16.bölüm

3.3K 277 46
                                    

Merhabalarrr. Dün bölüm gelebilir demiştim ama yazamadım. Şimdi yeni bölüm sizlerlee. Keyifli okumalar. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

Dün anonime Demir'den hoşlandığımı itiraf etmiştim. Muhtemelen benimle artık konuşmazdı. Aslında arkadaş olabileceğimizi söylemiştim ama sonradan bu bana da mantıksız gelmişti. Kim hoşlandığı biriyle arkadaş olmak isterdiki.

Ama onun kim olduğunu hala merak ediyordum. Açıkcası hayatımın en karmaşık zamanlarından birini yaşıyor olabilirdim. Sadece 1 ay öncesine kadar tek derdim derslerken şimdi başıma birde aşk çıkmıştı.

Hem de bir değil ikisi birden. İnsanın kısmeti açılınca da bir dert oluyor be. Ofladım ve okula gitmek için hazırlandım.

Okula geldiğimde Demir sırasında oturmuş telefonuyla ilgileniyordu. Sırama yaklaştığımda benim geldiğimi anlamış gibi başını kaldırıp bana baktı.

Ben hala ona dün yüzünden öfkeliyken onda farklı bir şeyler vardı.  Garip bir mutluluk içindeydi. Gözlerinin içi gülüyordu. Bu salak neden bu kadar mutluydu?

Sırama oturduğumda arkadan bana seslendi ve "Günaydın sevgilim." dedi.

Sevgilim mi? Kalbim tekledi. Vücudumun ısısının artdığını hissetdim. Ayrıca sevgilim kelimesini söylerken ki ses tonu çok güzeldi.

Arkamı ona döndüğümde zaten dibimde bittiği için fazla yakındık.

"Bana neden sevgilim dedin?"

"Sevgilim değil misin?" diye sordu gülerek.

"Pardon da sen hangi paralel evrende yaşıyorsun? Çünkü bu evrende seninle sevgili olduğumuzu düşünmüyorum." dedim.

"Ön alıştırma yapıyorum diyelim. Yakında sevgilim olucaksın."

Sinirle gülüp önüme döndüm. Lanet özgüveni bile insanı etkileye biliyordu.

Ders başladıktan biraz sonra Berna tuvalet için izin alıp çıkmıştı. Sırtımı arkaya doğru yasladığımda bir kaç dakika sonra saçlarımda parmaklar hissetmiştim. Bu parmakların kime ait olduğunu biliyordum. Arkamı dönmeden "Ne yapıyorsun?" diye sordum.

"Saçlarını örüyorum."

Bunu duyduğumda kaşlarım havalandı. Saç örmeyi nereden öğrenmişti ki?

"Saç örmeyi biliyor musun?"

"Evet, minik bir kız kardeşim var. Onun saçlarını hep örerim." diye açıkladı.

Bu onun hakkında öğrendiğim ilk bilgi olabilirdi. Demek bir kız kardeşi vardı. Bu bilgi içimde onunla tanışma isteği ortaya çıkarmıştı.

"Saçların çok güzel. Çok yumuşak." diye fısıldadığın duydum arkamdaki sesin.

O kadar bakım yapıyoruz güzel olsun bir zahmet.

"Biliyorum. Teşekkür ederim." diye konuştum kısık sesle.

Arkadan minik bir kıkırtı duyduğumda söylediğimin onu güldürdüğünü anladım. Bir kaç dakika daha parmakları saçlarımın arasında dolaştı. O kadar nazik davranıyordu ki, sanki canımı acıtmak istemiyormuş gibiydi. Ben bile saçlarımı tararken yoluyordum. Parmaklarının hissiyatı çok güzeldi. Bunun bitmesini isteyip, istemediğime emin değildim.

Sonunda saçlarımla işi bittiğinde bana doğru yaklaşarak "Tokan var mı?" diye fısıldadı.

Başımı sallayarak onu  onayladığımda çantamdan bir uğurböcekli toka çıkarıp ona uzatdım. Çantamda başka toka yoktu ve bu en sevdiğim tokamdı. Çocukca bulabilirdi ama umrumda değildi.

Tokayı ona verdiğimde yan dönerek onun yüzünü görmeye çalıştım. Bir süre elinde tutğu tokaya baktıktan sonra yüzünde bir gülümseme oluştu. Ama bu gülümseme alaylı değildi.

"Uğurböcekli toka ha?" diye fısıldadı.

"Evet, çok severim." diye mırıldandım.

Tokayı saçlarımdan nazikce geçirirken konuştu. "Artık benimde uğurböceklerini seveceğim kesin." diye konuştu.

Yüzümü ifadesiz tutmaya çalışsam da sırtımı ona döndüğümde kendimi tutamadım ve gülümsedim. Saçımı öne alarak bakmaya çalıştığımda gerçekten başarılı bir iş çıkardığını gördüm.

Yeniden ona döndüğümde" Teşekkür ederim. " dedim." Çok güzel olmuş."

"Ee benim elimden çıktı güzel olucak tabii." diyerek genişce sırıtdı.

Ukala.

Gözlerimi devirip önüme döndüğümde Berna'nın imalı bakışlarını yakaladım.

"Tek bir kelime bile söyleme." diyerek konuşmasını engelledim.

Dersi dinlemeye çalışsamda Demir'in aklımı başımdan aldığı kesindi.

Ders bittiğinde eve geldim ve kendime güzel bir sufle yapıp dizi izlemeye başladım.

Saçlarımı hala açmamıştım. Bozulmasını istemiyordum. Ama tabii ki de yarın okula gittiğimde saçlarımı açıcaktım. Demir'in görüp de yine kendini beğenmişlik yapmasını istemiyordum. Ama bu geceni bu örüklü saçlarımla geçirmeyeceğim anlamına gelmiyordu.

Aynadan saçlarımı izlerken kapımın tıklatıldığını duyduğumda "Gel" dedim.

Kapı açıldığında arasından uzanan bir kafayla dudaklarımda gülümseme oluştu. Abim gelmişti. Kendisi askerdi. Astsubay Çavuş Kartal Serez. O yüzden her zaman görevleri olurdu. Eve pek uğramazdı. Onu çok özlerdim. 4 gündür evde yoktu ve onu çok özlemiştim.

Hızla yatağımdan kalkıp kucağına atladım.

"Abiii dönmüşsün." diye konuştum sevinçle.

Abim kollarını bana sıkıca dolayarak yüzünü boynuma gömdü. "Döndüm abim." yüzü boynumda saklandığı için sesi boğuk çıkmıştı. "Çok özlemişim seni ben."

"Bende seni çok özledim abi." dedim ve yanağına uzun sulu bir öpücük bıraktım.

Beni yere indirdiğinde kolundan tutup yatağıma doğru çekiştirdim. Tabii ki ben onu çekiştiremezdim kendi isteğiyle yatağıma doğru geldi. Adam asker benim 3 katımdı zaten.

Yatağa oturduğunda dedikodu yapmaya başladık. Genellikle görevden söndükten sonra evde neler olduğunu ona özet geçerdim. O da bana görevden ilgimi çekicek bir şey olduysa anlatırdı.

"Abicim okulda durumlar nasıl? Var mı bir rahatsız eden falan?" diye sordu abim.

Ah abicim kardeşinin aşk hayatındaki durumları bir bilsen. Ya da bilmesen daha iyi.

"İyi işte abi. Yoruluyorum biraz. Sınav senesi malum. Ama halledicem." diyerek gülümsedim.

Kolunu omzuma atarak bana sarıldığında saçlarımın arasına minik bir öpücük kondurdu.

Biraz daha konuştuktan sonra yatacağını söyleyerek odamdan ayrıldı.

Bende biraz ders çalıştıktan sonra pijamalarımı giyerek yatağıma uzandım. Saçlarımı hala açmamıştım. Sabah kalkınca açıcaktım.

Tam telefonumu kapatıcakken Berna'dan bir mesaj geldi.  Mesajı açtım.

Ballı kurabiyem: Demir'le uzaktan nasıl göründüğünüzü görmek ister misin?

Berna bir fotoğraf göndermişti. Fotoğrafta ben ve Demir vardı. Demir saçlarımı örerken çekilmişti. Uzaktan çekilmiş bir fotoğrafdı. Muhtemelen Berna tuvakete gidince çekmişti.

Ballı kurabiyem: işte böyle gözüküyorsunuz

Fotoğrafa baktığımda gülümsedim. Çok güzel gözüküyorduk. O saçlarıma sanki dünyanın en güzel şeyiymiş gibi bakıyordu. Yüzümde oluşan gülümsemeye engel olamazken bir elim telefonda diğer elimse saçlarıma gitti. Aklımdansa tek soru geçiyordu.

Ben seninle ne yapacağım Demir?

TEKTAŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin