platonik aşkım

44 7 0
                                    

Ne yapacaktık? Yaratık Ali'nin iç organlarını çıkarana dek asla durmadı. Bizim elimizende bir şey gelmiyordu. Olduğum yere çivilenmiş gibi hissediyordum. Boğazım düğümlenmişti. Korkuyorum herkes korkuyordu.

Kimse bağıramıyordu bilyordum onlarında boğazı düğümlenmişti. Ben kendimi toparlamaya çalıştım ve tam bağıracakken Gece bağırmamı engellemek için eliyle ağızımı kapattı. Gece'ye döndüğümde baş parmağını dudağının üstüne değdirerek sessiz ol işareti yaptı. Tamam anlamında başımı salladım. 

Yağmur bizim sınıfımızın önündeki sınıfı gösterdi. Ne söylemek istediğini anlayarak  bir elimle Yagmur'un diğer elimle ise  Gece'nin elini tuttum. Hepimiz ses çıkarmadan parmak uclarımızla  karşıdaki sınıfa doğru ilerledik. En önde Selim vardı. Sınıfa girdigimizde Gece ve benim ağzımız açık kalmıştı. Çünkü sınıfta Ege, Burak ve birkaç kişi vardı.

Gece ve ben onlara platonik olarak aşıktık. Ben burak'a aşıktım Gece ise Ege'ye âşıktı.

Sınıfta duran biri "siz kimsiniz?" Diye sordu sırasından kalkarak.

Çocuğu bir yerden hatırlıyor gibiydim. Kızıl saçları simsiyah gözleriyle çok acayip duruyordu. Elif kızıl saçlı çocuğa sessiz ol işareti yaptı.

Asya kapıyı yavaşça kapattı ve "tamam bizi duyamazlar şimdi." dedi. 

Burak "ne oluyor dışarıda?" Diye sorunca aklıma Ali'nin kanlar içindeki cesedi geldi. O parçalanmış bedeni gözümün önüne geldiğinde içim gidiyordu. Off ne yapmalıyız? O ahtopota benzer iğrenç yaratık da neydi? Aklımda binlerce soru vardı.

Ben kendi kendime düşünürken dışarıdan "ÇOCUKLAR NEREDESİNİZ!!" Diye haykırdı birisi. 

Muhtemelen biri bizi kurtarmaya gelmişti. Hepimiz kapıya doğru yaklaştığımızda sesin sema Nur hocaya ait olduğunu anladık. Ben kendi kendime sevinirken bir anda dışarıdan çığlık sesleri gelmeye başladı.

Hayır bağırmaması gerekiyordu! İçimden Sema Nur hocaya bir şey olmaması için dua ettim.  Sema Nur hocanın acı dolu çığlık sesleri okulda yankılanıyordu. Ne oluyodu? Sema Nur hocaya ne olduğunu tahmin bile etmek istemiyordum.

Ben geri geri kapıdan uzaklaşmaya başladım ve arkamı döndüğüm anda arkamda Burak belirince hemen geri çekildim.

Burak'ın siyah saçları yeşil gözlerini görmemi engelliyordu çok kısık bir sesle "bir saattir bir soru soruyoruz. Siz kimsiniz?"

Bunun nesi vardı? Körmü bu? Hepimizin üzerinde okulun forması vardı.

"sence ne gibi duruyoruz?"

"Cevap ver!" diyerek bana daha yaklaştı.

Hayır gerçekten ya gözü kördü yada bi okul forması yerine başka bir şey giymiştik. Ben geriye doğru yürümek yerine Burak'a daha yaklaştım. Çünkü ben asla birinden korkmam daha doğrusu insanlardan korkmam.  

"Abicim üzerimizde okul forması var buna göre biz ne olabiliriz?!"

Şimdiden sinirimi bozmuştu. Bu kendisini ne sanıyor? Salak İklim sen nasıl bunu sevdin? Kendime kızıyordum çünkü çok Burak öyle birine benzemiyordu. Onun her şeyini biliyordum. Ancak neden bana böyle davranıyordu? Anlamamıştım. Gözlerimle onun koyu kahverengi gözleriyle kesişti. Öylece birbirimize bakıyorduk öfkeyle.

Bir elin omzuma dokunmasıyla irkildim. Elin sahibine baktığımda Gece'yi gördüm. Gece "İklim tamam sakin ol!" Diyerek beni geriye çekti ve  beni bir sıraya oturttu. Ege " biraz sakin mi olsanız?" Dedi ortaya bir öneri atarak. 

Burak ve ben aynı anda "Ben zaten sakinim!" Diye haykırdık.

İkimizde aynı anda söylediğimiz için birbirimize baktık. Ege bizden korkmuş gibi geriye çekildi. Yağmur "İklim tamam yeter bu kadar." Dedi yanıma oturarak.
Kızıl saçlı çocuk "tartışmayı bırakıp ne yapmamız gerektiğini düşünebilirmiyiz?" Dedi. Haklıydı. Ne yapıyoruz biz? Tamam İklim şimdi kafanı topla ve sakince düşün. Selim kolunu kızıl saçlı çocuğun omzuna attı.

"Şükür bir akıllı Efe sen ve ben aralarında en zekileriyiz he. Ama ben senden daha zekiyim."

Efe Selim'e göz deviri. Herkes sessizce düşünürken Gece " buldum!" Dedi heyecanlı bir şekilde.

Devam ettirdi "birimiz aşşağı inip telofon dolabının anahtarını alması gerek sonra telefonları alıp yardım isteyebiliriz."

Olabilirdi. Gece olmasa ben ne yapardım? canım kankam. Tabi Yağmur'da, onları her şeyden çok seviyordum. Onlar benim ailem gibilerdi. Ancak aşşağı kim inecekti. Benim için fark etmezdi.

Ben "ee ama kim gidecek?" Bunu söyledikten sonra sınıf sessizliğin içine gömüldü.

Kimsede gidecek göt yoktu. Kimseden ses çıkmadı. Ancak bir anda herkesin bana baktığını gördüm. Anladım ki ben gidecektim.

"ben giderim."

Herkes bana minnettar bir şekilde bakıyordu. Sonunda ölüm olduğunu bildiğim halde gidecektim.

Gece "olmaz tek gitmene izin vermem. Bende gelecegim." Diyerek kolunu omzuma attı. Sonra Yağmur'da yanıma geldi ve "ben olmadan gidemezsiniz."

Ama onların gelmesine izin veremezdim. Gece ve Yağmur benim kırmızı noktamdı. Onlara birşey olduğu anda onlara ne olduysa bende kendime onu yapardım.

"Hayır olmaz size birşey olursa ben ne olacağım?" Diyerek gelmelerine itiraz ettim.

"Ben olmadan gidemezsin! İtiraz istemiyorum vallaha kolunu ısırırım görürsün!"

Gece'yi biraz bile tanıyorsam tek gitmeme asla izin vermezdi. Pes ederek başımla gelmesini onayladım. Gece'de keçi inadı olduğu için tek gitmeme asla izin vermezdi ancak Yağmur inatçı biri değildi.

"tek girmeyeceksiniz bizde geliyoruz!" bu ses Ege'ye aitti. Gece ve ben anlam veremez bir şekilde Ege'ye bakıyorduk. Ege " Burak ve bende geliyoruz, tek gidemezsiniz."  Diyerek tamamladı. Ciddi ciddi geleceklermiydi? İnanamıyordum. Burak onay verircesine kafasını bir yukarı bir aşşağı sallayınca ciddi olduğunu anladım.

Elif " bende geleceğim." Diyerek lafa atladı. Noluyo lan herkese. Normalde hoca'ya soru sormaya bile götleri yemezdi. Ne oldu şimdi? Ne diyor bu? "Hayır olmaz gelemezsin!" Bunu ben söylemedim. Bu cümleyi söyleyen Gece'ydi. Ege " haklı olmaz bu kadar kişi yeter gelmene gerek yok." Diyerek Gece'yi onayladı. "Arkadaşlar niye herkes geliyor sadece anahtarı alıp geleceğiz. Niye herkes geliyor?" Diye sordum. "Bence İklim Gece Burak ve Ege gitse yeter. İklim ve Gece'yi tek göndermem başlarında iki erkek olsun." Dedi. Gözlerimi devirdim. Yağmur'u gerçekten anlamıyorum. Sanki kadınlar sürekli erkeklere muhtaçmış gibi davranan insanlardan hep nefret etmişimdir. Yağmur'da en sevmediğim özelliği galiba buydu. Her neyse artık gitmemiz gerekiyordu.

"Hadi artık gidelim." Diyerek kapıya doğru ilerledim.

Diğerleri ise arkamdaydı. Burak bir anda önüme geçti ve sessizce kapıyı açtı. Kapıyı açtığımızda kusmamak için kendimi zor tutuyordum. Çünkü her yerde ceset vardı ve bazılarını tanıyordum. Tam tahmin ettiğim gibi Sema Nur hocanında cesedi vardı. Birlikte ilerlerken Gece elimi sıkıca tuttu. Ona döndüğümde bir eliyle elimi tutarken diğer eliylede ağzını kapatıyordu.

Sonumuzun böyle olmaması için parmak uclarımızla  koridorda ilerliyorduk. Merdivenlerin olduğu yere geldik. En önde Burak onun arkasında ben benim arkamda Gece Gecenin arkasında ise Ege vardı. Merdivenlerden inerken ayaklarım titriyordu. Her yerde yaratık vardı. Gece bağırmamak için ağızını sıkıca eliyle kapatıyordu.

Merdivenlerin sonuna geldik ve karşıda duran dolap anahtarlarını koyduğumuz sandığı gördüm. Burak'ın sırtına dokundum bana döndügünde karşıdaki sandığı gösterdim. 

Kıyamet (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin