Gece, heryeri sarmış, heryeri hakimiyetine almıştı. Sasuke ise aydınlıktı. Çünkü Naruto onunla idi.
Akşam yemeği için, Sasuke'nin yanına gelmişti. Ama suratında hepbir karamsarlık vardı.
Her nekeder bunu belli etmemeye çalışsada Sasuke bunu bir şekilde anlamış, hissetmişti. Bir terslik vardı. Daha önce kimsenin duygularını hissetmemişti Sasuke. Bu birşeylerin değiştiğinin kanıtıydı.
"Ne oldu?"
Sasuke aniden böyle bir soru sormuştu. Naruto ise anlamdıramayarak kafasını kaldırmıştı. Yüzünde soru soran bir ifade vardı.
"Ne oldu? Neden böylesiniz? Bir sorununuz varsa bana söyleyebilirsiniz."
"Ah. Birşey yok." Naruto açık açık yalan söylemişti. Ve bunu her iki tarafda biliyordu. Sasuke inanmadığını belli edercesine baktı. Naruto ise utanç ve üzüntü ile başını aşağıya doğru eyip, sanki tüm sıkıntıları, sıcak nefesi ile uçup gidicekmiş gibi nefes verdi.
"Hayır var. Hemde büyük bir sıkıntımız var. Ama..."
Naruto biran durdu. Bunu Sasuke'ye söylemek doğru olabilirmiydi ki?
Daha sonra düşüncelerinin tıpkı diğer insanlar gibi saçma olduğunu fark etti. Sesi olmayan, bir kağıda yazılmayan ama insanların kendilerini bu denli kaptırdığı, bu sistem saçmaydı. Bir Kralın sözü bile bukadar sıkı tutulmazken, insanların saçma inançlarına bukadar bağlı kalması aptalcaydı.
"Söylemek zorunda değilsiniz."
Sasuke bunu söylerken, küfür edercesine söylüyor, ölümcül bakışlarla Naruto'nun gözlerini deliyordu.
Naruto yutkundu ve panikle karışık korku eşliğinde ellerini iki yana salladı.
"Aa. Hayır." Naruto kendini kötü hissetmişti. Sasuke'nin yanlış düşünmesine neden olmuştu.
"Özürdilerim." Naruto mahçup bir şekilde özür dilemişti. Koskoca Kral, cariyesinden özür dilemişti.
Sasuke'nin delici bakışlarından eser kalmamıştı. Bir anda tüm vücuduna ve kalbine büyük bir sıcaklık hakim olmuştu. Bu zamana kadar abisi İtachi hariç kimse ondan özür dilememişti.
Ama şimdi en ummadığı insan ondan özür diliyordu hemde bu sıradan birisi değil koca bir Kraldı.
"Bu aralar çok yoğunum. Hiç ummadığım yerlerden ummadığım insanların ihanetine uğrayıp duruyorum..."
Sasuke hafifçe kendini silkeledi ve Naruto'yu dinlemeye başladı.
"Kraliyetin güneyinde, bir hastalık çıktı. Bununla ilgilenmesi için, dahi bir profesör görevlendirmiştim. Ama hastalığa tedavi bulmak için denek olarak bir çok insan öldürmüş. Buna izin vermemiştim. Buna yetkim yoktu. Ama o bana sorma gereği bile duymdan bunu yapmıştı. Onun yüzünden..." Naruto dirseklerini masaya koydu ve başını elleri arasına aldı daha sonra sözüne devam etti. "Hayır benim yüzümden. Hepsi benin suçumdu. Orachimaru'ya güvenmemiz gerektiğini biliyordum ama buna rağmen..."
Naruto boynundan akıp giden Sasuke'nin sıcaklığını hissetti. Kollarını Narutonun boynundan aşağıya sarkıtmıştı. Hafifce kulağına eğilip, melek sesi ile Naruto'nun kulağına sıcak kelimeler ve hafif bir nefes akını ile fısıldadı.
"Herşey geçecek."
Naruto, Sasuke'nin sıcaklığı ile rahatlarken, ciğerlerine işleyen cosmos çiçeği kokusu ile kendinden adeta geçmişti.
Elleri ile arkasında duran Sasuke'nin kollarından tuttu ve onu kendine çekti. Ona iyice yaklaşan Sasuke'nin ellerini tutup öpmeye başlamıştı.
Sasuke'nin yaptığı bu hareket, annesi Mikato'nun babasına yaptığı birşeydi. Sadece kendi eşine yaptığı birşey.
*
*
*
Haftalardır hatta aylardır, Uchiha klanına panik hakimdi. Sasuke'nin kaybolma haberi neredeyse tüm klana yayılmıştı. Tabi kimse tam olarak gerçeği bilmiyordu. Dedikodular çoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kralın gözdesi/NaruSasu
Fiksi Remaja"Hareminizdeki, o kadar omega ve cariye varken, neden bana bu kadar takıntılısınız?" Naruto, birden duraksadı. Sonrasında ise, jilet gibi keskin hatları olan, pürüssüz dudağı hafif bir tebessüm ile karşılık verdi. "Bırak cariyeyi, haremim bile yok."...