12.bölüm

3.5K 315 45
                                    

Yeni bölüm geldiii. Arkadaşlar lütfen okuyanlar oy verip, yorum yazabilir mi? Sizin bir yorumunuz bile beni yazmaya teşvik ediyor. Hepinizi seviyorummm❤️

Yine okulun varlığını sorguladığım sabahlardan birine daha uyanmıştım. Neden sabahın köründe kalkmak zorundaydık ki. Hemen hazırlanıp okula gittiğimde günüm daha ilk dakikasından haraketli geçiyordu.

Sınıfımıza yeni iki öğrenci gelicekmiş. Aslında yeni değilde başka bir sınıftan bizim sınıfa geiş yapıyorlarmış. Hayır yani bizim sınıfın farkı ne kardeşim.

Bernayla kantine inip tost aldıktan sonra sınıfımıza doğru çıktık.

"Kankam senin anonimden ne haber?" diye sordu Berna.

"Yok bir haber. Hala gizemini korumakta."

Tam 3'üncü katın merdivenlerini tırmanıcakken yukardan inen kişiyle adımlarım duraksadı. Berna hala bir şeyler söylerken artık onun söylediklerine pek kulak asamadım. Çünkü merdivenden inen kişi Cihan Demir'di. Onu gördüğümde böyle mal gibi kalmam hiç iyi değildi. Başını kaldırıp bana bakacağı sırada hemen Berna'yı kolundan çekip ikinci katın koridoruna sürükledim. Ama içimden bir ses Cihan  Demir'in beni farketdiğini söylüyordu.

"Güneş, noldu? Burası ikinci kat. Kafan gitti herhalde." dedi şaşkınlıkla.

"Kafamın gittiği falan yok Berna. Bende biliyorum ikinci kat olduğunu. Merdivenlerden ineni görmedin mi? Cihan Demir'i"

"Gördüm de nolmuş yani? O merdivenden inerken biz çıkamıyor muyuz? Böyle bir yasak falan mı var?" diye sordu alayla.

Ah canım arkadaşım, hiç bir şeyin farkında değilsin tabii.

"Neyse, boş ver hadi sınıfa gidelim. Ders başlayacak şimdi." diye söylendim.

Sınıfa girdikden bur kaç dakika sonra hoca gelmişti. Herkes saçma bir heyecan içindeydi. Çünkü yeni öğrencilerimiz teşrif edecekti. Çokta umrumdaydı canım. Bense önümdeki kağıta saçma figürler çekmekle meşguldüm.

Bir kaç dakika sonra hoca yeni öğrencileri sınıfa çağırdı. Kapının açılma sesini duydum ama başımı kaldırıp bakmadım. Hayatı böyle umursamayacaksın işte.

Hoca yeni gelen öğrencilerin isimlerini açıkladığındaysa tüm o umursamazlığım uşup gitdi. Kağıta saçma figürler çektiğim elim durdu. Kalemi sıkı sıkı kavramasam muhtemelen düşürmüştüm. Başımı ağır bir şekilde kaldırdığımda bakışlarım karşımdaki iki kişiye kilitlendi.

Yeni öğrencilerimiz Cihan Demir Korkmaz ve Ekin  Atalar'dı.

Benim bakışlarım Cihan Demir' e odaklanmışken, o da bakışlarını usulca bana çevirdi. Bana baktığında dudaklarında oluşan minik tebessümü yakalaya bilmiştim. Bu sınıfa geldiğinden oldukca mutlu gözüküyordu. Bense düz bir şekilde ona bakarak burada ne işi olduğunu anlamaya çalışıyordum.

Ben adamın çekim alanından kaçmaya çalışırken o benim sınıfa geçiş yapmıştı. İçimden bir ses bu işin benimle ilgisi olduğunu söylüyordu.

Hayır kızım saçmalama. Cihan Demir için ne kadar önemli olabilirdim ki? Kesinlikle sebebi ben olamam.

Hoca onlara sınıfta boş yerlerden birine geçmelerini isterken gözlerim sınıfta dolaştı. Boş yerlere baktığımda benim sıramın arkasında boş yer olduğunu gördüm. Allah kahretsin buraya oturacaktı.

Tahmin etdiğim gibi keyifli adımlarla benim olduğum tarafa doğru geldi ve yanımdan geçerken bana yine göz kırptı. İkinci defa. Arkama oturduğunu anladığımda dönüp ona bakmadım. Neden bakayım ki. Sırtımı arkaya doğru yasladığımda derin bir nefes aldım. Ama aldığım nefes yarıda kesildi. Çünkü arkamdaki kişinin bana yaklaştığını hiss etdim.

Bugün saçımı atkuyruğu yapmıştım ve ılık nefesini resmen ensemde hiss edebiliyordum. Saçlarımın arasında ufak bir temas hiss etdim. Sanki burnunu saçlarıma sürtmüş gibiydi.

Bense donmuş bir şekilde olduğum yerde kaldım. Sırtımı yaslandığım yerden ayıra bilirdim. Ama yapmadım.

Cihan Demir biraz daha yaklaşmaya devam ederken siyah saç tutamları kulağımın altını gıdıkladığında irkildim. Kulağıma doğru yakınlaşıp artık bana rahat vermeyeceğini anladığım cümleni söyledi.

"Merhaba, minik kaçak."

TEKTAŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin