24.bölüm

1.9K 173 12
                                    

Herkese merhabaaa. Yeni bölüm geldi. Kısa oldu ama bence güzeldi. Keyifli okumalar. Oy ve yorum yapmayı unutmayın.



"Anneciğim kalk artık, okula geç kalacaksın." diyen annemin sesiyle zorlanarak göz kapaklarımı araladım. Yeni bir gün. Yine okul. Yine dersler. Gününü tek karı Demir'i görecek olmamdı. Zorlanarak yatktan doğrulup telefonj elime aldım. Mesaj yoktu. Ama saat daha erkendi. Yataktan kalkıp hazırlanmaya başladım.

Okul üniformamı giyindikten sonra saç ve makyajımı da hızlı bir şekilde yapıp odamdan çıktım. Yine günlük kahvaltı masamızın başına geçip annem ve babamın okulla ilgili gerekli ve ya gereksiz soruluranı cevapladım. Abim yine yoktu. Çünkü görevdeydi. Ama masa da eksikliği her zaman hissedilirdi. Bir kaç yıl önce o olmadığı zamanlar kahvaltıya oturduğumuzda hep ağlardım. Onun yokluğunu görmek üzücüydü. Ve bir gün belki de eve geri dönemeyeceğini bilmekse berbat bir hissdi.

Kahvaltımı bitirdikten sonra evden çıkıp bisikletime bindim ve okula sürdüm. Bugün Demir beni almayacaktı. Her gün onunla gidemezdim ki. Özel şöferim değildi. Ayrıca busikletle gitmeyi çok seviyordum. Porsche özür dilerim.

Okula vardığımda sınıfıma doğru gitmek için merdivenleri tırmandım. Koridora çıktığımda sınıfıma doğru gidiyorken kolumdan hızla çekilerek başka bir sınıfa doğru sürüklendim.

Tam çığlık atacakken sırtım kapıya yaslandığında dudaklarımın üzerine baskı uygulayan başka bir dudakla çığlığım yarıda kaldı. Gözlerimi araladığımda onun Demir olduğunu gördüm. Ama zaten görmesem de onu kokusundan hiss etmiştim. Dudaklarımın üzerindeki dudaklar varlığını hala korurken minik bir buse bırakıp geri çekildi. Ama hala aramızdaki mesafe çok azdı. Nefesini yüzümde hissedecek kadar azdı.

"Korktun mu?" diye fısıldadı dudaklarıma bakarak.

"Hayır." diyerek cevapladım.

"Nasıl anladın peki ben olduğumu?"

Benimle konuşurken dudaklarıma yeyecekmiş gibi bakmasa konuşmak daha kolay olurdu.

"Kokundan." diye fısıldadım ve burnumu boynuna yaklaştırarak iç çektim. Kokusu insanı rahatlatıyordu. Çok ferahtı ve hoştu. Sürekli onun boynunda soluklana bilmek isteği oyatıyordu.

"Demek kokumdan." diyerek iç geçirdi. Yeniden dudaklarıma yaklaştı ve dilinin ucunu dışarı çıkararak dudağımın üzerini yaladı. Daha sonra alt dudağımı dişlerinin arasına alarak çekiştirdiğinde kısık bir şekilde inledim. Bunları yapmamalıydı. Çünkü o kadar iradeli değildim.

Alt dudağımla işi bittiğinde ayrılmadan önce yine dilini dudaklarıma sürtmüştü. Bu haraketi içimi titretmişti. Soluklarım hızlanırken elimle kıravatını kavradım. Şuan tutanacak bur şeylere ihtiyacım vardı.

"Böğürtlen mi?" diye sordu.

Afallayarak ona baktığımda neyden bahsetdiğini anlamadım.

"Dudakların böğürtlen gibi tadıyor." diye söyledi.

Neyden bahsetdiğini anladığımda kollarımı boynuna dolayarak ona daha çok yaklaştım. Burnumu burnana sürtdüm ve "Nemlendiricim böğürtlenli," dedim ardından "İstersen sana da sürebilirim." diye ekledim.

TEKTAŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin