II. BÖLÜM

2.7K 205 265
                                    

Bay Brian gittiğinde saat öğlen ikiyi vurdu. Linda, Bay Brian'ı yolculadıktan sonra duş almak için bile yorgun olmasına rağmen kendini duşa girmeye zorladı. Bugün yorucu geçmiş olsa da güzel bir eğitim günü olmuştu. Yeni taktikler öğrenmiş ve bunları güzel bir şekilde uygulamayı başarmıştı.

Bugün öğrendiği taktikleri, yarın tek başına uygulayıp çalışması gerektiğini düşünürken odasına gitti ve üstündeki kıyafetlerden kurtulup kendini sıcak duşun altına attı.

Duştan çıktığında günün tüm yorgunluğu üzerinden gitmiş gibiydi. Dolabına doğru yürüdü. Üzerine bej rengi rahat bir pantolon ve basit bir gömlek seçip giyindi. Saçlarına sardığı havluyu çıkardı ve saçlarını taramaya başladı.

Bu sırada annesiyle babasının evde olmadığını ve belki bu fırsattan istifade edip atı Lily ile bir orman turu yapabilirim diye düşündü. Saçlarını taradıktan sonra hızlı bir at kuyruğu yaptı. Ayaklarına da kahverengi bir çizme geçirdi. Odasından çıkmadan önce etrafı inceledi ve Carrie'yi bulmak için odasından çıktı.

Carrie mutfaktaki işlerle meşguldü. Onu mutfakta gören Linda mutfağa girdi ve oradaki bir sandalyeye oturup Carrie'yi izledi. Carrie, Linda'nın geldiğini fark edince bir süre ses çıkarmadı.

''Hoş geldin küçük hanım. Açsan bir şeyler hazırlayayım mı hemen?''

''Hayır sağ ol Carrie ama bir portakal suyuna hayır demem.''

Carrie belli belirsiz bir gülümseme ile meyve sepetine yönelip portakalları aldı ve yıkamaya koyuldu. Linda bir süre mutfağın camından bahçıvanın bahçedeki beyaz gülleri budamasını izledi. Önüne gelen portakal suyunu görünce Carrie'ye teşekkür etti. Portakal suyundan bir yudum aldıktan sonra asıl sormak istediği şeyi sordu.

''Annem ve babam ne zaman geleceklerini sana söylediler mi Carrie?''

"Güneş batmadan hemen önce evde olacaklarını söylediler Lindacığım.''

İşte bu Linda'yı çok sevindirmişti. Aslında ormanda bir tur atacağını Carrie'ye söyleyebilirdi ama onun bu fikre yanaşmayacağını düşünerek bu fikirden vazgeçti. Hızlıca portakal suyunu içti ve mutfaktan çıkmak için kalkarken Carrie'ye tekrardan teşekkür etti.

Bahçeye çıktığında etrafı kolaçan etti. Yavaş yavaş yürüyerek ahıra, atı Lily'nin yanına, gitti. Ahırda Lily'den başka 3 at daha vardı. Babasının atlara olan düşkünlüğü dinmek bilmiyordu. Linda'ya da bu yüzden küçük yaşta at binmeyi öğretmişti.

Linda, Lily'e yaklaşıp biraz yeleleri ile oynadı ve ipini çözdü. Üzerine eyerini yerleştirdikten sonra oklarını almayı da ihmal etmedi. Babası Linda'nın yedinci yaş doğum gününde Lily'i bu eve getirmişti. Lily ilk geldiğinde minik bir taydı. Şimdi ise büyük gövdesi, beyaz yeleleri ile bembeyaz heybetli bir at olmuştu.

Linda, Lily ile geçirdiği onca zamanı düşünürken yavaşça atı ahırdan çıkardı. Ahırdan biraz uzaklaştıktan sonra ortalıkta kimsenin olmadığını görünce atına bindi ve dörtnala ormana sürdü. Ormana girdikten sonra yavaşladı ve stresini atmak için oklarını eline alıp rastgele bir ağaca nişan aldı. Her istediği noktaya tam isabet ettirdiğinde Lily heycanlanmışcasına hızlandı. Lily hızlandıkça Linda da atışlarını hızlandırdı.

Atın üzerindeyken oturmaktan ziyada biraz doğrulmuş ve ayağa kalkmıştı. Elindeki oku uzakta duran bir ağaca nişan aldığı sırada birdenbire ne olduğunu anlamadan Lily kişneyerek şaha kalktı. Linda sıkıca Lily'e tutunmasa çoktan yere sert bir iniş yapmıştı. Lily'nin dizginlerini iyice çekerek sakinleşmesini bekledi.

İlk başta önüne birden bir geyik çıktığını düşündü ama karşısında bir geyikten çok simsiyah bir at vardı ve o da Lily gibi gerilmiş duruyordu. Atın üzerinde atı gibi siyahlara bürünmüş bir adam vardı. O atlardan daha sinirli bir şekilde Linda'ya bakıyordu.

"Saygısızlık etmek istemem hanımefendi ama at üzerindeyken önünüze bakar mısınız?"

Linda adamın bu kadar kibar olmasını beklemiyordu. Zira uzaktan mavi mi yeşil mi belli olmayan gözleri ateş püskürtüyordu.

"Ok atmaya çalışıyorum nasıl önüme bakabilirim ki?"

Linda bu duruma biraz atarlanmış gibi davrandı. Sanki ateşi daha çok harlıyordu. Adam öfkesini kontrol etmeye çalışıyormuş gibi durdu. Kafasını ormana doğru çevirdi ve derin bir nefes aldı.

"Zamanımı boşa harcıyorsunuz. Sadece sizi uyarıyorum. Herhangi birimize zarar verebilirdiniz. Bundan sonra daha dikkatli olun."

"Bu kadar korkmanıza gerek yoktu. Ölmediniz ya! Neyse daha fazla değerli vaktinizi çalmayayım!"

Linda sözlerini tamamlayamadan adam çoktan ortadan kaybolmuştu. Ne kadar garip insanlar vardı ama. Attan düşünce öleceklerini sanıyorlar. 

Bir süre etrafını izledi. Daha sonra her şeyi bir kenara bırakıp eve gitmesi gerektiğini düşünerek ev yoluna doğru yöneldi. Eve yaklaştıkça annesi ve babasının erkenden eve gelmemesi için bildiği tüm duaları etti. Eve vardığında, atını ahırdaki uşağa bırakıp eve girdi. Saat 18.00'dı. Annesiyle babası ortalıkta görünmüyordu ama onu bekleyen başka biri vardı. Carrie.

''Nerelerdesin sen küçük hanım! Yine ormana mı gittin, hem de cezalıyken? Beni zor duruma sokuyorsun. Baban gelseydi ne diyecektim ona? Zaten bana annenle babanın gelme saatini sorduğunda anlamalıydım.''

''Carrieciğim işte evdeyim ve babamla annem evde değiller. Bu güzel havada evde durmaya dayanamadım. Sana söyleseydim de izin vermeyecektin zaten. Yine de özür dilerim.''

Carrie'nin yanağına bir öpücük kondurduktan sonra Carrie'nin konuşmasına bile izin vermeden odasına çıktı. Carrie de söylene söylene mutfağa gitti.

''Ah bu kız!''  

Linda'nın babasıyla annesi bir süre sonra eve geldiler. Hep beraberce güzel bir akşam yemeği yedikten sonra Linda odasına çekildi. Linda için bugün aşırı derecede yorucu geçmişti. Bu sebeple saat daha erkenken uyumak için yatağına girdi. Yatağında bir süre dönüp durdu. Uyuyamayınca yataktan kalktı ve odasının camını açıp biraz hava aldı.

Bir süre camdan bahçeyi ve gökyüzünü seyretti. Bulutsuz gecede yıldızlar tamamen ortadaydı. Hava almak ona iyi gelmişti. Odasındaki duvar saatine baktı. Yaklaşık yirmi dakikadır camdan dışarıyı izliyordu. Artık saat de geç olmuştu. Uyuması gerektiğini fark edip tekrardan yatağına girdi. Bu sefer kafasını yastığa koyar koymaz uykuya daldı. 

AŞKIN KILICIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin