L. BÖLÜM

255 18 179
                                    

DEĞERLİ YORUMLARINIZI VE YILDIZI PARLATMAYI UNUTMAYIN!🤩🌟

Linda, David'den yarın için sözleşip ayrıldıktan sonra hızlıca evinin yolunu tuttu. Eve girmeden önce derin bir nefes alarak girdi. Yaşadığı ihaneti sindirmesi mümkün değildi. Annesine ne demeliydi, nasıl konuşmalıydı bilmiyordu. Bildiği tek şey şuan bunun babasının duymaması gerektiğiydi. Nick'in foyasını ortaya çıkardıktan sonra annesini de babasına ifşalayabilirdi ama şimdi değil.

Salondan girdiğinde oturup kahvesini içen annesiyle göz göze geldi. Annesi kendisininki gibi olan turuncu saçlarını tepesinde bir dağınık topuz gibi toplamıştı fakat dağınık durmasına rağmen oldukça şık duran bir model vermişti. Elbisesi yüzünden tamamen açık olan çilli omuzlarına, arkadan çıkan birkaç tutam lüle saç dökülüyordu. Mavi gözleri delici bakışlarını kızının üzerinde sabitlemişken Linda karşısında tanıyamadığı kadını süzdü.

"Nereden geliyorsun?" Annesinin dayanamayıp sorduğu sorudan sonra Linda çarpıkça gülümsedi. Babasının her an bir yerden çıkabilecek olmasının verdiği korku vardı üzerinde. Onun duymasından korkmasının tek sebebi babasının sağlığıydı.

Linda, annesinin karşısındaki koltuğa yayılırken onun sorusuna farklı bir soruyla yanıt verdi.

"Babam nerde?"

Annesi bu soruya dayanamayıp gözlerini devirdikten sonra "Henüz gelmedi." dedi. O elindeki fincanı yanındaki sehpaya koyarken Linda salonun camına çevirdi kafasını. Güneş tamamen batmak üzereydi, son ışıklarını dünyaya yollarken gökyüzünde adeta renk cümbüşü oluşturmuştu. Gökyüzündeki bu güzellik sadece birkaç dakika sonra karanlık çökmesiyle son bulacaktı.

Linda kafasını çevirmeden önce "Nerede olduğumu biliyor olmalısın. Her şeyi bildiğin gibi." dedi ve yavaşça dönerek annesinin suratındaki ifadeye baktı. Annesi sanki boğazında bir şey takılmış gibi suratını buruşturmuştu. Anlaşılan kızının neden bahsettiğini anlamaya çalışıyordu.

"Neyden bahsediyorsun Linda?" Linda hafif bir kahkaha atarak kafasını bu sefer de salonun koridor kapısına çevirip Carrie'ye seslendi. Carrie içeri hızlı adımlarla girerken sorgulayan bakışlarla Linda'ya baktı.

"Carrie, Felix'i çağırır mısın?" Carrie salondan çıkınca Bayan Veronica'nın suratında saçma bir ifade yayılıyordu. Hem olanları anlamlandıramıyor hem de endişeleniyor gibiydi.

Felix içeri girdiğinde kafasıyla Bayan Veronica ve Linda'ya selam verdi. Linda kırklarının başında sayılabilecek sıska adamı süzdü. Şakaklarında beyazlamaya çoktan başlamış olan saçları terden alnına yapışmıştı. Göz kenarlarındaki kırışıklar ise o her gözlerini kırptığında daha da belirginleşiyordu.

"Felix, annem ile olan anlaşmandan bahsetmeni rica edeceğim." Felix kafasını kaldırıp şaşkın bir ifadeyle Bayan Veronica'ya baktı. Bayan Veronica ise aynı ifadeyi kızına gönderiyordu.

"Ne anlaşmasından bahsediyorsun Linda?" Linda annesine eliyle susması gereken bir işaret yaptıktan sonra ayakta dikilen Felix'e döndü.

"Evet Felix. Uzun zamandan beri bu evdesin ve evin hanımı sana bir görev vermiş olabilir bu gayet doğal değil mi? Bunun seni ilgilendiren bir yanı olmayabilir. Bunu sen anlatınca öğreneceğiz sanırım." Linda dudaklarını ıslatıp devam etti. "Anlatmayadabilirsin tabii, kesinlikle özgür iraden ama birazdan babam geldiğinde eşyalarını toplamaya bile vaktin kalmayabilir."

Felix, Linda'nın tehditvari konuşmasından sonra büyükçe yutkunmuştu. Linda bunu görünce hafifçe gülümsedi. Bunun Felix'i korkutması iyi bir şeydi. Felix, Bayan Veronica'dan gözlerini kaçırarak Linda'ya baktı.

AŞKIN KILICIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin