40.

3.8K 238 157
                                    

- ben seni seviyorum Gül.

Dediklerine şaşırmadım çünkü içten içe hissediyordum ama ben ona karşı bir şey hissetmiyorum az önce yaşanan olayda sadece saçmalıktı oturduğum yerden sanki gidecek yerim varmış gibi geri çekilmeye çalıştım o yaptığım harekete şaşırdı

- Anıl yani be-

Lafımı bitirmeden odanın kapısı dan diye açıldı ve içeri bana serum takan hemşire girdi ikidir böyle pat diye giriyor Anıl hemen yanımdan kalktı ama hemşire bizi o halde gördü çünkü yüzünde utanmış ve çok ayıp birsey görmüş gibi bir ifade vardı küçük çocukların kötü birsey yaptığı zaman sergilediği yüz şekli gibi

- ku..kusura bakmayın ben öyle

- önemli değil

Anıl kıza bakmadı ama cevap verdi

- şey yemek getirdim ben hasta için

- gerek yok ben yemek soylicem daha iyi olur başka bir hastaya verin ziyan olmasın

Kadın şaşkınca baktı

- ama bunları yerse daha iyi olur

- hastane yemeklerinden midem bulanıyor

Anıl birsey demeden konuştum

- Peki

Hemşire diyip bana yaklaştı ve kolumdaki serumu çıkardı

- geçmiş olsun

Kadın birsey demeyip elindeki tepsiyle çıktı tepside ne vardı göremedim ama görsemde yemezdim
Çıktığında Anıl ile aramızda kısa bir sessizlik oldu

- Ne yemek istersin?

Sanki az önce bana beni sevdiğini söyleyen o değilmiş gibi telefonunu çıkarıp yatağın yanındaki koltuğa oturdu

- bilmem sen sipariş et

Gözlerini telefonundan kaldırıp bana baktı.

- hayır olmaz öyle sen söyle canın birsey çekiyor mu kaç saatir açsın

- hmmm peki pizza sipariş edelim mi?

Gülümseyip kafasıyla onayladı

- sağlıklı birseyler yemen gerekti ama bu seferlik böyle olsun

Bende ona güldüm madem birşey olmamış gibi davranacaktı bende öyle yaparım yada red ederim diye mi birsey demiyor sanırım öyle zaten doğru da yapıyor sevmediğim biriyle beraber olamazdım ona karşı sadece minnet duygusu besliyorum çünkü ben orda açlıktan da olsa ölebilirdim ve benim onun elini kırmama rağmen peşimden gelip beni kurtardı ne yapsam az kalırdı ve bu benim hayatım boyunca ona ödemem gereken bir borç olucak

Bir süre geçti ve sadece havadan sudan konuştuk aklımın bir köşesinde ailem vardı cenazeleri çoktan kalkmıştı biliyordum çünkü Anıl yanımda imam la konuştu
çok geçmeden tekrar biri Anıl ı aradı

- geldin mi... tamam ben gelip alırım.

Telefonu kapatıp bana baktı

- benim dışarı çıkmam gerek ama senide tek bırakamam benimle gelir misin?

- Olur ama ayağım yanık nasıl yürüyeceğim ki?

- tekerlekli sandalye var hem biraz hava almış olursun iyi gelir

Ona gülümsedim oda odanın içinde bir tekerlekli sandalye vardı yatağın yanına yaklaştırıp bana doğru eğildi kucağına alacaktı sanırım sağlam olan kolumu boynuna doladım kolumu boynuna doladığım için mi bilmiyorum ama bir süre kucağında öylece gözlerimin içine baktı yutkunduğunu gördüm ama kendine gelir gibi sirkenelip beni tekerlekli sandalyeye oturttu şaşırsam da birsey demedim
O an elimi refleksle kafama attım aklıma en son saçımın açık olduğu görüntüler geldi yeni aklıma gelmişti şal varmı diye bone tarzı bir şal vardı ve ben yeni hissediyordum

- noldu?

- saçımı kim bağladı bunu en son yani yoktuda

Anıl ilk önce ne diyeceğini bilemedi ama konuştu

- Senin pansumanın bittikten sonra hemşirelerden rica ettim onlarda taktı merak etme temiz

Derin bir nefes aldım gerçi saçımı görmeyen kalmadı

- şey elbiselerimde hemşireler giydirdi o halde değil mi?

- evet Gül onlar giydirdi

- Peki

- Hadi gidelim bakalım

- gidelim

Küçük bir çocuk gibi hisettim kendimi
Büyük ve insan dolu koridorlardan geçerken kimse bize bakmıyor herkes işinde gücündeydi bazı odalardan ağıt sesleri geliyordu bazılarından bebek sesleri geliyordu dünya işte hergun oluyordu bunlar insanlar doğar, insanlar ölür..

Kısa bir sürenin ardından bahçeye çıktık Anıl hastanenin biraz daha uzağında olan motosikletli kuryenin yanına gitti beni de götüreceği zaman

- Anıl ben burda kalayım sen al gel zaten gözümün önündesiniz

- Gül benim senin gözünün önünde olmama gerek yok senin benim gözümün önünde olmana gerek var

Şaşkınca kafamı ona çevirip baktım tekerleme gibi konuştu
Ona baktığımı görünce güldü siyah küçük gözleri daha da küçülüp yok oldumuştu

- tamam tamam burda bekle hemen geliyorum

Anıl beni bir köşeye çekip kuryenin yanına gitti sürekli bana bakıyordu ondan kafamı çekip etrafa baktım gözlerimi kapatıp açtım derin bir nefes aldım rahatlamıştım yanımdan kırklı yaşlarında saçları beyazlaşmış bir çift geçti kadın beni süzüp en son boyunumda gözleri durdu ve

- tövbe tövbe

Diyip gitti ona baka kaldım ama aklıma Ateş in boynumu ısırdığı ve emdiği geldi doğru ya Şeyma da söylemişti off morarmış dı en son Şeyma öyle demişti yani rezalet resmen Ateşe küfürler yağdırırken kullağıma çarpan nefes ile tüylerim diken diken oldu kafamı korksamda çevirip baktım rüzgardır diye ama benden uzakta duran Ateş i görmemle elim ayağım boşaldı...


LANET Mİ MUCİZE Mİ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin