32.bölüm

1.3K 106 16
                                    

Merhabaaa. Bu defa hızlı bir buluşma oldu. Yeni bölüm geldi. Keyifli okumalar dilerim. Oy ve yorum yapmayı unutmayın.

🩵


Demir'in ailesiyle tanışmak zaten heyecanlanmama sebep olacak bir olayken şimdi uygunsuz bir durumda tanışacak olmamız beni korkutuyordu. Salona yaklaşan adım seslerini duyarken ben hala Demir'in kucağında bacaklarımı iki yana açmış oturuyordum. Üstelik üzerimde bulunan yeşil kazak baldırlarıma kadar sıyrılmışken görüntünün iç açtığını söyleyemeyecektim. Saçımın dağıldığına yanaklarımın kızardığına emindim. Demir'e baktığımda onunda benden pek bir farkı yoktu. Şişen dudakları az önce öpüştüğümüzü bağırıyordu. Benim dudaklarımın da ondan bir farkı olduğunu düşünmüyordum.

Hızla Demir'in kucağından kalkarak salonun ortasında dikildim. Demir hala şaşkınca koltukta otururken ona sinirle bakarak "Kalksana salak." diye kısık sesle konuştum.

Demir başını silkeleyerek kendine geldi ve hızla koltuktan kalkıp yanımda dikildi. Aramızda iki adım ya vardı ya yoktu. Adım sesleri artık çok yakınken bir elim saçlarımı düzeltirken diğer elim sanki kazağımı daha da uzatabilecekmiş gibi çekiştiriyordum. Ama pek bir faydası olduğu söylenemezdi. Demir'e baktığımda onunda benim kadar olmasa da biraz stressli göründüğü gerçekti.

Salonun girişinde görünen minik bir bedenle bakışlarım oraya çevrildi. Siyah iki yanda topladığı saçları, şaşkınlıkla bakan iri mavileri ve üstündeki pembe elbisesiyle beni süzen bu minik kız çocuğuyla daha önceden tanışmıştım. Bu Derin'di. Demir'in minik kardeşi.

"Aaaa Güneş abla gelmiş." diye bağırdı. Yerim bu kızı ben.

Ardından gelen kişilerle stressten tırnaklarımı avuç içlerime batırdım. İçeri giren orta yaşlı kadın ve erkeği gördüğümde dişlerimi alt dudağıma geçirerek sıktım. Birazdan salonun ortasına bayılabilirdim.

Annesi olduğunu düşündüğüm kadın bana şaşkınlıkla bakarak oğluna döndü. Salonun ortasında yarı çıplak bir kız görmeyi beklemiyordu. Bende onları görmeyi beklemiyordum. Her iki taraf içinde büyük bir sürprizdi. "Oğlum misafirin olduğunu bilmiyorduk." diye konuştu zarif sesiyle.

Sesi ince ve hoştu. Kendisi de genç görünüyordu. Bakımlı olduğu belliydi. Kahverengi saçları ve aynı tonda göz rengi vardı. Demir'in kime benzediğini anlamak çok zor olmamıştı. Babasının kopyasıydı. Bakışlarımı babasına çevirdiğimde sanki Demir'in ilerdeki halini görüyordum.

Babası annesinin aksine yüzünde yarım sırıtmayla bizi izliyordu. Bu durumdan keyif alıyormuş gibiydi. Ne gülüyorsun amca? Demir annesine ne söyleyeceğini bilemiyormuş gibi elini ensesine atarak kaşıdı ve "Annecim siz gece gelmeyecek miydiniz?" diye sordu.

Bu sırada Derin abisine doğru yürüyerek onun bacağına sarıldı. Bu galiba "beni kucağına al." demekti. Demir onu bekletmeyerek Derin 'i kucağına aldı ve sıkı sıkı sarılıp şakağını öptü. Bu görüntüyü imrenerek izlerken annesinin sesiyle dikkatimi ona çevirdim.

Bana da böyle sarılsa şimdi.

Daha bir kaç dakika önce kucağındaydın salak.

"Derin huysuzlanınca erken gelmek zorunda kaldık." diye cevapladı.

Daha fazla put gibi durmak istemediğim için öne çıktım ve annesine doğru yaklaştım. Boğazımı temizleyerek konuştum. "Merhaba efendim." dediğimde annesinin bakışları beni buldu. Acaba elini öpmeli miydim?  "Biz de Demir'le ders çalışıyorduk." diye konuştum.

Hıhı tabi tabi.
Baya hararetli bir çalışmaydı.

Annesi üzerimdeki kazağa baktığında açıklama gereksinimi hissetdim. "Şey üzerime yemek döküldüğü için Demir'in kıyafetlerinden birini giymek zorunda kaldım." dedim içime kaçan sesimle. Yer yarılsada içine girseydim.

TEKTAŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin