aşk itirafı

16 3 0
                                    

Asya benim bakmaya bile kıyamadığım Burak'ın dudaklarına yapıştığını gördüm.

O an hayatımdaki tek hatanın Burak'a aşık olduğunu anladım. Sinirden gözlerim döndü. Onlardan iğreniyordum, ikisindende. Burak neden bana umut verdi o zaman? Gözlerimden istemsizce gözyaşları akıyordu. Öylece kala kalmıştım.

Ama güçlü durmalıydım. Kendimi onlara ezdirmemeliydim. Gözyaşlarımı elimin tersiyle sildim ve hızlı adımlarla onların olduğu tarafa gittiğimde Burak ayak seslerimi duymuş gibi hemen geri çekildi Asya ne kadar istemesede. Yanlarına vardığımda Asya'yı es geçerek Burak'a döndüm ve ona hokkalı bir tokat attım. 

Burak'a attığım tokat yüzünden Burak'ın kafası yana doğru gitmişti. Burak elini yanağına koymasıyla bana dönmesi bir oldu. Burnumdan soluyordum. Gözümden alevler çıkıyordu adeta. Şaşkın gozlerle ne olduğunu anlamaya çalışır gibi bana bakiyordu.

"Dur yanlış anladın, anlat-" Burak lafını bitirmeden sözünü kestim ve "NEYİNİ YANLIŞ ANLADIM LAN??!! BASBAYA GÖZÜMÜN ÖNÜNDE ÖPÜŞTÜNÜZ LAN!!" O an kendimi öldürmek istedim. Bana neden umut verdi? Neden bana o güzel gözleriyle baktı? Neden ya neden? Burak hiç beklemediğim bir şekilde bağırdı;

"HEY DUR ANLATAYIM YANLIŞ ANLIYORSUN!!"

ikimizinde gözlerinden ofke akıp gidiyordu. Ona ne oluyor pardon? Burada sinirlenmesi gereeken bendim. Ben tam ağzımı açıp bağıracaktımki Burak ile aramıza Gece girdi. "SEN NE HAKLA İKLİM'E BAĞIRIYORSUN BE??!! BANA BAK İĞRENÇ YARATIK BİR DAHA İKLİM'E YAKLAŞIRSAN SENİ KENDİ ELLERİMLE DÖVERİM." hepimiz kendimizi sakinleştirmeye çalışsakta başaramıyorduk.

Gece'nin sözünden sonra etraf sessizliğe gömülmüştü. "Hey bende varım burada! Burak ile öpüşen bendim." Hepimiz gözlerimizi ona çevirdiğimizde ağzında nereden bulduysa bir sakız cak cak çiğniyordu. 

Ulan bu hangi hakla konuşuyordu? Sakinim! Sakinim! Çok sakinim! Gece ve ben Asya'ya side aye bakışı atarken Burak sakin bir sesle "İklim lüfen bir dinlermisin beni onu isteyerek öpmedim o bir anda dudağıma yapıştı." Burak'ın bu dediğinden sonra Burak'a döndüğümde bana pişmanlıkla bakıyordu.

İçimde bir ses ona inanmamı ve Asya'yı bayıltana kadar dövmemi söylüyordu. Öylede yaptım. Bu sefer Gece'ye kaş göz yaptım ve işaretimle aynı anda ben sol yanağına Gece ise sağ yanağına çok sert bir tokat attık. Asya bir anda çığlık attı. Gece daha fazla bir şey yapmadı ve Asya'yı dövme şerefini bana bıraktı.

Asya'yı yakasından tutup kafa attım. Asya yere yapışınca üstüne çıkıp ellerimi saçlarının arasında gezdirirken bir anda saçından tutup sertçe çekmeye başladım. Asya'ın çığlıkları umrumda bile olmazken Burak tam bize doğru gelip bizi ayıracakken ona dönüp bağırdım. "YAKLAŞMA HAK ETTİ!!" Burak durdu ve geriye doğru gitti.

Arkamda bir gölge hissetmemle arkamı döndüm asyanın saçını birakmadan. Karşımda Elif sinirli ve öfkeli bir şekilde bize bakıyordu. Elif tam harekete geçip saçıma yapışacaktıki Gece Elif'in elini havada yakaladı bir anda. Gece bana dönüp göz kırptıktan sonra Elif'in elini bırakmadan diğer eli ile saçına yapıştı.

Onlar saç baş girişirken bende yarım kalan işimi yani Asya'yı dövmeye davam ettim. Asya'nın saçını bıraktığımda saçı başı dağılmış burnundan kan geliyordu. Üzerinden kalkıp ona son bir defa öldürücü bakişlar atıp "işte bunu yapmayacaktın kücük iğrenç yaratık!" Dedim. Gece Elif'in yüzüne son bir defa tokat attıktan sonra elimi tutup beni onların yanından uzaklaştırdı. Asya'yı dövmek benim için artık günlük aktivite haline gelmişti.

Gece ile birlikte ilerlerken Ege ve Burak bir anda önümüzü kestiler. Ege "az önce ne oldu lan öyle sizin içinizden ne çıktı lan? Sakin olun korktum he!" Gözlerinden endişeli olduğu belli oluyordu. "Hiç ne olacak gözlerimin önünde Burak ve Asya öpüştü. Ayrıca biz gayet sakiniz." Dedim imalı imalı.

Burak yaptığım bu ima yüzündan derin bir nefes alıp konuştu. "Sana söyledim bir anda dudağıma yapıştı. Bende ne olduğunu anlamadım." Kalbim bir yandan onun söylediklerine inanmak istesede bir yandanda onları öyle gördüğü için hem sinirli hemde üzgündü.

Burak'a cevap vermeden arkamı dönüp ilerlemeye başladım. Yemekhaneye girdiğimde masalardan birinde tek başına oturan Rüzgar'ı gördüm. Çok kötü görünüyordu. Yüzüne daha dikkatli baktığımda gözlerinden akan gözyaşlarını gördüm.

Bismillahirrahmanirrahim. İlk defa onu böyle görüyordum. Aslına bu bir fırsattı. 5. Sınıfta ağladığım için bu zamana kadar sürekli beni her gördüğünde "İklim ağlama!" Diye etrafta dolaşırdı. Hayır yani ben bile o zaman neden ağladığımı unuttum, bu çocuk nasıl unutmadı? Ona doğru ilerlerken beni fark etmedi.

"Rüzgar ağlama!" Dedim alaylı bir ses tonuyla.
Rüzgar kafasını kaldırıp bana baktığında yüzümde sinsi bir sırıtış vardı. Elinin tersiyle yanağına kadar ulaşan gözyaşlarını elinin tersiyle silip ayağa kalktı.

"İklim lüften gidermisin? Seninle uğraşamam." Sesi çok kısik çıkmıştı. Yüzümdeki sırıtış kaybolurken "ne oldu sana iyimisin?" Diye sordum endişeyle. "Bir şey yok iyiyim." Dedi.

Nesi vardı bunun? Rüzgar bana doğru bir adım atacakken bir anda yere düştü. Gözlerim fal taşı gibi aşılmıştı. Gözlerini açmıyordu. Yerde öylece yatıyordu. Yanına çöktüm ve onu sallamaya başladım. "Rüzgar kalk! Kalk lan hey Rüzgar!!??" Ne kadar durtsemde bağırsamda gözlerini açmadı.

Korkuyordum. Ne olmuştu ki? Yüksek bir sesle "Gece, Burak, Ege neredesiniz? Yardım edin lan!!" Diye bağırdım. O sırada Rüzgar'ın ceketinde kırmızı bir leke olduğunu gördüm. Kan geliyordu! Hızlıca ceketini çıkardığımda belinin üstünde kocaman bir yara vardı.

Allahtan benim yara izimle aynı değildi. Tekrardan "LAN GELİN RÜZGAR BAYILDI!!" diye haykırdım, bu sefer daha yüksek sesle bağırmıştım. O sırada koşarak yanımıza Deniz, Ege, Sevgi, Gece, Burak geldi. "Bir anda yere düştü bayıldı ağlıyordu çok kötü görünüyordu." Diyerek açıkladım telaşlı bir ses tonuyla.

Deniz Rüzgar'ın belinin üstündeki yarayı baş parmağı ile göstererek "Aaa! Ne oldu? İklim ona ne yaptın?!" Diyerek beni ittirip Rüzgar'ın yanına çöktü. Deniz'e dönerek "ben bir şry yapmadım bir anda bayıldı!" Dedim sinirle.

Bilip belmeden beni suçluyordu. Deniz bu sefer jıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Neden bu kadar önemsiyordu onu? Benim bildiğim kadarıyla birbirlerinden nefrat ediyorlardı. Hemde çölde susuzluktan bayılsa birbirlerine bir damla su vermeyecek kadar.

Sevgi Deniz'in kolundan tutp onu ayağa kaldırdı. Ben hala ne olduğunu anlamaya çalışsamada anlayamıyordum. Hepimiz şok içinde hiçbir şey yapmadan yerde baygın yatan Rüzgar'a bakıyorduk. Burak Rüzgar'ın bir kolundan tutup diğer erkeklere baktı ve "gelin yardım edin onu yeren kaldıralım ve bir yere uzandıralım." Dedi boğuk çıkan sesiyle.

Diğerleride Rüzgar'ı alıp hemen yemekhanenin yanında olan mobilya mağazasına götürdüler, peşlerinden bizde gidiyorduk. Erkekler Rüzgar'ı yataklardan birine yatırdılar. Gece ile birlikte hızlıca ilaç su gazlı bez gibi şeyler aramak için diğerlerinin yanından ayrıldık. Su, sargı bezi, makas ve ilaç bulduktan sonra diğerlerinin yanına gidecektik ki Rüzgar'ın uynadığını fark ettim.

Gece'nin koluna vurarak "uyanmış." Dedim ve Gece'nin elinden tutup koşarak Rüzgarın yanına gittik. "Rüzgar iyimisin neden bayıldın?" Bunu soran Ege'idi. Burak bir anda kolumdan sıkıca tutup beni diğerlerinin yanından uzaklaştırdı. Burnundan soluyordu. Öfkeli gibiydi.

Diğerlerinin uzaklaştıktan sonra kolumu Burak'tan kurtaktıktan sonra göz göze geldik. "Ne oldu ne istiyorsun?" Diye sordum öfkeyle. Ona hala sinirliydim. "Rüzgar ile aranda bir şey mi var?" Diye sordu açık açık.

Sinirle güldüm ve "sen onu o öpüştüğün kıza sor istersen?" Dedim yüzüne vurarak. Burak ofkeli ve bir o kadar yüksek bir sesle "BİLEREK ONU ÖPMADİM ONA KARŞI HİÇBİR ŞEY HİSSETMİYORUM! BEN SADECE SENİ SEVİYORUM, ANLADINMI BEN SADECE SENDEN HOŞLANIYORUM O ASYA DENİLEN GERİZEKALIDAN DEĞİL!!" söyledikleri şeyler karşısında şok olmuş bir şekilde onu izliyordum.

Kıyamet (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin