Daha ne olduğunu anlamadan uzun tırnaklı elleriyle boğazıma sarılıp son gücüyle sıkmaya başladı kemikli bileklerini tutmaya çalıştım hiç bir işe yaramıyor du sonum gelmişti belkide.
Tüm gücünü kullanıyordu belkide teslim olmam gerekti bir süre sonra direnmeyi bıraktım gözlerim kararmaya başladığı an birinin limya yi üstümden aldığını fark ettim Ateş olmalıydı güçlü sesi kulaklarımı dolduruyordu
- Sana o odadan çıkma demedim mi ha?
Yatakta uzanmış bir halde nefes alıp veriyordum
- oğlum sus herkes duydu rezil olduk
- Ne susu sanada dedim şunu uzak tut benden diye bir dediğimi yapsanız ölürsünüz lan
- ben ne biliyim böyle olacağını deli işte
Limya ağlamaklı sesiyle konuştu
- yalan söyleme sen dedin bana ben Semûm u oyalicam Gül tek kalınca işini bitir diye
Ateş bağırarak konuştu
- lan siz plan mi yaptınız bide?
- yok oğlum düşündüğün gibi değil
Nefes alışveriş im biraz düzelince
Yattığım yerden doğrulup karşımdaki üçlüyle baktım Ateş kalktığımı görünce bana yaklaşıp elimi tuttu- iyi misin? Böyle olacağını tahmin edemedim
- etsen ne olur ki?
- seni korurdum
- bana zarar veren sensin korumayı da beceremiyorsun
- Sen ne biçim konuşuyorsun oğlumla Semûm sustur şunu neler diyor
Kaynanam lafa girmişti hemen Ateş onu umursamayıp tuttuğu elimi öptü
- herseyi güzel olacak
- eğer beni bırakırsan evet güzel olucak
Lafımı çarpıp kalktım ama yanık ayağım yüzünden tekrar yatağa düştüm.
- Gül'üm
Ateş endişeyle önümde diz çöktü gelinliğimin üstünden diz kapaklarımı öptü
- özür dilerim benden kaçma diye yapıyorum bunu senin canını yakmak hoşuma gitmiyor benim
- Peki ailem?
Sinirle kalktı
- anlamıyor musun sattılar seni baban annen için sattı seni anla şunu artık
Sinirle bağırdım
- anlamıyorum hayır
- iyi ben sana anlatmasını bilirim
Ateş bizi izleyen cüce kadın ve limya ya yaklaşıp onları odadan çıkarmaya başladı
-hepiniz çıkın düğün falan yok saçma geleneklerinizi kendinize saklayın limya seninle sonra görüşücez anne hadi
- düğünsüz olur mu hiç?
- ANNE! Hadi
Annesine bağırıyor diğer yandan da
Limya nın kolundan tutup kapıya doğru sürükledi- bırak kendim giderim
- senin bunu anlayacak ve icraata dökecek kadar zeki olduğunu sanmıyorum şiddetten anlıyorsun sadece
Limyayi kapının dışına fırlattı
- Semûm haklı hiç bir işi beceremiyorsun utanıyorum senden
Cüce kadın da söylene söylene çıktı odadan
- keşke ayağımı yaktıkları zaman da böyle konuşup engel olsaydın
Göz devirip üstüme yürümeye başladı
- olması gerekti ve oldu
- değil di
Ateş yanıma oturduğu gibi içerden yüksek sesler gelmeye başladı Ateş tekrar sabır diler gibi eliyle alnını ovuşturdu
- Yeter a*ına koyayım bekle iki dk gelicem hemen herseyin b*kunu çıkarıyorlar
Bana bakmadan söylene söylene odadan çıktı o çıktığı an üstümdeki kabarık gelinliğin uçlarından tutarak odamda olan camı açıp dışarı çıktım belkide bu dünyada tek şansım pencerede korkuluk olmamasıydı ve tek katlı bir evde oturmaktı tüm şansımı burda bitirdim
Yanık ayağım canımı çok yakıyordu ama bu gece Ateş ile birlikte olursam canımı yakan tek şey yanık ayağım olmazdı.
Bahçeden çıktım ama nereye gidecektim kimse beni istemezdi ama Anıl onlara gidebilirdim bir an Anıl ın elini kırdığım görüntüler zihnimi doldurdu o an olduğum yerde durdum nasıl unutmuştum ben durduk yere adamın elini kırmıştım neden böyle birsey yapmıştım ki? Ve nasıl kırmıştım böyle bir gücüm yoktu olamazdı bende.
Öylece yolun ortasında aptalca durup bunu sorgulamak yerine ayaklarımı harekete geçirip koşarak geldiğim yeri dönmeye başladım onlardan başka gidecek yerim yoktu. Utansam da gitmeliyim. Hem özür dilerdim
Hızlı hızlı koşmaya başlıyordum ki ayağıma birseyin takılması ile yuvarlana yuvarlana düştüm yanık ayağım yetmiyormuş gibi diz kapaklarımın derisi soyuldu avuç içlerim de tabi. Olduğum yerde ağlamaya başladım ayağa kalkacak gücüm yoktu öylece durup ağladım ama birinin beni kucağına almasıyla tepinmeye başladım faydası yoktu çünkü bu Ateşti
- aptalsın
Dediği şeye karşılık vermeyip tepinmeyi de kestim kurtuluşum yoktu işte Ateş sakince yürümesine rağmen saniyeler içinde bizim evin kapısının önündeydik ağlamayı kesip şaşkınca konuştum
- nasıl olur nasıl geldik hemen?
Kafamı kaldırıp Ateş e baktım sorgular gözlerimle cevap vermedi bana evin içine girmiştik tekrar sordum
- Ateş nasıl geldik buraya ne çabuk?
- cin im ya ben Gül
Göz devirdim gülerek söylemişti bunu gerçi niye sordum ki cin o dediği gibi!
Yatak odama gelmiştik ve evde kimse yoktu beni yatağın üstüne bıraktı- evet doğru söylüyorsun cin sin sen bir insan ile ne işin var o halde
- çok konuşuyorsun
- evet konuşuyorum napicaksin çarpacak mısın? Yok yok yada beni de ailem gibi öld-
Lafımı bitirmeden birden dudağımdan öpmüştü ama hızlı bir şekilde öpüp geri çekilmiş ti gözlerimi sonuna kadar açıp şaşkınca Ateşe baktım oysa geri çekilmiş ne tepki vereceğime bakıyordu
- böyle sustururum seni
Derince yutkunup ona cevap vermedim
piç bir gülüşle bana bakarak üstüme doğru eğilip yatağa uzanmamı sağladı uzun saçlarım yatakta dağıldı şuan üstümdeydi ama ağırlığını vermiyordu birbirimizin gözünün içine bakıyorduk gözleri parlıyordu- artık benimsin sadece benim...
+18 bölüm yazmaya utanıyorum😔
Birde Ateşi yani Semûm'u🤓 kötü yazamıyorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LANET Mİ MUCİZE Mİ?
Horror- Sen benim lanetimsin Dudaklarımdan dökülen sözlerle yeşil gözlerimi sanki ateşten bir parça olan gözlerine diktim -Sen de benim mucizem sin...