51.

4K 247 193
                                    

Arabaya biner binmez Anıl bana dönüp konuştu bana bakan adamın gözleri parlıyordu tıpkı Ateşin ki gibi.

- o kadar güzel olmuşsun ki melek gibisin

Ona tebessüm ettim değildim melek gibi filan pisliğin tekiydim

- sende çok yakışıklısın

Bana gülümseyip elimi öptü sonra arabaya çalıştırmaya başladı bende kafamı cama yaslayıp derince yutkundum gözlerimi kapattım kısa bir an o an gözümün önüne Ateş geldi neredeydi acaba iki hafta olmuştu neredeyse ne ses var ne seda aklımdaki düşünceler ile istemesem de gözlerimi uykuya teslim ettim

- nerdesin?

- git Gül gelme

Ağlayarak daha hızlı yürümeye başladım

- özür dilerim ben kendime engel olamadım yalvarırım bırakma beni bu bizim çocuğumuz

Elimdeki çocuk ile git gide ona yaklaşıyordum kapının ardındaydı kapıyı açar açmaz burnuma dolan kan kokusuyla midem ağzıma geldi oda karanlıktı bir ışık bulmam gerekti ellerimi duvarda gezindirip ambulu yaktım loş bir ışık yayıyordu gözlerim odanın ortasında salanan beden ile irice açıldı bütün ev benim çığlığım ile doldu Anıl odanın ortasında kendini asmıştı gözleri açık kalmış yüzünün bir çok yeri yanmış ve kan vardı korkudan geri geri adım attım ama çarptığım birsey ile duraksadım refleks ve ani korkuyla arkamı döndüğümde yüzü hatta tüm vucudu yanmış Hatice hanım tam dibimde durmuş üstüme üstüme eğiliyordu

- gördün ? Sen yaptın senin eserin sen oğlumu bu hâle getirdin ailemizi bitirdin

Ağlayarak yere oturdum kafamı iki yana sallayıp
Red etmeye başladım kucağımdaki bebek ağlamaya başladı

- böyle olsun istemedim ben yemin ederim

Benim ağlamalarım ve kucağımdaki bebeğin ağlama sesi bilmediğim bu evi dolduruyordu

Yüzüme değen suyla gözlerimi hızla açtım nefes alışverişim hızlanmış göz yaşlarım akıyordu

- Gül kendine gel

Karşımda dikilmiş bana bakan Anıl'a baktım endişeyle bana bakıyordu
Burnumu çektim

- Anıl

- evet benim iyi misin kabus gördün

Ona kafa salladım ben arabada oturuyordum Anıl ise benim olduğum tarafa gelmiş kapımı açmış bir şekildeydi

- geldik mi ki?

Gözlerimle etrafa baktım gelmiştik

- evet ama seni bir türlü uyandıramadım geç kalıcaz iyisin gidelim mi?

Ona kafa sallayıp arabadan çıktım oda önümden çekilmişti bana elindeki şişeyi verdi içmem için alıp küçük bir yudum aldım

- onlar mı?

Anıl tekrar konuşunca Ona baktım onlardan kastı Ateşti hayır diyerek kafamı iki yana sallayıp red ettim onu

- Sabah annemlerin mezarına gittim ya etkilendim galiba

Yalan evet sabah erken saatlerde ailemin mezarına gittim ama onlarla alakası yoktu
Anıl bana yaklaşıp alnımdan öptü

Ona bakıp yalan dan bir tebessüm ettim

- gidelim hadi annemler çoktan varmıştır

- tamam

İkimiz el ele içeri girdik ilk gördüğüm sevgili kaynanam Hatice hanım oldu beni görünce yüzünü yine buruşturdu alıştığım için artık birşey demiyorum

- sonunda ağaç olduk burda

- trafik vardı biraz

Hatice hanım Anıl'a yaklaşıp eliyle çenesinden tutup konuştu

- oy kurban olurum sana neyse ne geçin hadi ilk önce teyzelerin dayıların elini öp sende öp gelin hanım

Bana baktı küçük bir an sonra tekrar Anıl'a

Anıl yüzünü kurtarmak için geri çekildi annesine düşkün biriydi Anıl ama kendi aklını kullanan bir erkekti başkasının dolduruşuna gelmezdi eğer öyle anneci  biri olup her dediğine inanıp aklını kullanamayan biri olsaydı vay halime

- tamam anne gidelim artık

İlk önce Anıl ve Hatice hanım ilerledi çünkü Anıl annesinden kurtulamıyordu mübarek kadın yapıştı ona

İçeri girdik ve Anıl'ın akrabalarının elini tek tek öptük biraz fazlaydılar nikah sırası bize gelmişti iki şahit vardı benim şahidim Şeyma Anıl'ın ise yakın bir arkadaşı

Nikahımız bitmişti dışarı çıkmıştık herkes bizi tebrik edip gidiyordu çünkü düğün olmayacaktı Anıl'ın yüzünde kocaman gülümsemesi vardı ona bakıyordum yan profilinden ama bir anda bana dönmesi ile rüyamda asılı gördüğüm Anıl'ın aynısını şimdi görüyordum yüzünün yarısı yanmış yarısı ise kanlar içindeydi...

LANET Mİ MUCİZE Mİ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin