42.bölüm

1.1K 79 8
                                    

Merhabalarrr. Yeni bölüm geldi. Keyifli okumalar. Oy ve yorum yapmayı unutmayın!

❤️‍🔥

Tamamlanmışlık hissi.
Yaşadığım şey işte bundan ibaretti. Dün gece birlikte olduğum adam bana bunu hissettirmişti. Bu yaşadığımız muazzam derecede güzel bir şeydi. Hele de aşık olduğun kişiyle olduğunda. Kendimi çok şanslı hissediyordum. Çünkü hayatımın aşkıyla oldukca erken karşılaşmıştım. Bazı insanlar birbirine geç kalabiliyordu, ama biz tam olması gereken zamanda var olmuştuk.

Bunu yaşadığımız mekanın hiç bir önemi kalmamıştı o an. Bir otel odası da olsa, başka bir yerde olsa farkı olmayacaktı. Sadece o ve ben vardık. Birde bizi tutsağı yapan duygular.

Şimdi yanımda huzurlu bir uyku çeken adama karşı hissettiklerim buydu. Neredeyse güneşi doğurana kadar asla durmamıştık.  Oldukca hararetli bir gece olmuştu. Demir uyusada ben uyuyamamıştım. O uyuduktan sonra baş kaldıran bazı duygularımı bastırmaya çalışıyordum. Heyecanlıydım, utanıyordum, midem kasılıyordu ve kasıklarımdaki lanet sızı beni uyutmuyordu.

Bir süre Demir'i izledim.  Bir elini yanağına yaslamış, dudakları fazla şiş, siyah saçları darmaduman olmuş şekilde karşımda yatan adama fazlaca aşıktım. On iki saattir karşımda çıplak uzanması irademle büyük bir savaş açsa da iyi idare ediyordum.

Daha fazla dayanamayarak elimi aralık duran dudaklarına doğru uzattım. Dudağının kenarı hafif yara olmuştu. Öpüşürken biraz dozu fazla kaçırmış olabilirdik.  Parmağım hafif dokunuşlarla dudağının üzerinde gezindi. Gece bu dudakları vücudumun her yerini talan ederken oldukca memnundum.

Demir'in kirpikleri titrerken uyanacağını anlayarak parmaklarımı geri çekmek istediğimde yanağındaki eli uzanarak benim elimi yakaladı.

"Biraz daha dokun." gözlerini açmayarak yarı uykulu bir şekilde mırıldandığında gülümsedim. Çekmemi istemiyorsa çekmezdim. Benim için hava hoştu. Parmaklarım dudağının köşesinde varlığını korurken Demir gözlerinj aralayarak muazzam buz mavilerini bana sundu. Hiç bir şey söylemeden baktı. Sadece izledi. Yüzümün her bir ayrıntısını, boynumu, köprücük kemiklerimi, sanki çizdiği bir resim eserini izliyormuş gibiydi. Biraz daha böyle bakarsa yüzümü yastığıma gömerek çığlık atabilirdim.

"Yorgun musun?" diye saçma bir soru ortaya attığımda, maksadım tamamen bu bakışlarının son bulmasıydı. Demir sorduğum şeyi komik bulmuş olacak ki güldü.

"Bunu benim sormam gerekmiyor muydu?" gözlerini kısarak muzip bir şekilde gülümsedi.

Kaşlarımı çatarak, "Bunu yapınca bir tek kadınlar mı yoruluyor? Erkekler yorulmuyor mu?" somurtarak sorduğum sor Demir'i eğlendirmişti. Bakışlarımı ondan kaçırarak arkasında duran duvardaki tabloyu izlemeye başladığımda Demir parmaklarıyla çenemi yakalayıp  yüzüne bakmamı sağladı.

" Ne yapınca yoruluyormuşuz? " diye oyunbaz bir tavırla sordu. Sanki bilmiyordu neyden bahsettiğimi.

"Şey işte," dediğimde gülümsemesi arttı.

"Ney?"

"İlla ki söyleteceksin değil mi?" isyan ederek  ona baktığımda başını onaylar anlamda salladı. Bir yandan dudaklarını birbirine bastırarak gülmemeye çalışıyordu.

"Seks." o kadar kısık sesle söylemiştim ki, bu kadar yakınımda olmasa duymazdı.

Demir kulağını yaklaştırarak, "Bir daha yüksek sesle söyler misin?" dediğinde sabır çektim. Bu adam beni delirtiyordu.

"SEKS!" diye  bağırdığımda sesim bu defa fazla yüksek çıkmıştı. Demir kahkaha atarak yatakta doğrulduğunda utançtan yanaklarım kızarmıştı. Adi herif beni utandırmış şimdi keyifle gülüyordu.

TEKTAŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin