Mutfağa geldiğimizde bir sandalye çekip oturmamı işaret etmiş, kendisi de tezgaha yaslanmıştı. Oturduğumda "Ne yemek istersin?" diye sordu. Bilmiyorum demek istercesine dudağımı büzdüğümde hafifçe güldü ve gözleri dudağıma yöneldi. "Büzmesene dudağını şöyle."
"Nedenmiş?"
"Öpesim geliyor."
"Öpsene." dediğim anda pişman olmuştum, bunu beklemiyormuş gibi gözleri açıldı ve çok anlık bir şekilde dudağını ısırdı. Dalga geçercesine yanıma gelerek eğildi ve yüzlerimizi aynı hizaya getirip biraz yaklaştı.
"Ne yemek istediğine karar verdin mi?"
Geri çekilecekken kendimi hafifçe öne doğru itmiş ve dudaklarına küçük bir öpücük kondurmuştum. Yanaklarımın kızarıklığıyla onun gözlerinin büyüyüşü aynı andaydı, onun şaşkınlık anından faydalanarak tuvalet olduğunu düşündüğüm bir yere girip kapıyı kilitledim.
Soluklanarak etrafıma baktığımda çok şanslı olduğumu fark ettim, girdiğim yer gerçekten tuvaletti. Minho'nun adım seslerini, ardından kıkırdama sesiyle birlikte konuşmasının sesini duyduğumda boynumu kaşıdım. "Minik sincap utanıp kaçmış mı yoksa?"
Ben ses vermeyince tekrar konuştu. "Minik sincabın yemek istediği şey dudaklarım mıymış?"
Tekrar ses vermedim ve sırtımı kapıya yaslayarak onun nefes seslerini dinledim. "Aç bakalım kapıyı." dedi tatlı bir şekilde, son kelimeyi uzatmıştı.
"Özür dilerim." diyerek kapıya yaslanmaya devam ettim.
"Özür dilenecek bir şey yok, yapmak istediğimi yaptın sadece."
"Yapmak istediğin?"
"Beline dokunamamak, dudaklarını öpememek ne kadar acıtıyor Jisung, haberin var mı?"
"Beni teselli etmek için böyle şeyler söylemene gerek yok."
"Teselli etmek için söylemiyorum, tuvaletten çıktığında direkt o güzel dudaklarına yapışacağımdan emin olabilirsin. Aç hadi kapıyı."
"Sen de bu dediğinden sonra açmayacacağımdan emin olabilirsin." dedim, ardından kapının diğer tarafından miyavlama sesi geldi.
"Bak, Soonie bile senin gelmeni istiyor. Acıkmış, Jisung bana mama versin diyor."
Dediği şeyden sonra ne kadar çabaladığının ve eninde sonunda buradan çıkmak zorunda olacağının farkına varıp kapının kolunu tuttum. Derin bir nefes alarak kapıyı açtığımda yerde olan Soonie'yi görmem ve görüşümün engellenmesi bir saniye bile sürmemişti.
Sırtım tuvaletin duvarı ile buluşmuşken dudaklarım ise Minho'nun dudaklarıyla buluşmuştu.
İlk başta ne olduğunu anlamadığım için karşılık verememiştim fakat bir elini belime sardığında ona karşılık vermeye başladım. Karşılık verdiğimde Minho bundan memnun olmuş gibi beni daha çok kendine bastırdı ve ben de kollarımı onun boynuna sardım.
Ellerinden birini uyluğumun iç kısmını nazikçe okşamak için aşağıya uzattığında vücuduma bir ürperti dalgası gelmişti.
Telefonumun zil sesi salondan duyulduğunda umursamamıştım fakat o yüzünü hafifçe geri çekip öpücüğümüzü yarıda bıraktı. Devam etmek istediğimi belirtircesine yüzümü ona yaklaştırdığımda belimdeki elini de oradan çekip yanağımdan öptü ve "Önemli bir şey olabilir." diyerek kafamı patpatladı, ardından tuvaletten çıktı.
—
daddy's home
![](https://img.wattpad.com/cover/358604296-288-k302135.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
doriso | minsung
Fanfic"Benim gitarımla çok tatlı duruyorsun, bu yüzden hediye etmek istedim." cr: naragasyungsuperboard (instagram) #minsung 16 #minho 4 #han 1 #leeknow 1 #leeminho 2 #hanjisung 2 #chanmin 8 -tamamlandı-