O sırada çoktan ketıla su koymuştum. Bir kaç dakika sonra ketıl ötünce suyun kaynadığını gördüm. Biberona bir ölçek mama koydum ve üzerine sıcak su koydum. Biberonun kapağını kapatıp çalkalamaya başladım. İyice çalkaladığımdan emin olunca musluktan soğuk suyu açarak biberonu buz gibi suyun altında tutmaya başladım. Bir kaç saniye sonra kapağını çıkardım ve bileğime bir iki damla mamadan damlattım. Mamanın ılındığını hissedince arkamı döndüm. Torununa büyük bir şefkatle yaklaşan Melih babaya tebessüm ederek baktım. Asaf bolca sevgi içinde büyüyecekti.

"Aslan torunum benim. Hele bir büyüde babana öğrettiğim gibi sana da bisiklet sürmeyi öğreteyim. Ha torunum. Güzel bir bisiklette alır dede sana."

Tebessümüm büyüdü. yanlarına yaklaştım.

"Mamasını hazırladım baba. Sen daha fazla ayakta durma. Hadi git de dinlen."

"Tamam kızım. Anneyi üzmek yok tamam mı torunum?"

Şaşkınlıkla gözlerimi kırpıştırdım. Tamam benim oğlum olduğunu kesinlikle savunuyordum ama onlarında beni annesi olarak göreceğini hiç tahmin etmemiştim. Melih baba bu şaşkınlığımı anlamış bir şekilde bana baktı. Ayağa kalktı ve Asaf'ı kucağıma verdi. Giderken babacan bir şekilde omzumu sıvazladı ve mutfaktan çıktım. Asaf'a baktım ve tebessüm ettim.

Asaf'ı başı göğsüme gelecek şekilde yatay pozisyonda kucağımda sıkıca tuttum. Bir kolumla sıkıca Asaf'ı tutarken diğer elimle de biberonu çalkalıyordum iyice ılınsın diye. Mutfağın ışığını kapattım ve yukarı çıktım. Odaya tekrar döndüğümde gidip sessizce yatağa oturdum ve sırtımı başlığa yasladım. Ardından yakamı sıkı sıkı tutan Asaf'a biberonu uzattım. Minik dudaklarıyla biberonu anında kavradı ve mamasını içmeye başladı. Maması bitmeye yakın gözleri kapanmaya başladı. Boş biberonu ağzından çekip hemen yanımda ki komodine koydum. Gözleri kapanmak üzereydi ama inatla açık tutmaya çalışıyordu küçük bey. Ayağa kalktım ve hafifçe kucağımda sallayarak odada dolanmaya başladım. Bir kaç dakika sonunda artık uykuya dalmıştı. Uykudayken bile yakamı sıkı sıkıya tutuyordu minik eli. Sanki gitmemden korkarcasına...

QUERENCİAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin