XLI. BÖLÜM

179 29 158
                                    

UZUN  BİR BÖLÜMLE TEKRARDAN MERHABALAR. 🌸😊

BÖLÜMÜ İKİYE BÖLMEK İSTEMEDİM, BU YÜZDEN SİZDEN OLABİLDİĞİNCE ÇOK YORUM BEKLİYORUM. 

TABİKİ DE YILDIZLARI DA PARLATMAYI UNUTMAYIN.🌟

💕KEYİFLİ OKUMALAR!💕

"Hadi anlat bakalım. Seni bu hâle getiren ve bir yıldırım edasıyla Nick Evans'ın evlilik teklifini kabul ettiren şey neydi?" Linda masaya odakladığı gözlerini ürkekçe kaldırıp kendisinden bir cevap bekleyen Carrie'ye baktı.

Carrie'nin her şeyi bu kadar anlaması Linda'yı ürkütse de açık bir şekilde Carrie'ye bunu anlatmaya hazır değildi. Carrie bunu anlayıp bir sır gibi saklayabilecek biriydi, o Linda'nın annesi, ablası, dert ortağıydı. Yine de kendi başına bile zorlukla düşündüğü şeyleri başkasına açamazdı. En azından şuan değildi.

"Dediğim gibi Carrie. O gün farklı bir şey olmadı, klasik orman maceralarımı biliyorsun." Linda gülmeye çalışarak söylediği şeyin ikna edici olmasını diledi.

"Ve hasta yatağındayken uyanır uyanmaz Nick'in evlenme teklifini mi kabul ettin?" Bunca zaman beklettiği teklifi hiç olmadık yerde kabul etmesi gerçekten de akıl alır gibi değildi, bunu biliyordu ve kendisini savunamıyordu.

Linda bunun yerine Carrie'nin ela rengi, yaşından dolayı buğulu gibi duran gözlerine bakarak "Alvin'e olan aşkını nasıl keşfettin?" diye sordu. Bunun üzerine Carrie, mutlu bir anını düşünür gibi uzak bir yere dikti gözlerini ve burukça gülümsedi.

"Ben, Alvin'i gördüğümde oldukça ürkek davranmıştım ve soğuktum. O benim aksime bana yakınlaşmaya çalışıyordu. Ben ise onun bu yakınlaşmasının sebebini anlayamayacak kadar kördüm. Daha önce hiçbir erkekle görüşmemiştim, bu tür şeyler kasabada çok hızlı yayılırdı. Alvin'i ilk gördüğümde küçük kardeşime kocaman bir meşe ağacının dalına salıncak yapmaya çalışıyordum. Alvin de bana yardım edebileceğini söyleyip yardım etmişti. Ben evlilik çağına çoktan gelmiş biri olsam da Alvin'e yakınlaşmadım. Anlattığım gibi koca aramak yerine imkânsız olsa bile gerçek bir aşkı bekliyordum. Alvin daha sonraki günlerde hep bir bahaneyle o meşe ağacının altına geliyordu. Ben ise sadece kardeşimi eğlendirmek için oradaydım ve ev işlerinden biraz da olsa kaçabildiğim için mutluydum." Carrie derin bir nefesin ardından gülümsemesini genişletti.

"Alvin'in söylediği her şey beni günden güne etkiliyordu. Bazı günler sadece o meşe ağacının altına gidebilmek için saatler sayıyordum, onu görmek beni heyecanlandırmaya başlamıştı. Onunlayken kalbim hiç olmadığı kadar hızlı atıyordu artık. Aslında ilk başta bundan korkmuştum, bu duygu bana oldukça yabancı olduğu için bunun aşk olduğunu anlamadım. Bu korkum yüzünden neredeyse on gün o meşe ağacının altına gitmedim. Fakat bir gün bahçemizde işle meşgulken bahçe duvarının ardından onu gördüm. Her zamanki çekiciliğiyle orda duruyordu ve bana bakıyordu. Beni çok merak ettiğini, evimin yerini laf arasında söylediğimde aklına kazıdığını söyledi. Gelmememin sebebini merak ediyordu, hasta olup olmadığım hakkında birçok soru sıralamıştı, benim için endişelenmişti." Linda, Carrie'nin elinin tersiyle gözündeki yaşları sildiğini görünce kendisinin gözlerinin dolmasına engel olamadı.

"O benim için o kadar endişelenmişti ki kimsenin ne düşüneceğini umursamadan evime kadar gelmişti. Ben ise korkaklık edip duygularımdan ve ondan kaçmayı seçmiştim. Ben de duygularımın gerçekliğini kabul edip ona adım atmak istiyordum artık. Böylelikle çok geçmeden nişanlandık ve evlendik. Onunla o kadar güzel seneler geçirdim ki Linda bunu hiçbir şeye değişmem. Tanrı bizi bir çocukla kutsamasa da ikimiz de mutluyduk, birlikteydik ve önemli olan da buydu. Alvin ölene dek beni mutlu eden bir adam oldu. Her gün daha çok seviyordum onu." Carrie titreyen sesini umursamadan devam etti.

AŞKIN KILICIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin