16. Bölüm

10.8K 674 42
                                    

Karşılaştığım bakışlar iliklerime kadar ürpermeme neden oldu. O sırada Agah elinde tepsiyle gelince yabancıyla olan göz temasımız kesildi. Bu bakışları şimdilik zihnimde gerilere doğru sürüklerken Agah'a odaklandım. 

"Buranın kumpirleri çok iyi o yüzden bize kumpir aldım. Küçük beye ise mercimek çorbası."

"Teşekkür ederiz babası."

Dudaklarının kenarı kıvrıldı. Mercimek çorbasını ve kumpirlerden birini önüme bıraktı. Çorbanın yanında ki ekmek dilimini aldım ve minik parçalara bölerek çorbaya koydum ve kaşıkla karıştırdım. Hafif lapa kıvamı almış olan çorbayı kaşığın ucuyla Asaf'a içirmeye başladım. Asaf kasenin yarısından çoğunu bitirince onu bebek arabasına koydum ve eline oyuncak verdim. Bende kumpirimi yemeye başladım. 

"Demek benim karım psikolog olacak ha?"

Gülümsedim.

"Aslında psikiyatrist olmak istiyordum ama sonradan vazgeçtim."

"Neden vazgeçtin?"

"Ben insanları sadece dinleyip ilaç vermek istemiyorum. Ben onlarla konuşmak kalplerine dokunmak istiyorum. Birilerinin onları dinlediğini anladığını hissettirmek istiyorum. Onların hayatlarına dahil olup yardımcı olmak istiyorum. İşte bunları istediğimi fark ettim. Bu yüzden vazgeçtim. 

Agah yüzünde ki tebessümle bana baktı. 

"Düşüncelerin o kadar anlamlı ve güzel ki. İyiki benim karımsın. Ben çok şanslı bir adamım. Eminim sen çok iyi bir psikolog olacaksın."

"Teşekkür ederim. Sende iyiki benim kocamsın. Başkası olsa belki gerçekten önyargılı ve kötü davranabilir beni bir şeylere zorlayabilirdi."

Gülümseyerek gözlerimi Agah'ın yüzünde gezdirdim.

"Peki sen nasıl avukat olmaya karar verdin?"

Önünde ki içeceğinden bir yudum aldı. 

"Ben avukat olamayı çok küçükken kafaya koydum. O zamanlar ilk okul sondaydım. Çok yakın bir arkadaşım vardı. Adı Arslan'dı. Arslan'ın babası onu ve annesini dövüyordu. Arslan okula her gün bir yeri morarık gelirdi. Ama kimse de müdahale etmezdi görmelerine rağmen. Anneannesi ve dedesine gidemiyorlardı çünkü Bahar teyzenin ailesi çok geri kafalıydı. Kocası değil mi döverde severde diyorlardı. Bahar teyze çok iyi bir kadındı. Ben arkadaşımda gördüğüm o morlukları anneme söyledim. Söylediğimde adreslerini öğrenip evlerine gittik. Bahar teyzeyle de böyle tanıştık. Aynı morlukları Bahar teyzede de gördük tabii. Kocası içip içip ikisinide çok kötü dövermiş. Annem bunu babama söyledi. Babam çok iyi bir avukat buldu. Bunu duyan kocası avukatı dövdürüp tehdit etmiş. Avukat bu yüzden açtığımız davaları geri çekmişti. Bundan sonra bulduğumuz diğer avukatlarda da aynı durum yaşandı. Birgün Arslan okula gelmedi. Anneme söylediğimde telaşla evlerine gittik. Kapı açıktı. İçeriye girdiğimizde ise kan gölünün ortasında yatan masum iki bedeni bulduk. Ben bu yüzden avukat olmaya karar verdim. Çünkü eğer tuttuğumuz avukatlar korkup geri çekmeseydi davaları, uzaklaştırma çıkarıp polis koruması talep etseydi belki de onları yaşatabilirdik."

Dolu gözlerimle uzanıp elini tuttum. Agah'ta dolu gözlerini sildi ve parmaklarını parmaklarıma geçirdi.

&&&

Kumpirlerimizi yemiş kalkmıştık. Şimdi ise el ele tutuşarak AVM de dolaşıyorduk. Asaf ise uslu uslu bebek arabasında etrafı izliyordu. Agah birden beni çekiştirerek bir abiye-elbise mağazasına soktu. 

"Buraya neden girdik?"

Bir müvekkilim yemeğe davet etti. Karım olarak yanımda bulunmanı istiyorum."

QUERENCİAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin